Suyumu yavaş yavaş içerken bir taraftan da çevreme bakınıyordum. Sahada çekim yapacağımız için sabahın erken saatinde tesise gelmek durumunda kalmıştım.
Herkes dört-beş kişilik gruplar ile eğlenirken sadece tek bir kişi köşede sessiz sakin oturuyordu. Nesi vardı bilmiyorum ancak onu ilk defa böyle sessiz ve bu kadar mutsuz görüyordum. İlk defa birine bulaşmadan kendi halinde kenarda duruyor telefona bakıyordu.
Molanın bitmesine az kaldığı için biraz telefona bakmak adına elime aldım ve Twitter'a girdim. Ülke gündemine girdiğim zaman en başta duran isim dikkatimi çeken tek isimdi.
Barış Alper Yılmaz.
Derin bir nefes alarak üzerine tıkladım. Yazılan her şeyi tüm sakinliğimle okumaya başladım.
@ Barış Alper'in bu umursamazlığı artık bana tak etmeye başladı! Yorgun olabilirsin ancak sen takımın için o sahada forma terletiyorsun, düzgün oynamalısın artık.
@ Barış Alper'de dün ilk 11deki yerini kaybetti. Bekliyoruz haber yapmanızı!
@ Barış Alper Yılmaz tam bir amatör bal ligi topçusu. Bir de 40 milyon euro'ya satmaya çalışıyorlardı bunu😂
@ Barış Alper Yılmaz'daki bariz düşüşün nedeni kadınlardır. Adamın götünü kaldırdıkları için ben ne yapsam beni severler tavrıyla oynamaya devam ediyor. Barış yüzündan bu yıldız bize haram olur artık😂
@ Barış Alper Galatasaray'a zarar veriyor artık! Tüm puan kayıplarının sebebi odur.
@ Kadınlar dışında adamı seven yok. Ne zaman ekrana çıksa sövmekten yorulduk. Götünü kaldıran kadınlar ve GS taraftarları artık bir durmalı.
İnsanlar iğrençti. Bunun elbette farkındaydım ancak ülkesini temsil eden bir sporcu hakkında üstelik sosyal medyayı aktif kullanıp bunların hepsini görebileceğini bildikleri bir sporcu hakkında böylesine kaba söylemlerde bulunmaları iğrençti. Bunları yazanları sahaya koyarak ellerine top versek tutamazlardı bile.
Hem maçlar doğru düzgün başlamamışken niye adamın moralini bozuyorlardı ki?
Acaba bunları mı okuduğu için bu kadar mutsuzdu? Gerçekten insanların dediklerini kafasına bu kadar takıyor muydu?
"Neye bakıyorsun bu kadar dikkatli?" yanıma gelen Koray ile kafamı telefondan kaldırarak ona baktım.
"Kızlarla konuşuyordum ya." dedim sadece.
Kaşları havalandı, "Kızlar?" dedi sorarak.
"Liseden vardı ya, Nehir ve Çağla, onlarla çıkacağız da akşam. Onu konuşuyorduk."
Kafa salladı, "Selam söylersin," eliyle sahayı gösterdi, "Ne zaman devam edeceksin?"
Oturduğum yerden kalktım, "Şimdi. Kim var sırada?"
"Barış var. Anlayamadığımız bir haller var onda bugün. Alıp geliyorum kendisini." diyerek yanımdan ayrılmasıyla dikkatle Koray'ı izlemeye başladım. Koray, salına salına yanına yürüdükten sonra yerde oturab Barış'a elini uzatmasıyla Barış tuttu ve ayağa kalktı. Elindeki telefonu Koray'a verdiğinde Koray kaşlarını çatarak ekrana baktı ve birkaç saniye sonra sinirle Barış'a döndü. Hararetli bir halde bir şey dedikten sonra Barış, Koray'a sıkıca sarıldı ve usulca kafasını sallayarak dediklerini kabul etti.
İyi miydi?
Soramazdım ancak merak ediyordum. Etmemem gerekirdi belki ama beni meraklandırıyordu.
Yanıma doğru geldiklerinden kafamı kameraya indirdim ve birkaç ayarı yaptım, "Barış geçebilirsin." dedim yavaşça. Bir şey demeden hazırlanan alana geçti ve yıllardır ezbere bildiği hareketleri yaparak bana pozlar verdi. Her ne kadar gülmeye çalışsa da gözlerindeki mutsuzluk ve kırılma duygusunu alabiliyordum. İnsanların bunu fark edeceğini sanmıyordum ancak o gerçekten ağır çöküşe girmeye başlıyordu. Birinin ona acil müdahale etmesi gerekiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Correlate • Barış Alper Yılmaz
FanficBu adam mı benden hoşlanıyordu? Gerçekten böylesine bir adam mı beni istiyordu? Belki istiyordu ancak bunun duygusal olmadığına bu saatten sonra o kadar emindim ki. Beni sadece arzuluyordu. Daha fazlası bu adamdan beklenmezdi.