Zaman var zaman var yetiştim👏👏
~
Elimdeki kazağı sinirle yatağa fırlatırken daha fazla dayanamadım, yere çöktüm ve oturdum. Sinirden kendimi bile yolmak istiyordum. Art arda çalan telefonumu duvara fırlatasım vardı.
Dün çıkan haber sorun değildi. Ben gözükmüyordum bile fotoğrafta. Ancak beyfendinin kitlesi biraz kötüydü. Hakkımda o kadar iğrenç şeyler denmişti ki dün geceden beri babamın azarlarını dinliyordum. Beni Ankara'ya, yanlarına çağırmıştı.
Gitmek istemiyordum.
O buradayken istemiyordum.
Çalan zil ile yerdeki ince triko kazakla göz yaşlarımı silerek zorlukla ayağa kalktım. Gelenin Koray veya ablam olduğunu varsayaraktan deliğine bile bakmadan kapıyı birden açmamla kıvırcık saçları gördüm. Bu görüntü istemsizce gözlerimi daha da doldurmuştu.
O da halimi görür görmez zaten kalın kaşlarını çatarak bana baktı ve sporlarını direkt çıkarttı. İçeriye girmesi ile bana döndü, "Devin ne oluyor?"
Omuzlarımı silktim, "Bir şey olduğu yok."
"Gidiyor dedi Koray. Ne demek bu?" derken hiç de sakin değildi.
"Gitmem daha iyi olacak. Sen de gördün." derken elimi ona savurmuştum.
Dudaklarını yaladı, "Öylece bırakıp gidecek misin yani?" şaşkındı.
"Sence öylece mi bırakıp gidiyorum? Keyfimden mi gidiyorum?" derken odama doğru yürümüştüm. Peşimden geldi.
Yerdeki valizleri ve içlerindeki kıyafetleri görmesi ile bir duraksadı "Boşalt şunları Allah aşkına! Gel bir konuşalım. Ani düşünüyorsun."
Az önce yatağın üzerine attığım yeşil kazağı katlayarak valizin boş bir bölmesine koydum, "Neyi konuşacağız Barış? İnsanların bana nasıl orospu dediğini mi? Ailemin benden nasıl utandıklarını dile getirmesini mi? Ha, neyi konuşacağız?"
"Bi sakin olur musun?" derken ellerini bana uzatmıştı ancak onu takmayarak geri kalan eşyaları yerleştirmeye devam ettim.
"Sakin olacağım bir olay yok," omzumun üzerinden ona baktım, "Sen neden buradasın?"
"Konuşmaya gelmiştim Devin."
"Gördüğün üzere konuşacak bir şey yok."
Daha fazla dayanamamış olacak ki elimdeki pantolonu birden çekip aldı, "Ya sen kendinde misin?" diye bağırdı birden.
"Uçağı kaçırmama sebep olacaksın Barış." onun aksine sakindim.
Açıkçası uçağı kaçırmak isterdim. Burada kalmak isterdim. Ama bir tarafta ailem ve suçlamaları vardı. Diğer tarafta ise bu karşımdaki topçu vardı. Ben gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum. Buraya hiç gelmemeliydi ve benim de kafam karışmamalıydı.
"Ne uçağı Devin? Saçma saçma konuşma." dedi gergince.
"Ankara. Annemlerin yanına gideceğim. Oradan belki New York ama gitmeyedebilirim."
Ellerini birbirine vurdu, "Açıklama yapıyor bir de bana ya!" diye bağırdı birden.
Kaşlarım çatıldı, "Sordun ya ne uçağı diye! Cevap vereceğim tabii."
"Bok gidersin Ankara'ya!"
"Senden izin mi alacağım bu yaştan sonra? Babam çağırdı ve gideceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Correlate • Barış Alper Yılmaz
Fiksi PenggemarBu adam mı benden hoşlanıyordu? Gerçekten böylesine bir adam mı beni istiyordu? Belki istiyordu ancak bunun duygusal olmadığına bu saatten sonra o kadar emindim ki. Beni sadece arzuluyordu. Daha fazlası bu adamdan beklenmezdi.