Zombi

342 325 7
                                    

Kalplerinin en derin yerinde yaşadıkları hüzün, gözlerinden okunuyordu. Bir arkadaşlarını daha kaybetmeleri işin ciddiyetini onlara tekrardan göstermişti. Artık ciddiyetsizliğe yer yoktu, her biri kendi içinde soğukkanlı olmuştu. Danyal "Bakın, hepimiz aynı üzüntüyü yaşıyoruz. Böyle bitkin ve güçsüz durursak bu şey gözümüzün yaşına bakmaz. Hepimizi öldürür! Kendimce düşündüğüm bir şey söyleyeceğim. Burası o kadar karışık bir düzende ki, belki de her şey bitince arkadaşlarımız tekrardan görebiliriz" der. Kendini avutma gibi görünse de arkadaşlarına fikrini aşılamıştı.

Gökyüzünde tren resmi görünür ve çevre oluşmaya başlar. Büyük bir bahçesi olan etrafı beyaz çitlerle sarılı, iki katlı bir köşkün bahçesindeydiler. Havada küçük bulutlar dağınık vaziyette durmuş, güneş ise köşkün tam karşısından batmaya doğru gidiyordu. Köşkün içini dikkatlice gezdiklerinde etrafta dağınık halde bırakılmış tonlarca cephane olduğunu görürler. Güvenlikleri için birazını kuşanır ve ikinci kata çıkarlar. Orada da onlara zarar verecek herhangi bir şey bulamayınca balkona geçerler. Serin hava içlerini huzur hissiyle dolduruyordu, durup dinlenmeye gerçekten ihtiyaçları olduğunu o an anlamışlardı.

Kadir "Evin dört bir yanı cephaneyle dolu, bizi büyük bir şeye hazırlıyorlar" der

Nur, biraz tedirgin olmuştu. "Ne olabilir ki?" diye sorar.

Bekir, dostça omuzuna dokunarak ona yanında olduğunu gösterir ve "Ne olursa olsun bunu da atlatacağız" der.

Muhabbete devam ederlerken, Can yanına aldığı keskin nişancı tüfeğiyle çevreyi kolaçan etmeye başlar. Sol, sağ ve önlerinde onlar gibi birkaç tane daha köşk vardı. Bakınmaya devam ettiği sırada karşı evin bahçesinde duran bir adam dikkatini çekmişti. Adamın arkası dönüktü, dürbünü iyice yaklaştırdığı zaman adam arkasını döner. Yüzü çürümüş, ağzı kanlar içinde kalmıştı. Yanlış bir şey görmediğinden emin olmak için gözünü kapatıp tekrardan baktığında onun bir Zombi olduğunu anlar. Silahını Veli'ye uzatarak "Neye hazırlıklı olmamız gerektiğine bakın" der. Dürbünle sıra sıra adama baktıklarında büyük tepkiler vermeseler de içlerini endişe ve korku kaplamıştı.

Artık tek amaçları çıkışa nasıl gidecekleri olduğundan savaşmaktan edebildikleri kadar uzak durmaya çalışacaklardı. Can "Biri benimle gelsin, diğerleri de sağda solda ne kadar mühimmat varsa ikinci kata taşısın" der ve Danyal'ı yanına alarak bahçeye inerler. Etrafta belirli aralıklarla dizilmiş ağaçlar vardı, tahta çitlere doğru yaklaşırlar.

Danyal, biraz korkmuş gibiydi. "Bunlar Zombileri tutamaz. Başka bir yol bulmamız gerek" der.

Can'ın o sırada aklı ve gözleri bir şeye takılmış düşünüyordu.

Danyal "Ne oldu?" diye sorduğunda ondan bir cevap alamaz.

Can'ın, dikkatini çeken şey çitin üzerindeki havanın bulanıklığıydı. Elini uzattığında eli duvara çarpmış gibi engellenir. Elini çitin arkasına geçiremiyordu, görünmez bir engel buna izin vermiyordu. Yerden küçük bir taş alarak fırlattığında ise taş herhangi bir engelle karşılaşmadan çitin diğer tarafına düşer.

Danyal, bu olaya fazlasıyla şaşırmıştı. "Bu neydi şimdi?" der.

Can "Buradan bir süreliğine çıkamayacağız demek, o yüzden burayı iyi savunmalıyız" der ve bu gördüklerini diğerlerine de söylemek için köşke geri dönerler. 

Arkadaşları el birliği ile mühimmatları yukarıya taşıyordu. Nur, onları görünce hemen yanlarına gelir. "Bunları niye yukarıya taşıyoruz. Kaçalım bu evden" dediğinde Can, ciddi bir tavırla yüzüne bile bakmadan "Buradan çıkamıyoruz! Eşyaları taşımaya devam et" der. Öyle bir sert söyler ki Nur'un endişeli bakışları üzerinden ayrılmaz. Dakikalarca süren mühimmat taşıma işi bittikten sonra balkonda toplanmışlardı, şimdi ne yapacaklarını düşünüyordular.

Seviye AtlamaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin