3- DEĞER ALGISI

14 6 13
                                    


["Değer kopyalanabilir ancak değer algısı kopyalanamaz."]

"]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


1 başını nefes nefese kaldırdığında rüyadan uyanır gibi değil de yeni bir rüyaya başlar gibiydi. Kolunu esneterek gerindi, uyumadan fişten çektiği ekranı sönmüş bilgisayarla onun yanındaki kasetler ona nerede olduğunu hatırlatıverdi. Belini oynattığında sandalyenin o kadar da rahatsız edici olmadığını fark etmişti. Sonra bacağındaki ve kolundaki protezi yoklayarak sağa sola oynattı. "Şu lanet olası oda! Nasıl geçecek burada vaktim ha? Nasıl? Bir ömür burada nasıl geçer?" Orta düzey bir sesle suç işlememek için kızgınca söylenirken yerinden kalkıp camın önüne gitti. Ellerini tezgâha dayadı ve çaresizce "Sadece bu evde değil, bu dünyada nasıl yaşanır?" diye sordu kendine.

"Nasıl geçer zaman?"

Gündüzün bulanık havasında her yeri kaplayan o tek çeşit kuş sesleri duyuluyordu. Huzurlu olan tek canlı kuşlar olamazdı. Dehşet ensesinden akan terin en masum açıklamasıydı. "Korkuyorum," dedi, "Ben korkuyorum." Kendi kendine kollarını dolarken bu ona silah seslerini duyarken tünelin arasından kendini ısıttığı zamanı ve bıraktığı notu hatırlattı. "Kendi kendimeyim, sarılacak kimse yok." Kendine sarılmak geçmişe götüren bir kurşundu. "Savaş bitecekti, eve dönecektim," dedi taze bir pişmanlıkla. "Savaş bitecekti, eve dönecektim."

JEJ içeri girdiğinde kollarını kendinden ayırdı ve dönüp tam arkasında duran robotun gözlerine nefretle baktı. Adamın bakışlarındaki nefretin aksine robotun gözlerindeki şey sadece ilgi, biraz merak ve yardımcı olma arzusuydu. "İyisinizdir umarım," dedi nazikçe elini göğsüne koyarak eğilirken. "Bir sorun varsa bana bildirebilirsiniz."

"JEJ, sen rüya görüyor musun?" diye sordu 1. Robot başını iki yana sallayarak "Hayır," diye yanıtladı. "Peki," dedi robotun odak noktasını korumak güdüsüyle. "Sen acı çekebilir misin?" Sorusu üzerine robot yine başını iki yana sallayıp "Hayır," dedi. "JEJ, peki ya sen," dedi 1 ona doğru bir adım atarken. "Sen mutlu olabilir misin?" Robot yakın mesafedeki insanı gözetliyordu. Sadece "Lütfen oturun, kendinizi kaybetmiş görünüyorsunuz," diye uyarıda bulundu.

Adam "Neden benim sürekli oturmamı istiyorsun?" diye sordu ancak sesi tam yükselecekken fark edip alçalttı. "Sadece bir cevaba ihtiyacım olduğunu bilmelisin. "Sonra "Oturmak ne işe yarar ki?" diye ekledi daha bir saygıyla. Robot "Oturmak sizi dinlendirir," diye yanıtladı. Alışıldık sesi sanki aynı şeyi yüzlerce kez söylemiş havası veriyordu. "Ben yorgun değilim ki," dedi 1, hayatında hiç anlaşılmamış biri edasıyla. "Ben yorgun değilim, ayaktayken hiçbir yerim ağrımıyor," diye samimiyetle kolunu ve bacağını robotun gözleri önünde hareket ettirdi. Ayaklarını yere hafifçe vurup gösterdi. "Bak, sağlamlar; iyiler ancak burası," dediğinde parmağı kafasındaydı. "Burası iyi değil, burası oturarak iyileşmez. Hatta belki de..."Robot kollarını göğsünde bağlamıştı ve bir insan gibi dinliyordu.

ROBOT MU İNSAN MI? | DİSTOPYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin