Fısıltılar

133 9 6
                                    

Günlerdir kafamın içinde dönen "kalk kes bileklerini ,bizimle gel , seni kimse istemiyor " seslerini bastırmaya çalışıyordum . Öyle zordu ki saçlarımı yoluyor tırnaklarımı kanayana kadar ısırıyordum . Sakinleşmek için evden çıktım . Gece yarısı olmasına rağmen korkmadan çünkü zaten alışmıştım onlarla yaşamaya . Başımdan geçenleri yazmayı düşündüm kendime ait bi şeyim olsun bu dünyadan gitmeden insanlara bırakacağım herhangi bi şey . Yürüdüm yürüdüm bi derenin yanında buldum kendimi yaşadığım yer Muğla'nın küçük bi köyüydü . Köyde yaşamak dehşet verici güzellikleri ve kötülükleri de getiriyordu yanında yalnızlığıda . Dereye eğildim suya elimi soktum bi yudum aldım avucumdan . Yüzümü yıkadım . Hava esnemeye başladı ağaçlar sallanıyor ve çalı çırpı kokusu geliyordu . Bi ara sanki bi odun yanıyor gibi is kokusu aldım . Eğildiğim yerden kalktım kokunun geldiği yere gittim . Ahmet abiyi gördüm bizim köyde yaşayan geçimini tarlasından elde eden ailesi olan normal biriyidi. Normal biri dememin sebebi bu köyde yaşayıp bana kötülük yapan ve karşılığını bulacak olan biri olmamasaydı ya da Tamamiyle benim yanlış düşüncemdi . Ahmet abiye yaklaştım tarladaki yabani otları toplamış yakıyordu bu saatte . Beni görünce gel işareti yaptı ;

" Gelde yardım et bana yakalım şunları " 

"Abi gece gece neden bunları yakıyorsun gündüz torbaya mı girdi ?" 

"Gelde yardım et bana yakalım şunları " dedikten sonra yüzüme baktı gözleri simsiyahtı biraz daha yaklaştı bana 

"Önce bunları sonra da seni yakalım birlikte " dediği an uyandım . Derenin yanındaydım hemen kalktım nasıl burda uyudum anlamadım koşarak gece eve geri döndüm . İçeri girdiğimde annemle babam kardeşim herkes uyumaya devam ediyordu . Sessize odama girdim yatağa oturdum aklıma evden çıkarken düşündüğüm yazma olayı geldi . Deri kaplı bi defterim vardı haki yeşili severdim ben yeşili hemen aldım elime geçtim masaya açtım gece lambasını kararımı vermiştim olayların en başından yazacak ve sonra da bana yaşatılan her şeyi bende onlara yaşatacaktım .



Merhaba ... nasıl giriş yaoacapımı bilmiyorum . Her şeyin başladığı güne geri gidelim tam tarih olarak 7 Ekim 1988 cuma akşamı tam olarak 12 yaşındayım annemle oturuyoruz bi ıslaklık hissettim . "Anne bi şey oldu " dedim . Annem oturduğu yerden kalktı "kalk içeri geç " diyip bana olan biteni anlattı . Kadınlığa ilk adımmış korkmama gerek yokmuş .

Akşam yemeğinde hep birlikte sofraya oturduk sofra daha kalabalıktı bu gün amcamlar gelmişlerdi . Bizim ailemizde baba tarafımda 2 amcam ve anne tarafımda bi tane dayım olmak üzere fazla büyük olmayan bi aile . 

"Hale kalk çorbayı getir de yemeye başlayalım " dedi annem . Kalktım sıcak geniş tenceredeki çorbayı elime aldım getirmek üzere salona gidiyordum ki kendi aralarında konuştuklarını duydum . En büyük amcamın sesiydi .

" Demek bu gün o gün sonunda hepimiz zengin olacağız . Bu gece yatsı ezanından sonra yapacağız bu işi ve gidip bulacağız defineyi " 

Ne definesi diye düşündüm gerçi Muğla tarihi bakımından zengin bi yerdi ama çocuk aklım çokta takılmadım buna zaten karnım ağrımaya başlamıştı , tek istediğim yatıp uyumaktı . Keşke bunu yapmasaydım . 

" Getirdim anne " dedim çorbayı koydum yer sofrasına başladık yemeğe . Yemekler yenildi çaylar içildi ben de anneme iyi hissetmediğimi yatmak istediğimi söyledim başta biraz mırın kırın etti erkek kardeşine bak tarzı şeyleri söyledi sonra ikna oldu yatmama izin verdi . Yatağa geçtim kendimi sıcak yorgana bıraktıktan sonrası gözlerimi açtığımda rahatsız bi yerdeydim rüya gibiydi bedenim uyuşuktu başımda bi şeyler okuyan sağa sola dönen çarşaflı insanlar vardı . Yani insan diyorum ama bilmiyorum ne olduklarını sadece insan gibi gözüküyorlardı . Nabzım hızlandı onların dansı da aynı şekilde hızlandı . Söyledikleri sözleri söyleyen sesleri  kalınlaştı bağırmaya başladılar bi tanesi kulağımın dibine geldi ve bana 

𝓜𝓾𝓼𝓪𝓵𝓵𝓪𝓽-ı 𝓐𝓵𝓮𝓶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin