8 AY SONRA
"İNSANLAR VE MAKİNELER YASASI: TOPLUM YASALARI"
Cezalandırma yasaları, her iki taraf için eşitlik kazanmıştır.
İnsanlar sokakça özgürce yürüyorlardı, ellerinde alışveriş çantaları bisikletleriyle alabildiğine yol almışlardı. Çarşıdaki kafeler arkadaşlarıyla baş başa kalan insanlar tarafından dolmuş; sohbetler o kadar koyulaşmıştı ki çikolatalı kurabiyeler unutulmuştu. Şehrin göbeğindeki restoranların birinde, geniş bir masanın etrafına dizili sandalyelerde bir grup insan oturuyordu.
Bunlardan ilki şapkasıyla REN GEYİK yayınevinin müdürüydü. Robot, şapkasını masaya indirip kaldırıyordu. Onun hemen yanında, 41 oturuyordu; 41'in yanında yüzünün sargılarını açmış, delik deşik yüze sahip bir kadın oturuyordu. Bu Cevriye Aytekin'di, toparlanmaya başlamıştı. Onun, 41'in hemen sağında oturmak onu eğlendiriyordu. Onun hemen sağ tarafındaki sandalyede ise diğer iki insan, Doktor Ela Tekgöz ve 1 oturuyordu.
İsmini anayasada savaş öncesi ismi Biran Çelik ile değiştirmişti. Limonatasını pipetten çekerken, suratında hoş bir ifade vardı. Yayınevi müdürü, yanda birbirine hoş jestler yapan robot ve kadına dönerekten "Aslında, şu duygular hoş," dedi. Ela Hanım, kolundaki saate bir göz atarak beyaz dişleriyle gülümsedi. Masada kahkahalar yükselmişti. Cevriye Hanım, "Hangi duygular?" diye sordu utanarak.
Yayınevi müdürü "Bu konu beni aşar," diye yanıtladığında; Biran bıyık altından güldü. "Aşk konulu bir yazıyı dizinimize eklemeyi çok isterim," dedi Biran'a dönerek müdür. "Ayrıca editörlerime de kitabınızı editlerken yardım etmelisiniz çünkü sizin ifadelerinizi algılaması zor." Doktor Ela Hanım, "Aşık olmak ister miydiniz sayın müdür?" diye sordu robota. Robot şapkasını kafasına takmaktan vazgeçip masaya bırakırken, insanların kendisine dikkat kesildiğini gördü. Ama 41 lafa girerek "Ben oldum bile," dedi. Masada oturan grubun tamamı ona döndüler, Cevriye Hanım yandan robotu süzmüştü.
"Aşık olmak ne demek?" diye sordu Ela Hanım, kurabiyeden bir ısırık alırken. Saçlarının rengini kızıldan platin sarısına boyatmıştı. Üzerindeki çiçekli gömlek, ona çok yakışmıştı. Yüzü daha bir gençleşmiş gibiydi. Masaya bir insan garson yaklaşarak bitmiş bardak ve tabakları topladı. "Afiyet olsun, başka bir isteğiniz var mı?"
Yayınevi müdürü insan garsona bakarak "Beyefendi," dedi. "Makinelere göre bir içecek var mı?"
Tüm masa kahkahalarla gülüyordu ama kısa sürede diğer masalardan yandaş bulunmuştu. Robotlar ayağa kalkarak muzlu pasta, çilekli süt, tiramisu, dondurma ve çileğin makineler için alternatifi olup olmadığını sordular. Garson buna gülmemek için kendini zor tutarak dudağını büzmüştü. "Maalesef efendim!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROBOT MU İNSAN MI? | DİSTOPYA
Ciencia FicciónUyarı: Robot olmadığını doğrula (❌) 3. Dünya Savaşı her şeyi yıkıp geçirdi ve gözlerini açtığında; yanında bir robot seni izliyordu. Artık numaran sadece 1 ve başka bir şey değilsin!!! Kaderini robotların elinden kurtarabilir misin?