(51) ÖLÜM SAATİ

140K 15.6K 21.3K
                                    

"Ölüm sana geldiğinde kendi hayatımın ne kadar değersiz olduğunu anladım. Sensiz uzun bir hayat yaşamaktansa seninle ölmeyi istedim."

2 Saat Önce

Şeref arayıp beni Karun'un hayatı üzerine tehdit edince benden istediklerini yapmaktan başka çarem yoktu. Karun'u zincire vurmuş, en ağır şekilde ona işkence ediyordu. Kendi öz oğlunu öldürecek kadar karaktersiz ve vicdansız olduğunu iyi bildiğim için onu kızdırmayı göze alamazdım. Ucunda Karun'un hayatı olduğu için Şeref'e boyun eğmekten başka çarem yoktu. Babasının hayatına karşılık çocuğunun hayatını sunarak Şeref'i durdurabilmiştim. Karnımdaki bebeği ölümcül bir anlaşmanın parçası yaparak Karun'a biraz zaman kazandırmıştım.

Bebeğimin kaybını bize yaşatmak istediği için ben oraya gidene kadar Karun'u yaşatacağını biliyordum. Şeref'in benden istediği gibi tüm korumaları malikanede bırakıp orada Ali ile ayrılmıştım. Uzun zamandır aradığımız hainin Gurur'un adamlarından birinin çıkmasını beklemiyordum. Korumalarımın neden Ali'ye bir türlü ısınamadıklarını artık daha iyi anlıyordum çünkü aralarına sonradan katılan Ali'ye hiç güvenmemişlerdi. Bu konuda yanılmamışlardı.

Ön koltukta otururken arabayı kullanan haini çıplak ellerle öldürmek istiyordum. Eğer beni Karun'a götürmeyecek olsaydı şimdiye dek kırk kez beynini dağıtmıştım. "Bu iş bittiğinde sana neler yapacağımı biliyorsun, değil mi?" Dik dik Ali'ye bakıyordum. "Seni parçalarına ayıracağım imamın kafir oğlu! Seni havaya uçurup parçalanan uzuvlarının arasında keyif sigarası içeceğim!" Bunu gerçekten yapacağım ama sigara konusunda ciddi değilim.

Gözlerini yoldan ayırmadan arabayı ustaca kullanırken tepkisizdi. "Sizdeki bu patlatma aşkı nereden geliyor?" Başını çevirip kısa bir an karnıma baktı. "Ayrıca sigara içmek bebeğe zararlı değil mi?"

Bakışlarımdaki tehlikeyi görmüyor olamazdı. Buna rağmen kendini tehdit altında hissetmiyordu. "Gurur senin gibi birini nasıl içimize soktu, pes doğrusu!" Çatık kaşlarla önüme döndüm. "O herif daha etrafındaki hainleri ayırt edemiyor, bunca zaman nasıl hayatta kaldı, aklım almıyor!"

"Tam olarak bu sebepten," diyen düz sesini duydum. "Hayatta kalmasının sebebi etrafındaki adamları iyi seçmesi." Bu sözlerden ne çıkarmam gerektiğini anlamadım.

Telefonu çalınca ekrana kısa bir an baktı. Farah arıyordu ama Ali açmak yerine telefonu meşgule attı. "Neden açmadın?" diye sorduğumda yüz ifadesi hoşnutsuzdu. "Gurur Bey'i soracaktır ama onun nerede olduğunu bende bilmiyorum." Umarım her zamanki gibi bir yerleri dağıtmakla meşguldür. Karun'dan sonra bir de Gurur için endişelenmek istemiyordum.

On dakika boyunca Ali'nin telefon görüşmeleri hiç bitmedi. Sürekli ya o birilerini aradı ya da birileri onu aradı. Telefonunu açmadığı tek kişi Farah'tı. Ona verecek bir cevabı olmadığı için onunla konuşmaktan kaçındı. Bir süre sonra telefonu kapatıp arabayı bir otelin önüne çekti. Neden otele geldiğimizi anlamıyordum. Karun'u burada mı tutuyorlardı?

Ali arabadan inip benim de inmem için kapımı açtı. Çatık kaşlarla ona bakarak arabadan indim. Burada ne işimiz olduğunu bile anlamıyordum. Birlikte otele girip asansöre bindiğimizde daha fazla dayanamadım ve yumruk yaptığım elimi Ali'nin suratına geçirdim. "Beni nereye getirdin?" Sırtını sertçe asansörün duvarına yaslayarak kolumu boğazına bastırdım. "Karun burada değil!" Karun'un tutulduğu yeri tam olarak görememiştim ama bir otel odası olmadığına eminim.

Kolumla nefes borusuna baskı uyguladığım için Ali güçlükle konuşup, "Bi-Bige Hanım," demişti ki onu boğmak ister gibi boğazındaki baskımı arttırdım. "Sensizde Karun'u bulabilirim ama sen hayatta olmazsın!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAKA VE SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin