Ya hak😈
~
Kruvasanımdan güzel bir ısırık aldıktan sonra ağzımda yumuşaması için kahvemden de bir yudum aldım.
Bernardo ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra bana baktı, "Paris'te daha güzel."
"Bir düşün bakalım neden daha güzel?" diye onu tiye aldım.
Bu sabah erkenden beni aramış ve bana bir sürprizi olduğunu söylemişti. Evimin konumunu istediğinde bir kargo falan yollayacağını sanmıştım lakin kapıyı açtığımda karşımda kendisini görmeyi beklemiyordum. İkimiz bol bol sarılarak biraz özlem giderdikten sonra bana İstanbul'u gezmek istediğini söylemesiyle ikimizde evden çıkmıştık. Şimdi de Beyoğlu'nda kahvaltı yapıyorduk.
"Nereleri gezeceğiz? Ayrıca çok kalabalık. Yorulmuyor musun burada yaşamaktan? En kısa zamanda evine, Kenny ve benim dizimin dibine dönmen lazım." diye dudak büzmesine güldüm. Gerçekten Bernardo'yu çok özlemiştim.
Kruvasanı yemeyi bırakarak pakedimden bir dal aldım ve sigarayı yaktım. O da benim yaktığımı görerek kendi kahvaltısını da bıraktı ve sardığı tütünlerden bir tane aldı.
En azından tütün sarmıyordum.
"Dediklerinden hangisini ilk önce cevaplayacağımı bilemedim. Tek tek sor." dedim.
"Nereleri gezeceğiz?" yavaşça konuştu.
İşaret parmağımı havaya kaldırarak hayali bir daire çizdim, "Burayı seviyorum, güzel yer. Sende biraz tarihi ve eski yerleri sevdiğinden ilk burayı dolaşacağız. İstersen akşama doğru çok güzel bir mekana dağıtmaya gidebiliriz. Burada bildiğim harika bir yer var, sen seversin."
İçten bir şekilde gülerken alt dudağını büzdü, "Kendimi sana emanet etmeyi her zaman çok sevmişimdir," sigaranın külünü küllüğe düşürdü, "Diğer soru, çok kalabalık değil mi? Yani bazen rahatsız ediyor olmalı."
"Ediyor tabii ki. Bir de beni biliyorsun, kalabalık ortamlardan pek hoşlanan biri değilim ama İstanbul'u seviyorum. Bazen insanları rahatsız etse de buranın havası bile bana enerji veriyor. Gülü seven dikenine katlanır."
Güldü, "Burayı mı seviyorsun yoksa şu bize bahsettiğin adamı mı?" dudaklarını büzdü.
Boşta olan elimle biraz eğilerek omzuna vurdum, "Kes sesini!"
"Hadi ama Devy. Napıyor senin bu çakma sarı? Öve öve bitirememiştin. Umarım koynundan çıkarmıyorsundur."
Kendisinin sevgi korkusunu yendik de yatağımdan çıkarması kaldı gerçekten.
Umursamaz bir halde gözükmeye çalışarak omuz silktim ve soğumaya yüz tutan kahvemden bir yudum aldım, "Konuşmuyoruz."
"Ne demek bu?"
"Konuşmuyoruz demek. En son üç gün önce beni evime bırakmak istediğinde konuştuk. Gerçi öyle sandığın sakin konuşmalardan değil, açıkcası bu adamla sakin bi konuşma yapılmıyor Bernardo. Anlaşamadık ve ben de kendi yoluna git dedim. Gitti." diye kısaca özetledim. Sarhoş olunca detaylı anlatırdım.
![](https://img.wattpad.com/cover/376408757-288-k735341.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Correlate • Barış Alper Yılmaz
ФанфикBu adam mı benden hoşlanıyordu? Gerçekten böylesine bir adam mı beni istiyordu? Belki istiyordu ancak bunun duygusal olmadığına bu saatten sonra o kadar emindim ki. Beni sadece arzuluyordu. Daha fazlası bu adamdan beklenmezdi.