3.Yatsı

9 1 0
                                    







Halenin annesinin ağzından

Haleye odun kesmesini söyledikten sonra Hüseyin'e döndüm

" Ne olacak şimdi Hüseyin boku yedik biz . Bizi öldürecek altınları da alacaklar" Hüseyin'den çıt çıkmadı ona baktım kafası yere doğru bakıyordu . Tekrar Hüseyin diyip sarstım onu bi anda yüzünü bana çevirince aklımı kaybedeceğimi sandım . Aynı onlar gibiydi . Simsiyah gözleri gri renkli suratı alnında belirgin mavi renkte bi damarla sinirli bi şekilde bana bakıyordu .

Üzerime atladı birden boğazımı sıkmaya başladı ağırından köpükler çıkıyordu . Gözlerini bi sağa bi sola çeviriyordu kafam yukarı doğru dönmeye başladı . Afalladım tam tepemde hale vardı çirkin suratı ile bakıyordu .

Derken bi anda bağırarak uyandım oturduğum yerde uyumuş kalmışım . Hüseyin'e baktım bana bakıyordu endişeli bi şekilde o sırada odaya Fırat girdi Fırat halenin küçük erkek kardeşi

"Anne açım ben " dedi .

"Ablan olacak hayırsız odun getirirse ısıtacağım annem yemeklerini "dedim . "Kendini yak soba da böylesi daha iyi olur dediğini duydum

"Ne dedin oğlum ?"diye sordum

"Bi şey demedim anne " diye cevap verdi . Benimle oynuyorlardı ve başaralı da oluyorlardı . Gün geçtikçe korkularım daha da artıyordu . Beni öldüreceklerdi hemde hiç acımadan ...

Diğer günün akşamında yine benimle uğraşıyorlardı . Sakladığım altınları çıkarmışlar ve yutuyorlardı

"Hayır " diye bağırdım gözümü para hırsı bürümüştü . Yanına yaklaştım yatak odasında yerde durmuş altınları ağzına atıyordu siyah çarşafıyla yanına iyice yaklaştım . Kafasını kaldırdı suratı benim suratımdı . Ağzını açtı gri buruşuk derili uzun tırnaklı eliyle ağzının içindeki altınları işaret etti ,ordan almam için . Elimi uzattım tam o anda ağzını kapattı elimi kopardı her yere kanlar sıçrıyordu . Duvarlar halılar derken kendimi bi anda yerde buldum . Altınlar yanı başımdaydı . Hemen elimi kontrol ettim yerindeydi . Derin bi oh çektim . Bu gördüğüm şeyler artık her geçen gün daha da gerçekçi hale geliyordu . Ne yapacağımı bilmiyordum ....


Halenin ağzından

Sabah kalktığımda her zamankinden daha kötü hissediyordum kendimi hemen tuvalete koştum kustum . Ağzımdan çıkanlar saçlarım dün geceki otlar kabuklar vs halbuki onları yutmamış sadece suyundan içmiştim . Çıkan şeyleri  görünce daha da midem bulandı . Anlam veremediğim şeyler oluyordu . Yüzüm şişmişti ve kaşıntılarım tüm vücuduma yayılıyordu . Bu işte bi şey olabilir diye düşünmeye başladım . Bi çıkarı olmadan insanlar neden yardım ederdi birine ? Kafamda dolaşan soruları bi kenara bırakıp . Züleyha ablanın evine gitmeye karar verdim .


Yolda giderken kızını ve kocasını gördüm . Bana bakıyorlardı bi anda karşımda belirdiler .

" Şu an züleyhayla konuşman uygun olmaz 5 yatsı sonrası gel " dediler ikisi bi ağızdan sert bi tonda . Afalladım ama dediklerini yapmadan önce şöyle bi eve baktım biraz daha bakımsız duruyordu her zamankinden . Arkamı döndüm eve geri gitmek için yürürken. Züleyha orda duruyordu. Yüzünde anlam veremediğim bir bakış vardı.

Ürkmüştüm. Bakışlarımı tekrar bizim eve doğru döndürdüm ve yürümeye devam ettim.

Evden içeri girdiğimde kasvetli bir hava vardı. Bir şeyler ters gidiyordu. "Anne" diye seslendim ama çıt çıkmıyordu. Oturma odasına gittiğimde yerde annemin yatan bedeniyle karşılaştım. Bir hışımla yanına gittiğimde etrafımda kara çarşaflı çirkin suratlı bir çok varlık belirdi.

𝓜𝓾𝓼𝓪𝓵𝓵𝓪𝓽-ı 𝓐𝓵𝓮𝓶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin