...
Hoş geldin ballisiii, buyur geçç amma ilk önce yıldız atıyoruz dimiii
✨2. BÖLÜM ✨
"Senden gelecek yaraya da çiçek açar bu yürek, yeter ki senden gelsin."
✨
Sonuncu derse geldiğimde gerçekten yorulduğumu hissediyordum.
Konuşmaktan ve öğrencilerimin sorularını yanıtlarken ne kadar zorlanıp yorulduğum 10 dakikalık molada anlıyordum.
Yemek yemeye bile mecalim kalmamıştı.
Öğretmenler odasında oturan birkaç öğretmen vardı. Telefonuma gelen bildirim sesiyle yavaşça uzanıp elime aldım telefonu. Telefonuma çok mesaj gelmezdi, gelse ya muhtarlık ya da şehir merkezinde yapılacak etkinlikler olurdu. (Sizin se böyle mi :(
Gelen bildirim annemdendi. Hızla mesaja tıkladığımda zar zor yazdığına emin olduğum mesajı vardı.
'Gülay ablan seni hemen beklyiormus cabuk gel, kasinin hali kalmamış. O mudure söyle hemen buraya gel.'
Yüzümdeki sırıtmayla mesajı okumaya çalıştım. Gülmeme engel olamadım, bu kadın gerçekten akıllı biriydi ama şunu bilmiyordu ki beni o doğurmuştu. Onun kızıydım.'Tamam, anne geleceğim.'
Yazıp yolladım ve telefonu kapattım. Ayağa kalkıp kendime ait dolabıma doğru ilerledim, kilidi açıp içindeki eşyalarımı da topladım. Masanın üzerindeki kağıtları düzenlenmesi için masaya birkaç kez vurup dosyaya yerleştirdim. İşlerimi bitirdiğimde öğretmenlerle vedalaşıp hızla müdürün odasına ilerledim.
Bunu öğle arasında zaten konuşmuştuk, sadece kağıt imzalatmaya gidecektim.
Kapıyı tıklattığımda gel komutuyla içeri girip kapıyı ardımdan kapattım. "Hoş geldin Züleyha." Buraya atanan müdür orta yaşlıydı, neredeyse 30-35 yaşlarında bekar bir adammış, öğretmenler bunun dedikodusunu ediyordu.
Bende doğal olarak duymuştum.
Uzun boylu, hafif de yapılı bir adamdı. Siyah saçlarının arasına beyaz tutamlar eklenmişti, badem kahve gözleri vardı. İyi bir adamdı, kimseye bir zararı dokunmamıştı. "Hoş buldum Cemil bey. İzin belgemi doldurmak için gelmiştim." dedim masasının önünde durarak.
Beni başıyla onayladı ve eliyle sandalyeyi gösterdi. "Buyur otur, yorulmuşsundur." Başımı iki yana salladım, iki elimle tuttuğum çantanın kulplarını sıkarken. "Gerek yok." Sandalyesinde geri giderek hızla masanın altındaki çekmeceden bir adet kağıtı masanın üzerine uzattı.
Msaya yaklaşıp kağıdı baştan sona okudum. Diğer eliyle uzattığı kalemle hızla imzalayıp veda ettim ve odadan çıktım. Aynı hızlı adımları takip ederken okuldan çıkmış, yokuş inmeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sürmeli (Yeniden Yazılıyor)
DiversosKader onları bir araya tekrar getirdi lakin onlar bir araya gelecek mi? Züleyha ailesini mi seçecek sevdiği adamı mı, yoksa hiçbirini seçmeyip kendi ayakları üzerinde mi duracak? *** Sonra o naif ve güzel bir ses duyuldu. "Yağmur yağar taş üstüne...