1

661 60 24
                                    

Merhaba.
Aşırı aşırı heyecanlıyım ayyy🦄

Hava neredeyse eksi on dereceyi bulurken nefesim beni ısıtmak yerine daha da üşütüyordu. Hakkari'de kışlar ağır ve sorunlu geçer derdi Ahmet komutan. Şehit düşmeden önce konuştuğumuz son şeydi bu. Tam anlattığı gibi bir kış yaşanıyordu şu an. Parmaklarım ile sardığım silahın kabzesi donmak üzereydi.

"Kuzey 5 yönünde." Kulağımdaki kulaklıktan gelen parazitli ses ile kafamı bildirilen yöne çevirmiştim. Kamufle kask sayesinde görebiliyordum gelenleri. 8 tane terörist etraflarına bakarak yürüyorlardı. Elimdeki telsizin düğmesine basıp, sessizce konuşmaya çalışmıştım.

"Sekiz kişiler."

"Sıkıldım oğlum, vurda gidelim." Karşı taraftan gelen yanıt ile gülmüştüm. Can dostum Oktay ile sayısız operasyona girmiştik. Alaycı tavrından hiçbir şey kaybetmemişti. Gözlerimi karşı tarafta gizlenen Oktay'a çevirdiğimde gülümsüyordu. Zaten çekik olan gözleri gülümseyince kayboluyordu. Eliyle sigara hareketi yaptığında kafamı olumsuz anlamda sallamıştım.

"Ozan'ı görmeye gideceğim."

"Özlemiştir seni."

"Özlememiştir it, küs hala bana."

Oktay'ın bir kardeşi vardı sadece hayatta, anne babası vefat etmişti. Hayatını kardeşi ve benim için yaşardı. Belki kanlarımız bir değildi ama bizde kardeştik. Geri önüme döndüğüm an silahların doğrulduğu yeri fark etmem bir olmuştu. Elimdeki tüfeği onlara doğrultmuş ve hedef alarak vurmuştum. Sırayla hepsi yeri boylarken çalıların arasından çıkan terörist bir öncekilerin ateş ettiği yere ateş etmişti.

Saniyeler içinde o da yeri boylarken derin bir nefes almış, kafamdaki kaskı çıkarmıştım.

"Lan Oktay, şimdi iç sigaranı." Saklandığım taşa sırtımı yaslarken iç cebimden çıkardığım çakmağı ona atmıştım. Oktay yanında çakmak taşımazdı ama sigaradan da geri durmazdı. Kapalı gözlerim ile derin nefesler alırken Oktay'dan ses gelmeyince gözlerimi aralamış ve ona bakmıştım.

Beyazla kaplı çalıların üzerine dağılmış kırmızılık ile aldığım nefes ciğerlerime hapsolmuştu. Oktay'ın düştüğü yerden, kalbinin biraz aşağısından yayılıyordu kırmızılık. Titreyen bedenim ve bulanık görüşüm ile yanına koşmuş, elimi yarasına bastırmıştım.

"O-zan." Kardeşinin adı ağzından kesik kesik dökülürken çantamdaki gazlı bezi çıkarmıştım.

"Kendin konuşursun Ozan ile." Kafasını olumsuz anlamda sallamış, elimi itmişti. Yüzünde o yenilmez gülümsemesi mıhlanmış gibiydi.

"Sa-hip çık on-" Çenem titrerken kafamı olumsuz anlamda sallamıştım.

"İyisin oğlum, dayan sadece." Saniyeler sonra vücudu birden kasılmış, ardından bütün kasları serbest kalmıştı.

"Yapma lan." Islanan yanaklarımı hızla silmiş, Oktay'ı zor bela sırtıma almıştım. Sayısız operasyona katılmış, onlarca can almış, can veren nice yiğidi sırtımda taşımıştım. Ancak hiçbiri sırtımda taşıdığım kardeşim kadar ağır gelmemişti.

TESORO -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin