İlâhi Bakış
Abisine odasını göstermek için çıkan Eren, Oğuz abisinin dediğini duymuştu. 'Acaba duydu mu?' Diye baktığında ise kalbi yerinden çıkacakmış gibi oldu. Sanki 'niye geldim ki?' Der gibi bakıyordu gözleri. Birde dolmuştu elâları, gözlerini abisinden almıştı. Çok güzeldi gözleri. Ama dolmuştu. Dolmasındı. Abisinin arkasına geçip hafifçe rampaya ittirdi.
Odasının olduğu yere geldiler. Annesi ne olur ne olmaz diye oda hazırlayın. Demişti. Alparslan abisinin işi olduğundan. Odayı Oğuz abisiyle hazırlaması gerekiyordu. O da 'Birde o beslemeye oda mı hazırlayacağım' deyip misafir odası vermişti ona. Kapıyı açıp odanın içine doğru ittirdi sandalyeyi. O an Ata'nın aklına düşen tek şey buranın bir misafir odası olmasıydı. 'Misafir'
"Şey, bi ihtiyacın olursa seslen olur mu? Birde başka bir şeye ihtiyacın var mı? Varsa hallede bilirim. Yatağa yatırmamı ister misin?" Eren elâlara baktı. Her ne kadar 'herkese yardım ederdim' dese de içinde değişik bir sevinç vardı. Ata her ne kadar reddetmek istese de beli ağrıyordu sandalyede oturmaktan. Kabul etti.
Zor bela da olsa yatırabilmişti abisini. "Teşekkür ederim, her şey için" içi garip bir heyecanla dolup taştı. Abisi onunla konuşmuştu. Çok basit bir konuşmaydı, ama ilk konuşmalarıydı. "Rica ederim, ayrıca Oğuz abimi pek takma mal o biraz." Ata bu dediğine yorgun bi gülümseme bahşetti. "Ona ne şüphe" Eren şu an hem abisi ile ilk uzun konuşmasının hemde ona gülmesinin mutluluğunu yaşıyordu. Onun küçük gülümsemesi aksine Eren oldukça bir gülümseme verdi Ata'ya.
×××
Odadan çıkıp hızla oturma odasına doğru ilerlemeye başladı. Her adımda sesler daha da yükseliyordu. Abisi az önce kendinden küçük bir çocuğun gözlerini doldurmuştu. Üstelik o abisiydi! Hoş her adımda onun da siniri artıyordu.
"Abi sen ne yapıyorsun! Madem sorun çıkaracaksın bekle biraz! Tüm dediklerini duydu çocuk!"
"Duysun diye dedim zaten? Sadece bize yük olacak!"
"Saçmalama istersen abi, ayrıca ne demek 'bize yük olacak'? Almıla bize yük mü abi!?"
"Almıla benim kardeşim Eren! O ise bir sokak iti!"
"Ne demek sokak iti! O da en az biz kadar senin kardeşin!"
"Değil!"
"Kabul etsende, etmesende o 'sokak iti' dediğin, 'Birde o beslemeye oda mı hazırlayacağım' Dediğin çocuk senin kardeşin!"
"Sana o benim karde-"
"Oğuz yeter! Ne zaman susacak diye sesimi çıkartmadım ama yeter! Odama çık ve beni bekle!"
Aile kendi içinde bir oğuzun dediklerini sindirmeye çalışırken küçük Almıla abim beni yük olarak mı görüyor düşüncesine kapılmadan edemedi. Küçük kalbi bu düşünce ile ağrımaya başladı. Ama abisi 'o benim kardeşim' demişti. Onu yük olarak görmezdi ki..
Görmezdi değil mi?
Küçük Almıla bu düşüncelere dalmışken ailesi ise hem Almıla, hem de içeride muhtemelen oğuzun dediklerini duymuş olan çocuk için üzülüyorlardı. Eren ise şok olmuştu. Abisi diğer abisini kastederek 'sokak iti' demişti ve kimse birşey dememişti..
Herkesten bağımsız bir şekilde odasında ağlayan beden ise kabul etmese bile kırılmıştı. Uyuamıyordu da..
Şimdiki hayatım nasıl olacak diye geçirdi içinden..
Bu ailede istenmediği gayet belliydi, özellikle Oğuz'un nefreti gözlerinden belliydi.
Almıla.. O belkine ailedeki an masumdu. O kız küçücüktü ve tekerlekli sandalyedeydi. Bunun için çok küçüktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESİK (BxB + Aile Klasiği)
Ficción GeneralSanki hayatım çok yolundaymış gibi birde ikinci ailem mi vardı? Karıştırılan bebek klasiğidir. Önyargılı abilerimiz var.