Hale'nin ağızından
Züleyha ablanın istediklerini aklımda tutmaya çalışıyordum. Nerden bulacaktım bu otları? Yatsı ritüeli için bir tutam Üzerlik otu, biraz kimyon tohumu ve karanfile ihtiyacım vardı. Üzerlik otu bizim köyümüzde neredeyse meşhur denebilecek kadar yaygın bir ottur. Bildiğim kadarıyla vücutta rahatlama solunum kolaylaştırma ve ferahlık sağlıyor. Züleyha abla cidden iyiliğimi istiyordu.
Dediği ritüelleri sırasıyla yapıp bu illetten bir bir an önce kurtulacaktım.
"Züleyha abla hava kararıyor bu otları şimdi çıkıp bulmam zor. Senin bahçende var mı bu otlardan."
İçten bir gülümsemeyle baktı bana, kafasıyla onayladı beni.
"Bugün taze topladım vereyim ama bilmeni isterim bu otları taze toplayıp yakmalısın anca o vakit etkisini görebilirsin."
Bende aynı şekilde minnettar bir bakışla onayladım. Masasına bıraktığı malzemeleri sanki zaten benim için toplamış gibi bir avuçla tutup bana verdi.
"İhtiyacın olacak tüm şifalı bitkiler bunlar, sana anlattığım gibi ilerle. Kalan ritüelleri küçük çocuğum sana vaktinde iletecek, sakın korkma ve sen ritüeli hazırlarken seninle uğraşmalarına izin verme, sana iletileni kesinlikle harfiyen uygula aksi takdire ben bile bu duruma farklı bir şekilde müdahale edemem"
Sonlara doğru sesi bir hayli sert çıkmıştı.
Züleyha abla ya baktığımda gözleri gittikçe büyümeye başlıyordu
"Abla"
"Hale eve git ve ritüellere başla artık, yeterince vakit kaybettik"
Arkamı döndüm ve hızlı adımlarla evden çıktım. Eve varmam biraz vakit alacaktı. Karanlıktı her yer, önümü göremiyordum artık. Ormandan Bir elimde otlar diğer elimle dallara çarpmamak için yüzümü siper alarak ilerliyordum.
Zifiri bir karanlık ve eşliğinde ölüm sessizliği. Sayiden Ne kadar sessizdi. Odamın ışığı hala açıktı. Gülüşme sesleri geliyordu kulağıma. İnsan sesleri değildi bunlar buna yemin edebilirdim.
Evin kapısından girip mutfaktan tahta bir kase alıp odama koşarak gitmiştim adeta. Kapıyı arkamdan kapatıp otları kaseye koymdum. Çakmak. Çakmağım yok.
Elimdeki kase de bulunan kimyon otu tohumu birden alev aldı. İrkildim elimden düşüyordu neredeyse.
Fısıltılar çoğalıyordu
"Bununla mı bizi kovacaksın"
"Sen bizi gözünde çok basit görmüşsün"
Kulağımın dibinden geliyordu bu fısıltılar hafif bir esinti geçti ensemden
Dumanlar çıkmaya başlamıştı koku odanın içine yayıldıkça daralan nefesim açılmaya başlamıştı fısıltılar azalıyordu sessizleşiyordu ortam yine
Kaseyi masanın üstüne bırakmıştım. Derin bir nefes aldım. Züleyha abla bana bir kağıt vermişti. Bu ritüelin tamamlanması için okumam gereken bir ayet olduğunu söyledi. Işığı kapadım ve bir mum yaktım.
Sessiz bir şekilde başladım okumaya. İçtenlikle okudum. Hala iyi hissediyordum her şey yolundaydı. Ben bu ayeti ilk defa okumuştum. Kuranda bu ayet geçmiyordu. Çok kez hatim etmiştim.
6 kere tekrarladıktan sonra derin bir nefes aldım. Uyumam gerekiyordu.
Ağırlık çökmeye başlamıştı bile. Fısıltılar gülmelerde kesilmişti. Uzun zamandır bu kadar sakin ve sessiz olmamıştı hiç bir şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓜𝓾𝓼𝓪𝓵𝓵𝓪𝓽-ı 𝓐𝓵𝓮𝓶
ParanormalPara hırsı yüzünden yitip giden hayatlar ve onun getirdiği kaos ... Hale ayine kurban giden küçük bi kız , Sonerse ona yardım etmeye çalışan bi hoca . Hikayenin sonu nasıl bitecek ? Hale ve köy halkı kurtulabilecekler mi ? Hikayede yazılanlar gerçek...