Bölüm şarkısı: yüzsüzeyken konuşuruz-son seslenişBu notları lütfen sona yorumlamayın bu notların başka bir anlamı var.
İyi okumalar🦋
'İçimde eskimiyicek en güzel hatırasın'
Seyit, mutfakta yaşananların ardından odasına kapanmış, kendi konağına dönene kadar çıkmamaya kararlıydı. Öğle vakti geldiğinde, odaya açık pencereden gelen temiz hava ve baharın taze çiçek kokuları doluyordu. İlkbahar'ın huzurunu hissetmek, biraz olsun rahatlamak istiyordu. Göğsüne çektiği bacaklarıyla kapının önünde oturmuş, dolu dolu gözlerle kafasını kaldırdı, derin bir nefes aldı. İçindeki sıkıntı, sanki uzun zamandır nefes almıyormuş gibi büyümüştü. Akan gözyaşlarını elinin tersiyle silerken, kapıdan gelen hafif bir tıklatma sesiyle irkildi.
"Beyfendi, Paşa Hazretleri sizi çağırıyor. Konağa gitmek için araba hazır." Yahya, kibar bir beyefendi, sakin bir sesle haber verdi. Seyit, gözlerini tamamen silip toparlandı, kapının kilidini açarak dışarı çıktı. Karşısında, kolunda beyaz bir bez taşıyan, şık takım elbiseli, kırklı yaşlarında, saçlarına ak düşmüş, babacan bir adam olan Yahya duruyordu. "Kahvaltı yapmadınız, size bir şeyler hazırlatayım, yolda yersiniz." dediğinde Seyit başını iki yana salladı, "Teşekkür ederim, bir şey yemek istemiyorum." dedi yorgun bir sesle.
Yahya, Seyit'in hâlini görünce üzgünce yüzünü astı. "Beyfendi Seyit," diyerek, bezin altından küçük bir Rus çikolatası çıkardı ve gülümseyerek uzattı. "Lütfen kabul edin, çikolata insana mutluluk verir." Seyit, önce reddetmek istese de Yahya'nın nezaketi karşısında gülümseyerek çikolatayı aldı. "Teşekkür ederim," dedi hafifçe.
Merdivenlerden inerlerken, elleri arkasında bekleyen Tosun Paşa ile karşılaştılar. Paşa, önce Seyit'e, sonra Yahya'ya baktı ve Yahya saygıyla başını eğdi. Tosun Paşa, alaycı bir gülümsemeyle, "Hadi ufaklık, evini özlemedin galiba?" dedi. Seyit, Paşa'nın sert bakışları altında biraz ürkekçe aşağıya doğru ilerledi. Son basamağa vardığında, Paşa onu sertçe kolundan tutup çekti, gülümseyerek onu faytona doğru götürdü.
Kapının önüne geldiklerinde, Tosun Paşa hâlâ Seyit'in kolunu sıkı sıkıya tutuyordu, neredeyse canını acıtacak kadar kuvvetliydi. Faytonun çevresindeki askerler, saygıyla eğilip Paşa'yı selamladılar. Tosun Paşa, önce Seyit'in faytona binmesini bekledi, ardından keyifle gülümsedi ve onu takip etti.
Tosun paşadada faytona binince araba hareket etti. Tosun Paşa, sol bacağını sağ bacağının üzerine attı. Cebinden metal tabağa çıkartıp bir tütün sardı ve dudaklarının iki çizgisi arasına yerleştirdiği sigarayı yaktı. Bunları yaparken Seyit'ten bir an olsun gözünü ayırmadı. Genç çocuk izlendiğinin farkındaydı ama korkudan kafasını kaldırıp bakamadı. Paşa,tütünde derin bir nefes alıp Seyit'e yaklaştı ve dumanı Seyit'in yüzüne üfledi,Ani dumanın etkisiyle Seyit öksürdüğü anda Paşa, tek eliyle perdeyi kapatıp hemen Seyit'in önde birleştirdiği eliyle geriye doğru yaslayıp dudaklarını yapıştırdı.
Seyit, şokla dudaklarına hücum eden adamın iri cücesini ittirmeye çalışsada başaramadı. Seyit şu an rüyada olduğunu düşünüyordu; midesi kasılmıştıPaşa onun dudaklarını öperken o gözyaşlarınıyaşlarını döküyordu. Paşa dudaklarını geri çektiğinde arabanın içinde o dudak sesi duyulmuştu. Seyit, elleriyle Paşayı geri ittirmeye çalıştığında Tosun Paşa, Seyit'in belinden tutarak ayağını kaldırdı ve kucağına oturttu. Seyit kitlenmişti, sadece gözyaşıyaşı döküyordu.Gözyaşlarınıyaşlarını dökerek "Ce..ce..ceza almadım ki" dedi zorlayarak. Kalbi yerinde çıkacak gibi atıyordu;paşa keyfili gülüşünden ödün vermeden "bu bir ceza değil ufaklı...uyarı"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tosun paşa/ BxB
Historical FictionSeyit, kız kardeşini zorla evlendirmek isteyen güçlü Tosun Paşa'ya karşı mücadele ederken, Paşa'nın ona olan gizli ilgisiyle yüzleşir. İlk başta nefretle başlayan bu ilişki, zamanla derin bir çekime dönüşür. İki inatçı adam arasında, aşk, güç ve duy...