İYİ OKUMALAR VOTE VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN. 🎊
10. Bölüm [ bilinmeyen mektup ]
🕯
Hastahaneden çıkalı neredeyse iki gün olmuştu ve yarenle biz kendi evimizde kalıyorduk. Yarın stajımı yapmaya devam edecektim. Öğrencilerimi öyle özledim ki bu iki gün boyunca onlara çeşitli aktiviteler yapmıştım.
"Abla gelebilir misin?" Diye bağıran yaren ile oturduğum yerde gerinip yavaşça ayağa kalktım ve mutfağa doğru adımladım. Mutfağa girdiğimde gördüğüm manzara ile resmen sinir krizi geçirmek istedim çünkü mutfağın her yanı pislik içindeydi.
"Bu mutfağın hâli ne?!" Diye bağırdım elimle mutfağı gösterirken. "Şey...ben kitapta gördüğüm bir tarifi yapmaya çalışıyordum ki bir anda mutfak bu hâle geldi." Dedi yaren lafı ağzında geveleyerek. "Şimdi. Daha fazla sinirlenmeden. Mutfaktan çık." Dedim her kelimemi bastırarak söyledim. Ben daha cümlemi tamamlamadan yaren mutfaktan yok olmuştu resmen.
Hızlıca kollarımı sıvayıp mutfağı temizlemeye giriştim, su ayarlayıp tezgahları silmeye başladım. Biraz sonra koşa koşa yaren'de yanıma gelmişti. "Abla bırakta geri kalanını ben yapayım yorulma sen." Dedi ve elimdeki bezi aldı. "Vallahi hayır diyemem her yerim ağrıyor." Dedim ve hafifçe gerinmeye çalışırken belime giren ağrı ile hızlıca yüzümü buruşturdum. Yavaşça arkamı dönüp odama girdim. Kıyafetlerimi çıkarıp geceliğimi giyindim ve yatağıma yattım.
Gözlerimi kapattım lakin bir türlü uyuyamadım. Bir türlü uykuya dalamadım. Sağıma döndüm soluma döndüm olmadı. Yatakta tepinirken en son yorulunca uykuya daldım.
Gözlerimi başıma giren acı ile açtım. Elim hızlıca başıma giderken elime gelen sıcak sıvı ile kaşlarımı çattım. Elime bakınca kan vardı. Yastığa baktığımda neredeyse yarısı kan olmuştu. Yavaşça yataktan kalktım ve geceliğimin üzerine hırka giyinip banyoya geçtim. Dolaptan ilk yardım çantasını çıkarıp lavabo'nun üzerine koydum. Başımdaki sargıyı yavaşça çıkarıp kenara koydum. Dikişlerim patlamamıştı çok şükür.
Pamuğa batikon döküp yavaşça yaramın üzerinde gezdirdim. Soğuk sıvı yarama değince feci şekilde canım yanmıştı. Diğer elimle yarama hava yapıp pamuğu yaramda gezdirdim.
Pamuğu da kenara koyup yarama bezi yapıştırdım, kenara koyduğum pamuğu ve bezleri toplayıp çöpe attım. Elimi yüzümü yıkayıp banyodan çıktım.Odama geçtim, pencereden dışarı baktığım da gece olmuştu. Uykumda olmadığı için komidi'nin üzerinde duran Sabahattin Ali'nin 'Kuyucaklı Yusuf' adlı eserini alıp okumaya başladım...
Neredeyse iki saattir kitap okuyordum ve Kuyucaklı Yusuf'u bitirmiştim.
Gözlerim ağrımaya başladığında yatağa yatıp gözlerimi kapattım, bu aralar çok uykum geliyordu. Tekrardan uykuya daldım.Gözlerimi açtığımda saat 07:21'di. Yataktan kalkıp banyoya girdim, elimi yüzümü yıkayıp sargıma baktım. Kanamamıştı. Banyo'dan çıkıp odaya girdim, gardırobu açıp içinden siyah boğazlı kazak ve ayak bileğimde biten siyah-gri rengindeki ekose eteği çıkarıp hızlıca üzerime giydim. Saçlarımı balık sırtı örüp ensemde topuz yaparak birleştirdim.
Gözlerime her zamanki gibi siyah sürmemi çekip yanaklarımı renklendirdim allıkla. Sandalye'den kalkıp masanın üzerindeki çantayı alıp odadan çıktım. Yarenin odasına girip onu uyandırdım. "Yaren ablacım kalk okula gideceksin." Dedim, ilk mırım kırım etti sonrada kalkıp banyoya gitti. Odadan çıkıp mutfağa girdim ve hızlıca çay demleyip kahvaltılıkları koydum, yumurtayıda kırıp masaya koydum. Yaren paldır küldür mutfağa girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sürmeli (Yeniden Yazılıyor)
AléatoireKader onları bir araya tekrar getirdi lakin onlar bir araya gelecek mi? Züleyha ailesini mi seçecek sevdiği adamı mı, yoksa hiçbirini seçmeyip kendi ayakları üzerinde mi duracak? *** Sonra o naif ve güzel bir ses duyuldu. "Yağmur yağar taş üstüne...