2

308 11 0
                                    

Bilgilendirme!

Askerler hakkında çok şey bilmiyorum, fakat sevdiğim için bu karakterlerimi asker yaptım. İkiside yüzbaşı ve ayrı timlerdeler, bilginize!

Umarım, beğenirsinizzz!!

-

Dünkü olaydan sonra, karargaha gitmemiştik. Ne için hasteneye gittiğimizi bilmiyorduk ki.

Yan yana hastane kapısının önündeydik, ikimizde aynı anda içeriye girdik.

Lobideki hemşireye, albayın bize sonradan gönderdiği ismi söyledik. Hemşire ise odayı bize söylemeyi eksik etmemişti.

Odanın olduğu kata geldiğimizde, hızlıca kapıyı tıklatmıştık, 'gel' demelerini bile beklemeden Aral kapıyı açmıştı, ben bile bazen bunu yapıyordum fakat bu kadar sık değildi.

Odanın içinde ise iki aile vardı, birini ne kadar tanısak bile, kime yalan söylüyorum ki biz onları tanımıyorduk ki.

Doktorun boğazını temizlemesi ile onu incelemeye başladım.

Uzundu fakat ben daha uzundum, kıskansın.

Tamam Aral benden biraz uzun olabilirdi.

Doktor yakışıklıydı, herkesin beğendiği tiplerdendi. Fakat şu an aşırı stresli görünüyordu.

"Merhabalar efendim, ben bu hastanenin bir çalışanıyım. Geçen gün arşivlerden baktığımıza göre 1998 6 Ocak günü, Arslan ailesinin iki erkek bebeği olduğu aynı şekilde Uğlu ailesininde olduğu gerçektir. Fakat hastanemizin bu dört bebeği karıştırdığı doğrulandı. Hastanemizin adına sizden çok özür dilerim. 26 yıl sonra fark edilmesi ile size bu bilgi verilmiştir."

Ne yani?

Bu kadar kolay mıydı? 26 yıl sonra fark edilen bir gerçek.

Aral ile bir birimize baktığımızda çoğu zaman ki gibi ne dediğimizi anlamıştık.

Yazardan

Odanın içerisinde olan dört genç adam, bu gerçeklikle bir şaşkınlığa uğramıştı. Böyle bir şeyi hiç biri beklemiyordu.

Ailelerin şaşkınlığı bile fazlasıylaydı, Arslan ailesi karşılarındaki iki genç adama bakarken heybetlileri ile bir şaşkınlığa daha uğramışlardı.

Onların yetiştirdiği iki genç adam bile ailesi ile ağlarken, onların yüzlerinde bile bir mimik oynamamıştı.

Arslan ailesinin yanında getirdiği en küçük kardeş ise içinden 'duygusuzlar muhtemelen' diye geçirdi.

Fakat onlar duygusuz değildiler, sadece meslekleri gereği ile fazlası ile gizleyebiliyorlardı. Onlarda isterdi her zaman, her şekilde gülmeyi ve ağlamayı. Fakat bu onlara yıllar önceden beri yasaktı.

Aral daha soğuk kanlıydı ama Arel onun gibi değildi, o neşeliydi. Neşe saçardı. Fakat yıllar önce o neşesi bile kaybolmuştu. Sahi onlar duygusuz muydu? Onlar gülüp, ağlayamaz mıydı?

Aşağıyı okuyun!!
!!!!!
Canlarım DNA testini yaralandıklarından kalma düşünün bu detayı eklemeyi unutmuşum.

Aral ve Arel (Gerçek ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin