Dikkat!🔨
Bu hikaye tamamen hayal ürünü olup, gerçek kişi, yer veya olaylarla herhangi bir ilişkisi yoktur.
___
"Ağla, ağla, ağla
Sakın dikkat etme rüzgara
Düşer senin öyle gözyaşların
Belki düşer, belki de kalır."(Cemal Süreya)
"Göğsümde tarif edilmez bir sızı var sana,
henüz gitmemiş bir yürekte, sanki ardımda kalmışsın gibi... Ama sonra bir de kendime kızıyorum; yabancıyız diyorum. Hep öyle kalacakmışız gibi..."Yabancı olmak birine miydi, yoksa her şeye mi?
Bu evde, bu hayatın içinde, her şeyden çok kendime yabancıydım. Ama asıl acı olan, bu yabancılığı içimde taşıyor olmaktı. Kendi ruhumda bile kaybolmuşken, bu evde nasıl yer bulacaktım? Kinin yuva bulduğu o gözlerde nasıl nefes alabilecektim? Nefretin yer edindiği o soğuk kalplerde nasıl ısınacaktım?
İçimdeki bu boşluk, kendi kendime bile tanıdık gelmeyen bir dünyada var olmaya çşmakla ilgiliydi ve ben bir arayış içindeydim. Kendimi aramaktan çok kaybolmaktan korkuyordum.
Tutunacak bir dalımın olmadığı o yuvanın bana taş duvarlar olduğunu biliyordum. Bana candan bakan kimsenin olmayacağını da biliyordum; lakin içinde savrulduğum bu hayata yenilmekten kaçmak zorundaydım. Dizlerimi büküp boyun eğmekten kaçmalıydım; zira bana merhametin kapılarından uzak olan o cehennemin tam ortasındaydım. Ve burada beni yakmak isteyen birçok zalimin olduğunu da görebiliyordum.
Parçalanmış dünyamda avare olan gezgin bendim; yalnız bırakan ise o.
Alev saçan o, kaçan ise bendim.
Zana Hanım beni tehdit etmesinden sonra ardına bile bakmadan kapıyı çarpıp dışarı çıkmıştı. Hâlâ oturduğum yerde düzensiz olan nefeslerimi dizginlemeye çalışıyordum. Anladığım tek bir şey varsa, bu yuva denilen yerde beni kaybetmek için uğraşacak çok kişi olacaktı. Önüme engeller koyacak, beni perişan etmek için ellerinden geleni yapacaklardı. Aldığım nefeslerin dahi gözlerine batacağını biliyordum. Bir günahkâra kurban olmanın cezası bu olmamalıydı.
Kızaran gözlerimden süzülen yaş çeneme doğru süzülürken derin bir iç çektim. Boğazımı saran zehir ruhumu da altında eziyor, paramparça ediyordu. Uçuruma hiç bu kadar yakın olmamıştın. Yüksekten korkardım ben. Düşmekten. Ellerimi tutan bir el olmamasından. Ama şimdi o tepenin en dibindeydim ve beni iten birisini bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN DÜĞÜMÜ
Ficção Adolescente☀️ İki kalbi sonsuza dek mühürleyecek olan kan düğümü atıldığında, bu kararın karşısında duracak herkesin dili lâl olacaktı. Kahve gözlü adam, elini güneşe uzatmaya cesaret ettiğinde, kalbinde yanmaya başlayacak kor ateşten kaçamayacaktı. "Öyleyse...