GİRİŞ BÖLÜMÜ

31 1 2
                                    

Minik bir giriş bölümü ile karşısınızdayım, umarım beğenirsiniz.

.

Bu giriş bölümünü sonradan yazıyorum okuyuclarım burayı da okursa mutlu olurum

Haydi ayol bölüme geçelimm 💃🏻


.

"Güneş kadar parlak saçlarını her ördüğünde gönlüme işlenir sanırdım o zülüflerin."

GİRİŞ

Yazarın anlatımı ile ;

Köyde, Yiğit Resul'un evinde büyük bir heyecan vardı.

Kazanlarda çeşit çeşit yemekler kaynıyor, tencereler de pilavlar pişiyordu.

Etrafta köyün kızları şarkılar, türküler söylüyor ve ahalinin yüzünde gülücükler eksik olmuyordu. Köylü kadınlar evin hanımı olan Gülay'a yardım ediyor, eksikler varsa bizzat kendi evlerinden bir koşup getiriyorlardı. Bir yandan yüksek sesle  oyunlar oynayan çocuklarda bu eğlencenin tadı tuzuydu. Oyunlarını oynarken bir anda koşup gelen çocukların ellerine meyveler ya da salçalı ekmek sürüp oyunlarına geri gönderiyorlardı kazanlardaki yemekler olana kadar.

Gülay'ın evi ve bahçesi ilk defa bu kadar kalabalıktı ve bu durumdan çok hoşnuttu. Bakışları durmadan mutfağın bahçeye açılan pencereden dışarı bakıyor, bu kalabalığı görüp daha da mutlu oluyordu. Yüzündeki gülücüklerde onun cabasıydı.

Bu heyecanın ve kalabalığın  sebebi , dokuz yıllık öğretmen  olan biricik  Halit'i yaşadıkları köyüne tayini çıkmıştı, bir iki gün önce  gözünden sakındıkları Halit nihayet Zonguldağa adımını atmış ve büyük bir çoşkuyla karşı karşıya kalmıştı, bu olanlar onu da şaşırmıştı şahsen.

Hiçama hiç beklemiyordu böyle bir karşılanmayı, yüreğinde filizlenen mutluluk  ve sevinç yüzündeki hiç soldurmadığı gülümsemeden belli oluyordu.

Halit'in  geleceğini duyan Gülay,duyduğu andan itibaren  hızla yemeklere, böreklere ve tatlılara girişmiş kolu komşuya dağıtmaya başlamıştı.

Köyün bütün hamarat kızlarını yamacına toplamış ve büyük bir sevinçle hamurları açmaya başlamışlardı. Kızların birkaçı hamurları beze haline getiriyor, diğerleri bezeleri büyütüyor ve birkaçı da baklavaların yufkalarını açıyordu. Tepsiye dizdikleri yufkaların her katına özenle ceviz ve fındıkları seriyor, diğer yufkayı da üzerine seriyorlardı.

Bir tepsi daha bitince omuzlarını gergince ovuşturmuştu, ne kadar yanındaki kızlar da yardım etse büyük iş onlardaydı. İş yapmaktan asla gocunmaz, hatta ilk ben gidip yardım edeyim derdi. İş yapmayı severdi, hele ki böyle ortamlar onunen sevdiği şeylerdi. Herkesin cümbür cemaat toplanıp gülüşüp, eğlendikleri ortamlar ayrı bir güzel oluyordu.

Bakışları hızla etrafa kaydı, bütün hanımlar hızla işlerinin başında bir uğraş peşindeydi. Herkes mutluydu ama içi buruk biri vardı, Züleyha'nın bakışları ve yüreği.

Adeta bir ateşin içindeydi, yüreği acıyor kavruluyordu. Nefesleri boğazına batyordu.

Şimdi o da burada olsa diye geçirdi içindeki özlem ve hasret yangınıyla.

Sürmeli (Yeniden Yazılıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin