Sakin geçirdiğimiz bir hafta olmuştu. O gün akşam kapımın önüne bırakılan ağrı kesici hap ve kremleri kimin bıraktığını çözmek çok zor değildi benim için. Öfkeli bakışların altımda merhamet yattığını biliyordum. Ozan'ı tanımasam bile az çok karakterini çözmüştüm. Abisi gibi ketumdu o da, hislerini saklamayı iyi biliyordu.
Evine giren çıkan olmamıştı. Salonun ışığı ise akşamları hiç sönmemişti. Belki ara sınav haftasıdır diye böyle sakindi. Tahminim en azından böyleydi.
Hep dışarıdan yiyordu. Her gün mutlaka bir kurye kapısını çalıyordu. Bugün onun için yemeği ben yapacaktım, belki ben verince çöpe atardı ama yine de yapacaktım. Elimdeki poşeti daha sıkı tutarken apartmanın önüne gelmiştim.
Rüzgarın havalandırdığı perdeden çaktırmadan içeri baktığımda önündeki kil hamuruna çatık kaşları ile bakıyordu. Zaten onu asla normal bir yüz ifadesi ile görmemiştim.
Sırtımı pürüzlü duvara yaslanıp, düşünen bedeni izlemeye başlamıştım. Beyaz teninde bir mühür gibi duran dudakları öne doğru büzülmüş, ensesine gelen saçlarını ise yarım bir şekilde fırça ile toplamıştı. Resim ve heykel okuyordu, ikinci sınıftaydı.
Kafasını yan yatırıp, önündeki hamura ellerini koyduğunda gözlerini kapatmıştı. Fazla odaklanmış görünüyordu. Gözlerini yavaşça açtığında camın önünden çekilmiş, tuttuğumu fark etmediğim nefesimi dışarı bırakmıştım.
İzlendiğini hisseden ufak bir çocuk gibi homurtusunu duyduğumda ise gülümsememek için dudağımın iç kısmını dişlerim ile sıkıştırmıştım. Birkaç adım geri atıp, sanki yeni oradan geçiyormuş gibi yapmıştım.
Gözlerimiz buluştuğu an ufak bir kafa selamı vermiştim ama karşılığı göz devirmesi olmuştu. Eve hızlı adımlarla çıkıp, kapıyı kapattığım an biraz önce olanları düşünmüştüm. İşinin başındayken bile isyankar duruşu komik gelmişti.
Daha fazla oyalanmadan poşetteki malzemeleri çıkarmış, etleri süte yatırmıştım. Bu yaşlarda gelişmesine katkısı olması için protein ağırlıklı beslenmesi lazımdı, oldukça zayıf gözüküyordu. Buna göre bir menü yapmış, sırasıyla yemekleri hazırlamıştım.
Ocağa koyduğum çorba kaynarken altını kısıp, banyoya girmiştim. Ev çok küçüktü ve çalışan ocaklar sayesinde kan ter içinde kalmıştım.
Ocağa koyduğum çorba kaynarken altını kısıp, banyoya girmiştim. Ev çok küçüktü ve çalışan ocaklar sayesinde kan ter içinde kalmıştım. Hızlı bir duşun ardından üstüme rahat bir şeyler giymiş, ıslak saçlarımı kurulama gereği duymamıştım.
Hazır olan yemekleri tepsiye yerleştirip, evden çıkmadan önce gözlerim aynadaki yansımama kaymıştı. Islak saçlarımı elimle dağıtıp, evden çıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TESORO -GAY
Romance+20 "Nefretim nasılda aşka çevrildi, bunun tek sorumlu sensin." İki erkek arasında yaşanan ilişki anlatılmaktadır. Şiddet gibi olumsuz içerikler içerir!