12.Bölüm

125 14 0
                                    

Beklemek ah en sevmediğim şey. 3 gündür onun uyanmasını bekliyordum. Kazadan tam üç gün geçmişti. Doktorlar kafasını çarptığını ve bazı yerlerınde ezilme kırık olacağını söylemişti. Atlata bilirdi. Uyanırsa herşeyi atlatacaktı ve ben onun yanında olacaktım.

Tamam iyi bir tanışmamız olmamıştı ama yeniden tanışa biıirdik. Bi o uyansin bana yeter. Annesi bana yaklaştı ve sulu gözleriyle bana bakarak "Yavrum helak oldun burada hadi git evine üstünü değiş azıcık dinlen" dedi.

Uzun ısrar sonrası eve gelmiştim. Duş alıp askeriyeye geçtim. Komutanım durumu biliyordu. Kendi odama geçtim ve masanin üzerindeki dosyalara baktım. Kapı tıklandığında "Gel" dedim. İçeri giren Okandı. "Hoşgeldin kardeşim" dedim ve ayağa kalktim o da "Hos buldum" deyip elini uzattı. Tokalaşıp oturduk. "Nasılsın?" Dedi. Bu soruyu cevaplamak benim için zordu. "İyiyim" dedim. "Elisa nasıl?" Deyip koltuğa oturdu. "Bilmiyorum. 3 gündür uyuyor ve göremiyoruz." dedim. "Geçmiş olsun kardeşim" dedi Okan. Hafifçe başımı aşağı yukarı salladım.

Doğum günü partisi olmuştu. Komutan olayı duyar duymaz hastaneye gelmişti. Keşke o gun dışarı çıkmasaydı. Olacağa bir çare yoktu. Başa gelen dert çekilirdi.

Aslında soyle bakınca onun hiçbirşeyiyim. Bu denli endişelenmem,onu merak etmem gerekmiyo. Ama elimde degil onu deli gibi merak ediyorum. Iyi olmasını istiyorum. Görmek istiyorum onu.

"Korhan ıyimisin?" diye parmağını şıklatarak konuştu Okan. "Ha? Iyiyim noldu?" diye düşüncelerden sıyrıldım. "Sesleniyorum iki saattir. Dinleyen kim?" dedi Okan. "Kusura bakma dalgınım biraz" dedim. "O iyi olacak merak etme." dedi. "Inşallah kardeşim inşallah"

Elisa'dan

Gözlerimi acamiyorudum lâkin vicudmdaki acıları hiss ediyordum. Kafam sızlıyordu. Gözümün önüne o görüntüler geldi. Korktum. Araba mi çarpmıştı? Ne zamandan beri? Ne kadar süredir uyuyordum? Annem babam burdamiydi? Doğa?

Gözlerim açılmıyordu. Zorlukla kipriklerimi kaldırdım. Odadaki ışık gözüme vurunca bir daha kısıldı gözlerim. Biraz alistiktan sonra tamamen açtım. Odada kimse yoktu. Bilmediğim bir yerdeydim. Kolumda serum,başımda sargı hiss ediyordum. Kolum açıyordu. Duraklarım kurumuştu.  Dudaklarımı aralayıp kısık sesle "Kimse yok mu?" diye soyledim. Fakat kimse duyamazdı. Sesim çıkmıyordu ki. Bir daha denedim. "Anne? Baba? Nerdesiniz? Kimse yok mu?" dedim birdaha. Ses çıkmayınca gözlerim doldu.

Öldüm mü acaba ondan mi kimse duymuyo? Yok ne ölmesi ya öldükten sonra neden serum taksınlar dimi? Etrafıma baktım. Tanımadığım cihazlar vardı. Hepsinin sesi vardı. Ölmedim kesin. Ölsem niye buradayım ki.

Soluma baktım fakat cihazdan başka bişey yoktu. Sağıma bakınca bir küçük ilaç dolabı vardı. Üzerinde cam şişelerde sıvı ilaçlar,şırıngalar, ve bir çok şey. Yan dönmeye çalıştım. Başardık mi? Hayir.

Yüzbaşı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin