8-ci bölüm;İlk görüş.Acılar ve anılar...

37 14 3
                                    

Tüm yolların sonunda kendini bulmak,bazen hiç beklemediğin yerlerde başlar;)...
                                         Yazardan...

_____________________________
TİM-in evindeki bar köşesinde oturmuş içkimi yudumluyordum.Diğerleri uyuyordu.Viran dediklerimi hall etmiş,yarın saat 7 için görüşme ayarlamıştı.

Düşüncelere dalmıştım.
Çocukluğum;
Küçük yaşta yaşamadığı işkence kalmayan bir kız çocuğu.Siyah saçları uzun,saçlarıyla aynı renk gözleri,beyaz teni.Annesi ölmüştü.Babası onu bırakıp gitmişti. Hiç bir aile şefkati görmeyen çocuklardandı.Her şeyiyle masum bir kız çocuğuydu.Taa ki o güne kadar.Geçmişin gölgeleri,geleceğin ışığını gizler,ama her karanlık gecenin ardından,yeni bir umut doğar...

22 yıl öncesi;
Her zamanki günlerden yine şiddet yine tecavüz.Üstüm çıplak,saçlarım açık.Önümde duruyor,vücuduma bakıyor.Onun da üstü çıplak,umursamıyor.
Ağlıyorum sessizce,anne diye sayıklıyorum gelen yok.Baba diye haykırıyorum duyan yok.

Ne yapsın bu küçük kız çocuğu?

Bağırsınmı yoksa sussunmu?

Bağırırsa daha sert yapıcak.

Susarsa canı yanacak.

Ama hiç kimsenin bilmediği bir şey var.

Küçük kızın her halükarda canı acıyacak.

Şimdi siz söyleyin ne yapsın bu kız çocuğu?

Çocukluğumun katiliydi o.
Beni masum olan çocukluğumdan çıkaran ve beni kirleten katildi o.

Şimdi; Omzuma bir elin değmesiyle düşüncelerimden ayrıldım.Kafamı çevirip omzumdaki elin sahibine baktım.Polattı.Canımdı.Kanımdı.
Abimdi.Tek yakın sırdaşımdı.Ellerini uzatıp gözyaşlarımı silene kadar ağladığımı fark etmemiştim.Böyleydim işte sessiz ağlayan,ama içinde fırtınalar koparan.Uzandı ve alnıma uzun sayılabilecek öpücük kondurdu.Gözlerimi kapadım ama yaşlar hala feryat ediyordu.Benden ayrıldı ve yanıma oturdu. "Yinemi o?"diye sordu.Kimden bahsettiğini anlamıştım.Kafamı olumlu anlamda salladım. "Bak güzelim o öldü.Sen onu işkenceler vererek öldürdün.Neden unutmuyorsun?Geçmedimi?"dedi
Gözlerimi yerden ayırıp yeşil harelerine diktim. "Geçmedi Polat.Acıyor.Biliyorum sendede geçmedi."dedim

Gözleri doldu.Ağlamamak için dişlerini dudaklarına geçirdi.Kafasını olumlu anlamda sallayıp "Ben o geçmişle yaşamaya alıştım Larson."dedi bana.Dudaklarımda mutluluktan uzak bir acılı gülümseme oluştu.
"İşte biz burda ayrılıyoruz Polat.Sen o geçmişle yaşamaya alıştın.Ama ben mecbur bırakıldım"dedim acılı bir sesle.Göz yaşlarını tutamadı ve ağlamaya başladı.O da benim gibi sessizce ağladı.Ben ona ağladım,o bana ağladı,geçmişimizde kendine ağladı.

O farklıydı diğerlerinden.Duygularını iyi saklıyordu.Hiç kimseye zayıf yönünü göstermiyordu.Benim gibiydi.

İlk tanıştığımızda 17 yaşımdaydım.
Onunla iyi anlaşmıştık.Bir birimize acılarımızı ve anılarımızı anlatmıştık.
İşte o gün bir birimize söz verdik.
Sadece kendi içimizde,birlikte ağlayacaktık.

Şimdide burdaydı.Yalnız bırakmamıştı her zaman olduğu gibi.
Biliyordu uyumadığımı,uyuyamadığımı,ağladığımı.Çünki ben ne zaman acı çekersem kendimden önce ilk onun canı yanardı.

Bana ilk gün böyle bir şey söylemişti.
"Anahtarı bulurum Larson,ama sende söz ver unutmak yok!"demişti.

Hala unutmuyordum,unutamıyordum.Bırakmıyordular sanki acı çekmemi istiyordular.

Karanlığımın Çığlığı...(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin