Bölüm 54

75 5 0
                                    


Bölüm şarkısı: Sezen Aksu-Biliyorsun(İngilizce ver)

Şarkıyı Feza ve Ragıp'ın bölümünde açın içinize işler🥹

İyi okumalar🍄

Gece ilerledikçe Feza, meyhanenin dışında beklerken bir sigara daha yaktı. Duman ağır ağır yükselirken, kafasındaki karmaşık düşüncelerle cebelleşiyordu. Gözü sürekli meyhanenin önünde, etraftaki insan kalabalığı azaldıkça sabırsızca bekliyordu. İçeriden gelen gürültü hafiflemeye başladığında, nihayet meyhanenin önüne askerlerin kullandığı bir at arabası yanaştı.

Feza hemen biraz daha geriye, gölgelerle saklanan bir ara sokağa çekildi. Bir süre sonra baş asker, arabadan inip kucağında baygın bir Seyit'le meyhaneye doğru ilerledi. Feza'nın içi endişeyle doldu, ancak sabırlı olmak zorundaydı.

Göz ucuyla arkasında bekleyen kız kardeşi Asena'ya bir işaret verdi. Asena, yüzünü örten ince bir peçeyi düzeltti ve uzun sarı bir peruk takarak dansçı kıyafetlerine bürünmüştü. Feza'nın sinyalini aldığı anda, başını hafifçe eğip sakince meyhanenin önüne doğru yürüdü. Ortamın dikkatini çekmeyecek kadar doğal ama yeterince dikkatli bir şekilde, adımlarını sessizce atarak kapıdan içeri süzüldü. Feza, Asena'nın meyhaneye güvenle girdiğini gördükten sonra derin bir nefes aldı; her şey planlandığı gibi gidiyordu... şimdilik.

Feza, bir an daha bekledikten sonra meydandaki hareketleri dikkatle izlemeye koyuldu, olası bir tehlike sezdiğinde harekete geçmek üzere gölgelerde saklanmaya devam etti. Asena, meyhanenin içine adımını atıp askerlere doğru ilerlediğinde, yüzünde bir şaşkınlık ifadesi vardı. Baş askerin tam önünde durarak, İngilizce olarak sordu:

"What is going on here?"
("Burada neler oluyor?")

Baş asker, ona sert bir bakış atarak, elindeki baygın haldeki Seyit'i umursamazca Asena'nın ayaklarının önüne bıraktı. Seyit yarı baygın halde, kendine gelmeye çalışıyordu. Baş asker, soğuk bir ses tonuyla yanıt verdi:

"This one caused some trouble, so we brought him here for a lesson."
("Bu adam biraz sorun çıkardı, bu yüzden ona bir ders vermek için buraya getirdik.")

Asena, başını dik tutarak durumu anlamaya çalışıyormuş gibi yaptı. Fakat içten içe Feza'nın verdiği görevi yerine getirmeye odaklanmıştı. Hafif bir tonda sordu:

"Is it necessary to treat him this way? He seems harmless."("Onu bu şekilde muamele etmeniz şart mı? Zararsız görünüyor.") Baş asker, gözlerini kısarak Asena'yı süzdü ve alaycı bir ifadeyle karşılık verdi:

"Harmless or not, orders are orders. Keep your distance, lady. ("Zararsız ya da değil, emirler emirdir. Mesafeni koru, bayan.") Asena, başını hafifçe eğerek geri çekildi. "Bayan senin anandır orusupu evladı" diye fısıldadı. İçinde fırtınalar kopsa da, soğukkanlı görünerek planını sürdürmeye kararlıydı. Gözü Seyit'in üzerindeydi; bu kadar yakınına gelmişken onu kurtarma fırsatını kaçırmak istemiyordu.

Asena, yerde baygın halde yatan Seyit'i dikkatlice yerden kaldırdı ve omzuna yaslayarak ona destek olmaya çalıştı. Seyit'in zayıf haldeki bedeni, Asena'nın destekleyici omzuna yavaşça yaslandı. Askerler, alaycı bakışlarla Asena'nın Seyit'i ayakta tutmaya çalışmasını izlediler. Askerlerin birkaç adım ötesine geçtiklerinde, aralarında pis pis gülüşmeye başladılar.

"Let's have a taste of this boy first ourselves."
("Şu çocuğu ilk biz bir tadına bakalım.")

Baş asker, kaba bir gülümsemeyle diğerlerine döndü ve ekledi:
"After all, he's here to be enjoyed properly. We deserve to be the first to try him."
("Zaten burada güzelce yenilecek. Bence bunu ilk yiyen biz olmalıyız; bunu hak ettik.")

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: a day ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tosun paşa/ BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin