Fotoğraf Zeynep'in elbisesi.
Haftanın nasıl geçtiğini anlayamadan cumartesi oluvermişti. Sabah erkenden kalkıp, elbisemi ve ayakkabımı da alıp Zeyneplere gittim. Düğün için Zeyneplerde hazırlanacaktık.
Evin içini düğün telaşı sarmıştı. Herkes oradan oraya koşturuyordu. Esra teyzenin de heyecanı gözle görülür biçimdeydi. Bu arada Esra teyze Zeynep'in annesi. Onunla da tanışmıştım.
Saat düğün saatine yaklaştıkça Zeynep de heyecanlanmaya başlıyordu. Bir kuaför Esra teyzenin odasında bir kuaför de Zeynep'in odasındaydı. Zeynep makyaj masasına oturmuş kuaföre saçının nasıl olması gerektiğini sanırım yirminciye falan anlatıyordu ama kuaför anlamamakta ısrarcıydı. Bir türlü Zeynep'in istediği modeli yapamamıştı ve Zeynep her seferinde bozdurup tekrar yaptırmaya çalışıyordu.
"Hayır. Bakın anlamıyorsunuz. Dağınık topuz istiyorum ama yataktan kalkmış gibi de değil." Bu dediğine kıkırdadım. Telefonum cebimde titriyordu. Arkamı dönüp cevaplaya bastım. "Efendim babacım?" "Nasılsın kızım? O sesler ne? Neredesin sen öyle?" "Ahaha. Baba söylemiştim ya sana arkadaşımın annesi evleniyor diye. Hazırlanıyoruz da." "Ah. Doğru. Kafam o kadar dolu ki unutmuşum dediğini. Özür dileriim.""Yağmuuuuur neredesin seeen? Buraya bir gelir misiiiiiin?" Zeynep'in sesiyle ona doğru döndüm ve elimle bir dakika işareti yaptım. "Önemli değil babacım. Sonra konuşsak?" "Tamam olur. Düğünde içmek yok." "Tamam tamam. Hadi görüşürüz." "Görüşürüz kızım." Telefonu kapattım ve yine arka cebime koydum. Zeynep'e doğru yürümeye başladım. "Yine ne oldu Zeynep?""Baksana saçıma. Nasıl olmuş?" "Bence gayet güzel oldu bu sefer. Lütfen bozdurma." "Bende beğendim ya. Neyse hadi sen geç saça. Bende makyajımı yaptırayım." "Tamam." Koltuğa oturduğumda kuaför "Nasıl bir model istiyorsunuz?" diye sormuştu. "Saçımı sağ omzuma atalım ve sol tarafını da balık sırtı örebilirseniz harika olur. Ah bir de saç uçlarım maşa olsun." Bir yandan anlatırken bir yandan da ellerimle nasıl bir model istediğimi tarif ediyordum. Kuaför kafasını salladı ve işini yapmaya koyuldu.
Saçlarım bitince Zeynep'e bakmaya gittim. Hala makyajıyla uğraşıyordu. Rahatsız etmeden kendi makyaj çantamı alıp geri Zeynep'in odasına döndüm. Gözlerim için ince bir eyeliner ve rimel kullandım. Yüzüme çok az pudra ve renk vermesi için de allık sürdüm. Pembe tonlarında bir rujla da makyajımı tamamladım. Tam rujumu sürmüştüm ki Zeynep içeri girdi. "Hazır mısın?" "Evet evet ben hazırım. Asıl sen hazır mısın?" "Elbisemi de giyince hazır olacağım." Saate baktım. Düğüne az kalmıştı. Elbiselerimizi giydik ve takılarımızı taktık. Ben sadece küpe almıştım. Çantalarımızı elimize alıp ayakkabılarımızı da giydik. Son kez aynadan kendimize bakıp merdivenlerden aşağı inmeye başladık.
Esra teyze ve onun arkadaşları kapıda bekliyorlardı. Esra teyze balık model bir gelinlik tercih etmişti ve içinde tam anlamıyla mükemmel duruyordu. Bizde yanlarına gidip kapıda beklemeye başladık. "Zeynep neden kapıda bekliyoruz? Gitsek ya." "Kızım burası kız evi. Gelin almaya gelecek erkek tarafı." "Gelin alma mı?" "Evet. Ne o sizin oralarda yapılmıyor mu böyle şeyler?" "Yoo. Ben ilk defa böyle bir şey duydum." Zeynep birden kahkaha atmaya başladı. Ne oldu der gibi bakınca "Ay doğru.Sen Amerika'dan gelmiştin değil mi?" dedi Amerika'nın üstüne basarak. Kafamı evet anlamında salladım. Gelin alma olayını merak etmiştim ve heyecanlanmıştım. Biraz daha bekledikten sonra dışarıdan ritmik bir şekilde korna sesleri gelmeye başladı. Esra teyze "Ayy geldiler. Geldiler. İyi miyim? Nasıl? Saçlarım bozulmamış değil mi? Makyajım nasıl?" arka arkaya heyecanla bu soruları sorunca herkes sırıtmayla karışık "Çok güzelsin. Saçmalama bozulmadı tabii ki." gibi cevaplar verdiler. Camdan baktığımda yaklaşık on arabanın evin önünde durduğunu ve kornalara basmaya devam ettiklerini gördüm. Öndeki araba gelin arabasıydı ve arabadan Berkan'ın babası indi. Eve doğru yürüdü ve zili çaldı. Esra teyze yüzündeki güzel gülüşle kapıyı açtı. Bizde, Esra teyzenin arkasında duruyorduk. Gelin arabasının arkasındaki arabadan ilk önce Berkan ardından da Barkın çıktı. Barkın mı? Hızla Zeynep'e döndüm. Zeynep de bana bakıyordu. Şaşırmış görünüyordu. Barkın ne alakaydı ki? Ama haklarını yemeyelim ikisi de takım elbiselerin içinde çok yakışıklı görünüyorlardı. Esra teyze, Berkan'ın babasının uzatmış olduğu elini tuttu ve beraber arabaya doğru yürümeye başladılar. Bizde alkışlarla onların arkasından gidiyorduk. Gelin arabasının önüne geldiğimizde Esra teyze Zeynep ile bana dönerek "Siz Berkanlarla gelin kızım tamam mı?" dedi. Berkanlarla mı? Neden başka arabayla gidemiyorduk ki? Zeynep gözlerini devirdi ve "Tamam gelin hanım. Sizin istediğiniz olsun." dedi. Esra teyze arabaya bindi. Bizde Berkan'ın arabasına doğru yürümeye başladık. Zeynep sessizce "Neyse yarım saat dayanalım artık." dedi ben de kafamı salladım. Arabanın arka kapılarını bizim için açmışlardı ve bizi bekliyorlardı. Arabaya bindik ve gitmeye başladık. Berkan "Naber kardeşim?" dedi dikiz aynasından Zeynep'e bakarak. "Süperim. Sen nasılsın kardeşim?" diye cevapladı Zeynep de. Berkan Zeynep'in taklidini yaparak "Süperim." dedi. Barkın ve ben bu süre içinde ağzımızı açmamıştık. Bu konuşmadan sonra bir daha kimse konuşmadı ve düğünün yapılacağı yere kadar sessizce gittik.
Düğün çok kalabalıktı. Önemli iş adamları ve onların eşleri vardı. Herkes çok şıktı. Zeynep garsonları organize ediyordu ve sürekli emirler yağdırıyordu. Ben de bir masada oturmuş önümdeki kokteyli içiyordum. Berkan'ın yanında yine sürekli gördüğüm Ezgi vardı. Takım elbise Berkan'ın mavi gözlerini daha çok ortaya çıkarmıştı. Etkileyiciydi. Barkın ortalarda görünmüyordu.
Bir ara kapıya baktığımda babamı görür gibi olmuştum. Acaba benzetmiş miydim? Çünkü gelseydi eğer, bana haber verirdi. Tekrar baktım. Babamdı. Hemen oturduğum yerden kalkıp babama doğru koşar adımlarla gittim. Babam gülerek ve kollarını açarak beni bekliyordu. "Babacım?" diyerek sıkıca boynuna sarıldım. "Kızım?" dedi o da aynı şekilde. Güldüm ve "Neden haber vermiyorsun geleceğini?" "Sürpriz yapayım dedim. İyi yapmamış mıyım?" "Süper yapmışsın da neden düğüne geldin ki?" "E Vedat benim çok eski dostum. Bu düğünü kaçıramazdım." "Ah öyle mi? Hoş geldin o zaman." "Ahaha hoş buldum." dedi. O sırada yanında duran Barkın'ı fark ettim. "Babacım Barkın ile tanışıyor musunuz?" "Tabii ki. Barkın Vedat'ın yeğeni." gözlerimi iri iri açtım. Şaşırmıştım. Berkan'la kuzen oldukları aklıma hiç gelmemişti."Ben Barkın ve Berkan'ın bebekliklerini bilirim" dedi. Demek ki Vedat amcayla uzun senelerdir tanışıyorlardı. "Ah öyle mi babacığım?" dedim babacığımın üstüne basarak. "O zaman onlarla aynı okulda olmam da tesadüf değil, değil mi?" dedim. Babam sessiz kalırken Barkın ela gözlerini kısarak, gözlerinin ela olduğunu şimdi fark ediyordum, "Hiç bir şey tesadüf değildir." dedi. "Hiçbir şey mi?" dedim. "Hiçbir şey."
Hep birlikte masada oturuyorduk. Düğün bitmişti. Çok eğlenmiştik. Oyun havası oynamayı öğrenmiştim. Bana biraz tuhaf gelmişti ama kahkahalarla eşlik etmeye çalışmıştım Zeynep'e. Zeynep ile Berkan bir ara dans etmişti.
Vedat amca ve babam birşeyler konuşuyordu. Ne konuştuklarına dikkat etmedim çok yorulmuştum çünkü. Topuklu giymeye alışık olmayınca ayaklarım mahvolmuştu. Berkan ve Barkın sessizce telefonlarıyla ilgileniyorlardı. Zeynep konuşuyordu ama ne anlattığını bilmiyordum. Kafam şişmişti. "Zeynep biraz sussan?" dedim en şirin halimle "Neden ya ne güzel gecenin değerlendirmesini yapıyorum ben burda." "Yarın yapsan? Hem beraber yaparız istersen ama ne olur şimdi sus." Berkan ve Barkın bize bakıyorlardı. Zeynep "Söz mü?" dedi. "Neye söz mü?" "Yarın beni dinleyecek misin? Beraber değerlendirecek miyiz geceyi?" Tek gözümü kırpıp düşünür gibi yaptım. Şuan susmasına ihtiyacım vardı." Evet. Söz. Söz." dedim ve sırıtarak arkasına yaslandı. Sinsi planları varmış gibi bir edayla "Tamamdır." dedi.
Eve geldiğimizde saat çoktan biri geçiyordu. Daha fazla yorgun kalmaya dayanamadığım için hemen uyumaya karar verdim. Merdivenlerden odama çıkarken babama dönüp "İyi geceler baba." dedim "İyi geceler kızım. Seni seviyorum." "Ben deee." diye cevapladım ve odama girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Başlangıçlar
ЧиклитYeni bir gün. Yeni bir okul. Yeni bir ülke.Yeni bir başlangıç. Üzgün müyüm? Hayır. Kesinlikle hayır. Hatta mutlu bile sayılabilirim. Evet evet. Mutluyum. Hem de hiç olmadığım kadar. Eski hayatındaki inişler, çıkışlar ve kavgalardan dolayı sorunlu...