28Ben özümde sakin bir insandım, bakın sizi temin ediyorum gerçekten de öyleyim. Tek sorun özümde öyleyim sinirli hallimden herkes kadar bende nefret ediyordum çünkü kontrol benden bir kaç saniyeliğine çıkıyor ağzımdan çıkanı kulağım duymaz hale geliyordu. Uzun bir arayış sonrasında düzgün bir restoran bulmuş bize yemek almıştım , öyleki belki fişek de bizdedir diye ona da almıştım fazlasıyla. Kasaya geçtiğimde çantamın sıkılan fermuarlı yüzünden kısa bir öfke nöbeti geçirmiş ağzımda normalde az duyulan küfür hiç olmadığı kadar bol ve rahat bir şekilde.
Kasiyer kızın şaşkın bakışları ardından zar zor kendimi toparlamış yardımıyla aslında benim zorladığım sert açmaya çalıştığım için açılmayan çantamı kolayça açmıştı.
Evet kendime de bolca küfür etmiştim çünkü resmen bir hiç uğruna kendimi bolca rezil etmiştim oradakilere, tek avutum bir daha göremeyecek olmamdı. Arabaya doğru yürüyüp bindiğimde yoldayken başlayan bildirirm seslerinin hala kesilmediğini gördüğümde göz devirdim ekrana baktığımda yüzbaşından geldiğini gördüğümde ekranı kapatıp geri bırkatım sessize aldığım telefonla yola koyuldum.
İstemeye istemeye olsa da yolun yarısında navigasyon açmış evin kaybettiğim yolunu ters yola girdiğim için bir saat uzatmıştık ve evet sinirle buna da tonla küfür savurmuştum. Annem bu halimi görse kafama şaplak geçirip bitmek bilmeyen konuşmasını yapardı.
Aslında iş dürüst olmak gerekirse sinirim öfkem kendime değildi yüzbaşınaydı. Ben onla oturup saatlerce dertleşmiş, sohbet etmiştim. Ona güvenmiştim onun da bana güvendiğini sanmıştım ama sanırım yanılmıştım.
Bir sevgilisi vardı büyük ihtimale , ya da flörtü belki konuştuğu bilemiyordum. Bunu bana söylememiş olmasıydı kırgınlığımın sebebi.
Ya da ben öyle düşünmek istiyordum bilmiyorum.
Eve vardığımda kararmış havaya bakıp iç çektim, soğuk hava birden sertçe estiğinde telefonumu çantama koydum poşetleri alıp arbadan indiğimde arabayı kilitledim , koluma çantamı asarken poşetleri sarsmamaya özen göstererek yürütmeye başladım , apartmana yaklaştığımda kapının önüne varmama beş adımdan az kalmıştı ki arkamdan duyduğum ses beni olduğum yere mıhladı. Zorlukla yutkunurken bir kaç saniye ye gerçekliğini sorguladım.
" beni görmeden mi gideceksin?" Duyuduğum tanıdık sesle yutkunamazken bütün avuç içlerimin yandığını hissetim, ellerimin titrememesi için ekstra özen sarf ederken titrek bir nefes verdim hafifçe, bir adım atıp yavaşça arkamı döndüğümde Ecrin'in arabasına yaslanmış kollarını göğsünün altında bağlamış Oğuz bana bakıyordu. Sandığımdan daha da olan uzun boyu bana en az 1.95 olduğunu açık açık belli ederken yapılı vücudundan tam bir devden adamdı. Üstündeki üniforma onu ikinci bir beden bir zırh gibi sararken ilk defa bir adama bu kadar ünifomanın yakıştığını görmüştü.
Fazla uzun olmayan saçları yer yer anlına düşmüş ona serseri bir hava katarken her zaman ekrandan gördüğüm açık kahveleri karanlıkta siyaha dönmüştü . Bir birine sardığı kollarından dolayı kol kasları gerilip daha çok ortaya çıkarken yüzündeki yan gülümsemeyle tek kaşı havaya kalkmıştı.
" yüzbaşı..." dedim fısıltıyla , aramızdaki 15 adıma rağmen sesimi duyduğunu hissetim , gözlerimi üzerinden çekemezken dudağının kenarı aynı görüntüdeki gibi kıvrıldığında kafasını salladı.
" komşu kızım?" Dedi aynı benim gibi, yerinde dikleştiğinde zorlukla yutkundum. Adımları bir ok gibi bana döndüğünde yanıma yaklaşmak için attığı her adımda boğazımın kuruyup yandığını hissetim. Tam önümde durduğunda aramızda bir adımlık mesafeden bile daha az bir mesafe vardı. Kısa boyumdan dolayı başımı hafifçe kaldırmış ona bakarken gözleri gözlerimde mesken tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzbaşı'nın komşu kızı =texting=
Fiksi RemajaBen : anneni ara. Oğuz:ne ? Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin? Annen onu aramanı söylüyor. Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ? Ben : şarjı bitmiş? Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ? Ben yazıyor... Ben çevrimiçi... Ben :...