Akılları hâlâ geçen ki bölümde kalmıştı, asıl gerçekliğin ne olduğunu sorguluyorlardı. Kendileri mi gerçekti yoksa ilk başta onları kovalayanlar mı? Farklı bir boyutta mıydılar yoksa farklı bir evrende mi? İkisinin de ne olduğundan tam anlamıyla emin değillerdi. Bildikleri tek bir şey vardı o da hayatta kalmaya çalışmaktı.
Gökyüzünde üç aşama gözüktüğünde geçen ki gibi uzun bir yolculuk onları bekliyordu. Birinci aşamada sade kırmızı bir bayrak resmi belirir. Daha fazla ne olabileceğini düşündüğünden ciddiyetlerini bozmadan korkusuzca etrafın oluşmasını beklerler ve çevre oluşmaya başlar.
Yağışın habercisi olan koyu renkli mavi bulutlar ve kısa yeşil otların çevrelediği bir ovada, iki ordu karşı karşıya gelmişti. Savaş öncesi gerilim ve sessizlik iki orduda da hüküm sürüyordu. Binlerce asker kılıç ve kalkanlarını kuşanmış, uzun sıra halinde saf tutarak savaşmak için liderlerinin emirlerini bekliyordu.
Can, en önde atıyla birlikte ordulardan birini komuta ederken arkadaşları da arkasında diğer askerlerle birlikte saf tutuyordu. Her bölümde olan şaşkın bakışları artık kaybolmuştu. Çünkü olabilecek her şey artık onlara normal geliyordu. Can, cesur ama ifadesiz bir suratla ordusuna baktığında veziri yanına yaklaşıp kulağına sessizce bir şeyler söyler. Can, düşman saflarına geri dönerek veziriyle birlikte müzakere için atını ortaya doğru sürer. Düşman Lideri'de veziriyle birlikte gelmişti. Dört atlı ve arkalarında duran bir grup cesur askerle cephenin tam ortasında buluşmuşlardı.
Can, atının üzerinde dimdik durarak ciddiyetle konuşmaya başlar. "Yeterince masum kan akıttınız daha fazlasına lüzum yok. Teslim olun, erkekler cezasını çekmek için bizim himayemiz altında çalışsın kadınlarınız ve çocuklarınız da bizimle birlikte rahatça yaşasın" der.
Düşman Lideri, kahkaha atar. "Kanlarınızı çocuklarımıza içireceğiz, o pis leşlerinizi de! Bu topraklara gübre yapacağız!"
Can, onun gözlerine derin derin bakarak "Kanlar akacak!" der.
Düşman Lideri "Bol bol akacak, yeter ki vermeye yetecek kanınız olsun."
Can "Biz özgürlük için kan vermeye razıyız. Bunu bilin ki cesaretimiz, sizin gaddarlığınıza üstün gelecek."
Düşman Lideri "Kelleni duvarıma astığımda cesaretle bana bakarsın."
Can "Öyle bir şey, Asla olmayacak" der.
İki tarafta ayrılarak askerlerinin başına geri giderler. Can, ordusunun gözlerinin içine içine bakıyordu. Bazıları boynu dik, yere çivi gibi basarken bazıları ise belki de ilk savaşları olduğundan heyecanlı ve çekingendiler. Onlarda biliyordu ki karşılarındaki gaddarlar birçok masum insanı vahşice katletmişti. Can, askerlerinin büyük savaşa hazır olmasını istiyordu, o yüzden cesurca atılarak askerlerin içindeki kor alevi canlandırmaya çalışır. Atını ordusunun önünde bir ileri bir geri sürmeye başladığında uzun zamandır içinde biriktirdiği kini de konuşmasına döker.
"Düşmanımızı tanıyoruz‼ Hepsi güçlü savaşçılar. Karşınızdakilerin güçsüz olmasını mı isterdiniz‼ O zaman nasıl kendi kahramanlığınızı yaratacaksınız. Unutmayın! Bu savaşta zorlu anlar yaşayacağız, yorgunluklar hissedeceğiz ama bunlar bizi yolumuzdan alıkoyamayacak‼ Şu andan itibaren her birinizin yüreğindeki savaşçı ruhu serbest bırakmasını istiyorum‼ Düşmanı içimizdeki cesaretle korkutacağız‼ Yaptıkları onca zulme siz tarihi yeniden yazacak kahramanlar‼ Dur diyecek‼ Onlara hayal bile edemeyecekleri bir yenilgi yaşatacağız‼ Son ana kadar savaştığınızı görmek istiyorum‼ Bu savaşa birlikte başladık, birlikte son vereceğiz‼" der.
Bu konuşmasıyla ordusuna cesaret vermiş ve yanında olduğunu onlara göstermişti. Askerler durmadan bağırıyordu, içlerindeki kor alev canlanmaya başlamıştı. Can, son gücüyle bağırmaya başlar. "GÖZLERİNİZİN İÇİNE BAKIYORUM, CESARETLE PARILDIYOR. BUGÜNN! İNSAN OĞLUNUN TARİHE GEÇECEK SAVAŞINI, DÜŞMANIMIZI TOPRAĞA GÖMEREK KAZANACAĞIZ. KİM OLURLARSA OLSUN MERHAMET İSTESELER DAHİ ONLARA ACINMAYACAK. TÜM DÜNYAYA KİM OLDUĞUMUZU GÖSTERECEĞİZ. BUNU UNUTMAYIN!! SAVAŞI KAZANDIRACAK BİR ŞEY VAR İÇİMİZDE. O DA YÜREĞİMİZZZZ‼. AĞIR YARALAR ALSAK DA KALKIP SAVAŞACAĞIZ. BU SAVAŞI ASLA KAYBETMEYECEĞİZ. TANRI ADINA, AİLEMİZ ADINA ÖLMEYE HAZIR MISINIZ‼" hep bir ağızdan "EVETT‼‼" diye bağırırlar. Can, askerlerin kılıçlarına vurarak atını ileriye doğru sürmeye başlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seviye Atlama
Science FictionYıllardır bunaltıcı yaz sıcağında evde oturmaktan sıkılan yakın arkadaş grubu, biraz heyecan için kamp gezisi düzenlemeye karar verir. Uzak ve huzurlu bir ormanlık alana girdiklerinde eğlence ararken bir mağaraya rastlarlar. Bu mağaranın onları bamb...