7.İrem

175 30 33
                                    


Müzik:
Neoni-Army
Sezen Aksu-Beni unutma

Eren

Umay  bir süredir ortalarda yoktu.

Birinci saatin sonunda onu aramamız gerektiğini Demir'e söyledim ve elimizde el fenerleriyle okulun içinde gezmeye başlamıştık.

Akşam yemeği yenmişti etüt saatlerindeydik.İkinci gün sona ericekti.Ve biz gece yarısına ne kadar kaldığını dahi bilmiyorduk.

Herkes akşam yemeğindeyken okulun içi boştu.Zaten pansiyona geçiceklerdi.

Dakika muhafızlarına yakalanmamız çok da tehlikeli olmazdı ama korktuğum şey dakika muhafızlarından farklı bir tehlikeyle karşı karşıya olmaktı.

Dürüst olmam gerekirse bu tehlikeyle benim veya Demir'in karşı karşıya gelmesi değil Umay'ın karşı karşıya gelmesinden korkuyordum.

İrem'i bir süre önce kaybetmiştik.Ölü ya da diri hiçbir fikrimiz yoktu.İrem ile Demir aynı zaman diliminde lise son okuyordu.

Buraya ilk geldiğimde o ikisi vardı.Bir süre beraber olayları çözmeye çalıştık.

Edindiğimiz çoğu bilgiyi beraber kazandık.Bu süreç boyunca İrem ben ve Demir hep beraberdik.Çünkü tutunucak başka hiç bir şeyimiz yoktu.

Ama Umay gelmeden bir süre önce İrem ortadan kaybolmuştu.

Buna ben şahit olmamıştım.Demir ve o,sığınağın olduğu bahçedeyken İrem'i götürmüşlerdi.Demir,kimin götürdüğünü dahi görmemişti.

O sıralar umutsuzluk bedenimizi sarmaya başlamıştı ve burada ne kadar zaman geçirdiğimizi,İrem'in ne kadar süredir kayıp olduğunu bilmiyorduk.

Tam bu esnada Umay ortaya çıktı.

O sabah zaman arasındaki sıkışmışlığımızda, normal olarak adlandırdığımız bir sabahtı.

Her zamanki gibi sınıfa gittiğimizde sınıfa giren yeni kişiye tepki verenlerin sadece biz olduğunu gördük.

Çünkü o da büyü hatasıydı.

Ama evrenin bize son büyü hatasını vererek yeni umut tohumları ekeceğini o gün fark etmemiştik.

Umay,kocaman yeşile çalan mavi gözlere,açık kumral saçlara,ne çok kilolu ne de çok zayıf bir fiziğe sahip normal bir kızdı.

Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Onun gelişi Demir'e biraz olsun İrem'i  unutturmuştu.Ama şu anda Umay'ı da kaybetmekle karşı karşıyaydık.

Koridorlarda ilerlerken Firuze ile karşılaştık.

"Bu saatte ne işiniz var burada?"Sorduğu soruya Demir cevap verdi.

"Umay ortalarda yok çiçeği almak için Zerrin Hoca'nın odasına girdi.Ona normal bir öğrenciymiş gibi gidip, çiçeği alıcaktı."

Firuze'nin gözleri kocaman açıldı."Buradaki yansımaların fiziksel hastalıklarda olduğu gibi ruhsal hastalıkları da planlıdır.Dakika muhafızı olan öğretmenin odasına gidecek kişilerde  programlı."

Zaman ArasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin