Siz okuyun ben de ders yapayim✍️
~
Elimdeki oyuncak ayıyı sinirle koltuğa fırlattım, "Ya siz hiç yorulmaz mısınız? Azıcık nefeslenin ya oturun bi!" diye çocuklara bağırdığımda bir süre yüzüme boş boş bakmışlar ardından ikisi de gülmüştü.
"Alemsin Devin." diyen Ceren'e baktım şokla.
"Kim öğretiyor sana bu kelimeleri?" diye sordum.
Omuz silkti umursamazlıkla, "Annem telefonda konuşurken hep sana alemsin Devin diyor ya teyze." dedi peltek peltek. Tatlı çocuktu, ağzını yüzünü ısırmak istiyordum. Ama tam bir şeytandı, şeytandılar hatta.
Zilin çalmasıyla benden önce kapıya Yağız'ın koşturması ile sinirle bir nefes aldım. Ceren ise sakince koltuktan inmiş benimle yavaş yavaş yürümüştü.
"Koray abi!" Yağız'ın ani bağırtısı ile kimin geldiği gayet açıktı. İki çocukla uğraşmadığım için Koray'ı eve çağırmıştım. Ancak tek gelecek sanıyordum. Arkasında Koray'ın iki katı olan izbandut gibi dikilen bir Barış Alper Yılmaz vardı.
Ceren'in yabancı birini benim kapımda görmesi ile sol bacağıma sarılmış bir vaziyete geçiş yaptı. Koray, Yağız'ı öpücük yağmuruna tuttuktan sonra arkadaki Barış'ı görmesiyle ağzı bir karış açıldı, "Bak kimi getirdim?" dedi Koray Yağız'a.
"Ben seni tanıyorum." derken Yağız zar zor konuşmuştu. Dilini yutmuş tabirini şu an kullanmanın tam sırasıydı.
Barış güldü. İçeriye yani evime girmeden önce bana bakmıştı, girmek için izin istiyor gibi bakıyordu. Kafamı usulca salladıktan sonra içeriye bir adım attı ve yere çömeldi, "Nereden tanıyorsun bakalım?" dedi.
"Televizyondan. Babam sürekli izliyor seni. Koşuyorsun hep. Yorulmuyor musun?" dedi merakla altı yaşındaki velet.
Barış gülerek elini Yağız'ın saçlarına attı ve karıştırdı, "Tıh, yorulmuyorum. Sen oyun oynarken yoruluyor musun?"
Yağız gurula güldü, "Yorulmuyorum ama teyzemi ve annemi yoruyorum." derken daha da gülmüştü.
"Birazcıkta beni yormaya çalışmak ister misin?" Barış gözlerini kısmış meydan okuma amaçlı Yağız'a bakıyordu. Yağız birden heyecanlandı ve zıpladı. Arkasını dönerken salona gitmeden önce Koray'ın elini tutmuş onu çekiştirmişti. Barış, Yağız gözden kaybolduktan sonra bacağıma sarılı bir halde olan Ceren'e baktı, "Merhaba?" dedi Barış sakince ve merakla.
Ceren bir süre onu izledikten sonra kafasını kaldırarak bana baktı. Kafamla onay verdikten sonra tekrar Barış'a döndü, "Merhaba?" dedi usulca. Sesi götüne kaçmıştı cadının. Az önce içeride çığlık çığlığa kendini paralıyordu.
"Sen Ceren olmalısın?" dedi Barış kafasını sağ tarafa doğru yatırdı.
"Ben seni tanımıyorum. Teyzemin sevgilisi misin?" dedi Ceren.
Ben kaşlarımı çatarak bacağımdaki velede bakarken Barış ise sadece gülmüştü. Dilini dudaklarında gezdirdi. Ziyech'in ona vurmasıyla patlayan dudağı hâlâ orada duruyordu. Kurumuş bir halde.
"Olmamı ister miydin?" dedi Barış. Ağzına sıçacaktım bi ara. Gevşekti. İki gün önce sadece kelimeleriyle bir kadını titreten adam şimdi gelmiş burada pislik yapıyordu.
Ceren omuz silkerek daha da bedenime yapıştı, "Çok yakışıklısın olur." dedi utana utana. Sanki kendisine edilmiş bir çıkma teklifini kabul eder gibi davranmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Correlate • Barış Alper Yılmaz
FanficBu adam mı benden hoşlanıyordu? Gerçekten böylesine bir adam mı beni istiyordu? Belki istiyordu ancak bunun duygusal olmadığına bu saatten sonra o kadar emindim ki. Beni sadece arzuluyordu. Daha fazlası bu adamdan beklenmezdi.