7

134 6 0
                                    

"Deniz!"

"Efendim abi!"

"Gel!"

Deniz'in koşar adımlar ile Arel'in yanına gitmesiyle, Arel

"Hastaneye gidiyoruz!"

"Niye ab-"

"Sus ve yürü"

-

Aral ise Siday ile değildi. O karargahtaydı. Gizli görevde olduğunu kimse bilmiyordu ikizi bile.

Arslanlar'ın gerçek aileleri olmadığını, bir terorist çetesinde olduğunu biliyordu.

İkizinden bunları saklamak istemiyordu. Ama söylerse ikizini öldüreceklerini biliyordu. Komutanı bazen bu kadar cani olabiliyordu.

Bu görev bittikten sonra ikizi ile buradan gitmeyi düşünüyordu. Burası onlar için değildi.

Aral her şeyi en başından beri biliyordu. O yüzden her darbeyi biliyordu. Şu an ise Davun Arslan ile görüşecekti.

Sorgu odası gibi olan odaya girdiğinde yüzü dağılmış bir Davun görmek onu keyiflendirmişti.

"O-oğlum"

Oğlum mu? Ah bu kadar salak olamazdı.

"Beni çıkaracak mısın?"

"Ahaha, bu kadar saf olman"

"O-oğlum"

"Bak sana karını getirdim!"

Elindeki telefonu gözlerinin önüne getirmişti. Karısının işkence videosuydu.

"Hayır! Hayır! N'aptınız ona! Şerefsizler!"

Videonun sonunda ise beş el silah tarafından vurulmuştu.

"Davun söyle bakalım sende ölmek ister misin? Yoksa her şeyi anlatacak mısın?"

Bir çete daha vardı ve bu çeteyi ulaşamıyorlardı. Ama Davun'un bildiğini düşünüyordu çünkü daha önce görüşmüşlerdi. Ve Aral hayatını çok sevdiği için onu hayatıyla tehdit etmişti.

"Anlatacağım! Anlatacağım! Çetenin temeli Avustralya'da oluşuyor fakat, onlar orada olduğu için burada da küçük bir işletme yürütüyorlar"

-

Aral tabiiki de Davun'u öldürmüştü. Çünkü yaşamayı hak etmeyen bir piçti.

Aral ve Arel (Gerçek ailem)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin