8. Bölüm

474 17 5
                                    

            Ertesi gün tatil olduğu için Zeynep, gece bizde kalmıştı ve yatana kadar onunla dertleşmiştik. Annesi için gayet mutlu olsa da Berkan ile ne yapacağı konusunda kafası karışmış durumdaydı. Biraz ona moral verdim. Düğün haftaya cumartesi olduğu için gece, yarın alışverişe gidelim diye tutturmuştu Zeynep. Ben de kırmak istemediğimden kabul ettim. Zeynep düğüne tabii ki beni de çağırmıştı. Hem bu sayede bende bir şeyler bakacaktım.

        Sabah uyandığımda planım Zeynep'e güzel bir kahvaltı hazırlamaktı fakat mutfağa indiğimde Zeynep'in çoktan uyanıp harika bir kahvaltı masası hazırladığını gördüm. "Vaay, Zeynep hanım. Günaydınlar. Niye zahmet ettiniz?" dedim şakayla karışık. "Amaan ne zahmeti be sende. Şurda yeni arkadaşımla güzel bir kahvaltı yapalım dedik."  Kıkırdayarak "Ellerine sağlık canım." dedim ve masaya oturduk.Ben çaylarımızı koyarken o da omlet servisi yapıyordu. Yemeye başladık. "Ya ben sana dün sormayı unutmuşum. Sen bu evde tek mi kalıyorsun?" ağzımdakini bitirip cevap verdim. "Yok canım babamla birlikte. Ama babam 3 haftalığına Amerika'ya gitti." dedim. "Ha anladıım." diye cevap verdi.

        Kahvaltımızı ettikten sonra hazırlanıp alışveriş için avm ye geldik. Zeynep'e nasıl bir şey aradığını sorduğumda aklında henüz birşey olmadığını söyledi. En baştaki mağazaya girdik.

     Alışverişi çok seven bir insan olmadığım için üçüncü mağazadan sonra sıkılmaya başlamıştım ve biz şuan sekizinci mağazada falandık galiba. Saymayı çok önce bırakmıştım çünkü. Zeynep sayamadığım kadar elbise denedi ama hala karar verememişti. Kabinde başka bir elbise denerken bana "Ee hadi Yağmur, sen de baksana bir şeyler." diye seslendi. "Bakıyorum, bakıyorum da gözüme çarpan olmadı hiç" Yağmur kabinden kırmızı bir elbiseyle çıktığında -kız olmama rağmen- gözlerimi alamamıştım. Zaten fiziği VS mankenleriyle yarışır şekildeydi. Modeli balık olan elbisenin önü gayet sade dursa da arkasını döndüğünde derin sırt dekoltesi olan bir elbiseydi ve Zeynep'te gerçekten harika durmuştu. "Zeynep, bu harika! Süper oldu, çok beğendim ben." Zeynep bir taraftan aynada kendine bakarken bir taraftan da bana "Ay evet ya. Bende en çok bunu beğendim. Alıyorum." diye cevap verdi. Kasaya giderken su yeşili bir elbise dikkatimi çekti. Yanına gidip elime aldım ve modeline baktım. Hoşuma gitmişti. Zeynep'e gösterdim. "Hadi dene hemen." dedi ve tekrardan kabinlere doğru yol almaya başladık. Elbiseyi giyip aynaya bakmak için kabinden çıktım. Elbise kalın askılıydı ve oldukça kısaydı. Ama asıl dikkat çeken yeri ise belimin yanlarında olan açık pencerelerdi ve tenim görünüyordu. Zeynep onaylayan bakışlarla bana bakarken bende aynı şekilde ona bakıyordum ve aynı anda "Alıyoruz!" dedik. Tekrar kasaya doğru yürümeye başladık.

          Elbiseydi, ayakkabıydı, çantaydı derken çok yorulmuştuk. Yemek yeme katına çıkıp bir şeyler yemeye karar verdik. Masaya oturduğumuzda sağ ilerde bizim sınıfta olan mavi gözlü, siyah saçlı çocuğu ve yanındaki esmer kızı gördüm. Ben onlara bakarken Zeynep "Nereye bakıyorsun sen?" dedi ve gözleriyle  baktığım yeri takip etti. "Aa Berkanlar. " dedi rahatsız olmuş bir şekilde.Dikkatini başka yere çekmeye çalışmak için"Neyse ya keyfimiz kaçmasın da yanındaki kız kim?" dedim ve der demez ikisi de dönüp bize baktılar. Esmer kız Zeynep'e el salladı. Zeynep de yapmacık bir gülüşle ona karşılık verdi. Bana döndüğünde "Ezgi. Bebeklik arkadaşım." dedi. "Pek sevmiyorsun galiba." "Benimki sevmemek değil. Nefret etmek." "Oo. Seni baya kızdırmış sanki." "Hemde nasıl." "Ee anlatsana." "Yok ya hiç moralimi bozamam şimdi. Bir ara anlatırım ben sana konuyu." "Peki madem. Sen nasıl istersen."

         Yemeklerimizi yedikten sonra Mustafa ağabeyi -şoför- arayıp bizi almasını istedim. Önce Zeynep'i evine bıraktık. Daha sonra bizim eve geldik. Teşekkür edip arabadan indim. Kapıda iki korumaya selam verip anahtarla kapıyı açtım ve içeri girdim.

          Çok yorulmuştum. Hemen üst kata çıktım ve küveti doldurdum. Biraz keyif yapmaya karar verdim. 

             Yaklaşık kırk beş dakika sonra dinlenmiş bir şekilde banyodan çıktım ve giyindim. Odamdan laptopumu alıp salona indim ve dizi izlemeye başladım.

         Bilgisayarı kapattığımda saatin nasıl bu kadar geç olduğunu anlamamıştım. Saat ikiye geliyordu ve ben bir sezon Supernatural izlemiştim. Daha fazla gözlerimi açık tutamayınca yatmaya karar verdim ve odama doğru yürümeye başladım.



Fotoğraf: Yağmur'un aldığı elbise.

         

Yeni BaşlangıçlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin