"CEHENNEM BOŞ BÜTÜN ŞEYTANLAR BURADA . "
WİLLİAM SHAKESPEARE
~KEYİFLİ OKUMALAR~
Korku var mıydı? Küçücük bir kız çocuğu ölümden korkar mıydı? Ona uygun tek kalp bile yok muydu? Bir kalp bu kadar kıymetlimiydi.
Bakışlarım odamda ki canlı çiçeklere takıldı, hepsi de canlı çiçeklerdi solan sadece çiçekler değilmiş insan da solarmış. Ben solarken onlar neden canlıydı bu adaletsizdi.
"Abi bütün çiçekleri odamdan çıkartın" güçsüz çıkan sesimi umursamadım bana dönen kehribar gözlerle omuzlarımı dik tutmaya çalıştım.
"Ada sen çiçekleri çok seversin neden onları odan'dan çıkartma mı istiyorsun." Abim meraklı gözlerle yatağımın kenarına oturdu " Ben solarken onların canlı durması bana haksızlık değil mi?" Konuşacak gücü bile kendimde bulamıyordum.
Kalbim gün geçtikçe içimde ölüyordu? Uygun bir kalp sadece ailenden en sevdiğin kişiyle uygun olur muydu? Bir anne hangi evladını seçecekti oğlunu mu? Yoksa kızını mı? Bir anne iki evladıyla sınanır mıydı?
"Benim güzel kardeşim, sende onlar gibi bir gün canlı olacaksın. " Yüzümde beliren acı tebessümle onun gözleri'nin en derinine bakmaya çalıştım ikimiz de her şeyin farkındaydık " Abi ben ölüyorum...." dedim. Çeneme doğru süzülen gözyaşımı elimin tersiyle sildim abim ise soruma cevap vermek yerine solmuş yanağıma tüy gibi yumuşak bir öpücük bıraktı.
"Seni yaşatmak için kendi kalbimden bile vazgeçerim" Kendinden emin çıkan sesine alayla güldüm. Konuyu kapatmak için az önce konuştuğumuz konuyu açtım.
"Bana ne, istemiyorum bu çiçekleri hepsini çöpe at" nefretle canlı çiçeklere baktım hepsi çöpün içinde solup sonra ölecekti tıpkı benim gibi.
"Ada... " Abimin sözünü tamamlamasına izin vermeden gözlerimi yumdum, bedenim gün geçtikçe daha fazla yoruluyordu, ölüyordum kimse beni kurtaramıyordu. Çünkü Ada Baysal daha doğmamışken ölü bir bebekti. Yaşayan bir ölü olarak dünya'ya geldi.
Bir kalp atışı bu kadar kıymetliydi, ben artık bedenimden güç bulamıyordum. Son günlerimin olduğunun farkındaydım, ailem'in gözü önünde ölüyordum...
*********
Kalbin tek bir atışı bile insan için çok değerliydi , küçük bir kız çocuğu yaşadığı kalp hastalığı yüzünden ölebilir miydi? Ben yaşayan bir ölüydüm, ben daha doğmamışken ölüm kelimesi bana lanetlenmişti.
Hayatta karşı baş kaldırmam bu yüzdendi bu dünyada yaşayan bir ölü'yü ne korkutabilirdi. Dışardan güçlü görünebilirdim ama içimde kime karşı savaş açtığımı bilmiyordum .
Bencildim, çünkü ben daha doğmamışken hayat bana dünya'nın benciliğini göstermişti.
Nefes alıyordum, ama kendi nefesimi değil onun nefesini yüzümde hissediyordum beni yakalamak için baya hızlı koştuğu için nefes nefese kalmıştı, onun nefesini yüzümün her yerinde hissediyordum.
Yeşil gözlerimi onun kahverengi gözlerine diktim. "Beni yakalamak için bu kadar koşmana gerek yoktu. " alayla onun yüzüne daha da yaklaştım. Yüzlerimiz arasında ki mesafe çok azdı bu yakınlıktan rahatsız olsam da geri adım atmadım.
"Seninle hiçbir şekilde bir daha karşılaşmak istemiyorum. "
"Benim piç grubuma girmeyi kabul etmedin mi? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK OYUNU
Teen FictionDudaklarımın üzerinde ateş gibi yanan Akgün'ün dudakları vardı, ben ise solmuş bir çiçektim ateş solmuş bir çiçeği yakardı. Akgün de beni öperek yakıyordu ama bir o kadar da çölüme yağmur oluyordu. İkisini aynı anda nasıl yapıyordu. İmkansızlar içi...