12Elimdeki telefonla yolun ortasında kalakalırken gözlerim hızla etrafımı taradı. Neden birden bire görüntülü arıyor bu beni ya ?! Hemde ben bu haldeyken , acık saçlarım hafif kabarmış dün kusmamadan dolayı boğazım sızlarken sesim biraz da olsa kalınlaşmıştı. , göz altlarım bütün gece doğru dürüst uyku çekmemden koca torbalara sahipti.
Telefon kendi kendine çalıp kapandığında stresle dudağımı ısırdım , kalbim anlamadığım bir hızla çarparken yanımdaki dükkanın camındaki yansımama baktım uzun uzun , telefon çaldığında derin bir nefes verip korkunun ecele faydası olmadığını bilerek telefonu açtığımda zorlukla yutkundum.
Ekran ilk bir karanlık belirdi hemen ardından aydınlık , gözlerim ekrandaki bedeni seçtiğinde yüzünü görmemle yutkunamadığını hissetim. Sinem teyze hep oğlundan yakışıklılığından bahseder ama fotoğraf çekmekten nefret etmesinden yakınırdı , bu yüzden hep küçüklük resimlerini gösterir veya yüzüne kadar kapalı üniformasının içinde olan fotoğrafını gösterirdi. Hiç bir zaman görmediğim yüzü tam şu an karşımdaydı ve ben alık bakışlarımı ekrandan alamıyordum.
Kemikli sert çehresi, kahve gözleri, hafif çok az esmere kaçan bir teni vardı. Ortalama uzunluktaki saçları anlına dökülürken üstünde üniforması vardı. Dolgun dudakları ve yüzüne yakışan bir burnu vardı.
Bu adam gerçekten de eşsiz bir parçaydı.
" senle Sırma'nın gece sevdasını anlamış değilim." Dedi ekrana bakarken , sert çehresinden mi bilmiyorum ama sanki mesajları yazan o değilmiş gibi hissetim onun yüzüne baktığımda bile sert bir ifade vardı ama gözleri. Yumuşak bakıyordu , sert değildi...
" bizde senin gündüz çıkın sevdanı yüzbaşım." Dedim zorlukla bulduğum sesimle, bu adamın bu kadar yakışıklı olması akıl alır bir şey değil...
" komşu kızı?" Dedi ekrana bakarken, zar zor nefes alırken dudağımı ısırdım.
" yüzbaşı?"
" daha ne kadar yolun ortasında bekleyeceksin ?" Dedi dudağının kenarı çok hafif kıvrılırken , birden durduğum yeri fark etmemle şaşkınlıkla etrafıma baktım. Yürümeye başladığımda boğazımı temizledim.
İlk dakikada bir insan nasıl rezil olabilir ?
Ben nasıl bunu her seferinde başarabiliyordum bilmiyorum gerçekten benimki yetenek.
" sen neden aradın birden bire?" Dedim birden utançla ona çıkışırken , kaşları havaya kalktığında telefonunu bir yere yaslayıp geriye yaslandı o da , kollarını önünde başladığında tişörtünden görünen kasları tam yutkunmalıktı.
Tövbe estaffurullah.
" haber mi verseydim?" Dedi bana bakarken , ben arada yola dönen bakışlarım ara sıra da ona
Dönüyordu. Elimdeki poşeti sıkı sıkı tutarken diğer sokağa döndüm.Ne vardı bunu daha yakına yapsaydınız ?!
" yani mantıklı olan oydu , kal gelmezdi en azından bana ?" Dedim kaşlarımı kaldırıp ona bakarken , aklıma gelen detayla ağzım iki karış açıldı. " hem sen anneni aramayıp beni mi arıyorsun ayıp ayıp! Bu gün anneni aradın mı bu arada , bana demedi yaz diye ?" Dedim aklıma takılan detayla.
" aradım aradım. Ayrıca annem bu saatlerde dışarı çıkmıyor , kocası izin vermiyor. " dedi üsten bir tavırla , altaki imayı anlarken tek kaşımı kaldırıp ekrana ters ters baktım.
Bu kadar yakışıklı olması haklı da olabileceği anlamına gelmiyor.
Allah bir yerden alıp bir yere verir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzbaşı'nın komşu kızı =texting=
Novela JuvenilBen : anneni ara. Oğuz:ne ? Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin? Annen onu aramanı söylüyor. Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ? Ben : şarjı bitmiş? Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ? Ben yazıyor... Ben çevrimiçi... Ben :...