"A-anlaşma ne " diye sordum tiz bi sesle o kadar kısık çıkmıştı ki sesim ben bile zor duymuştum derken arkamdan bi tıslama duydum . Bir kaç tane siyah koyu haki renkli yılan arkamda dolaşıyorlardı . Bi tanesi konuştu "Ya bizden biri olacaksın ya da kendi canına karşılık birini , ama hale " tıslayarak son sözünü söyledi "masum birini hale "
"Y-ya yapamazsam ?" Diye sordum birden büyüdüler evin tavanına kadar geldiler siyah çarşaflı hallerine döndüler ve eğildiler birden üzerime kalın bi sesle hepsi bi ağızdan " o zaman bu köyde bizim olur içinde her şeyde " dediler ve kayboldular birden ortadan .
Ne yapacağımı şaşırdım anlaşmayı kabul etmedim , edemedim . Ben kimseye zarar veremem kimseyi öldüremem . Ama keşke keşke o zaman sadece birini öldürseydim sadece bi kişiyi bi masumu . Çünkü bütün köyün ve içindekilerin lanetlenmesine sebep oldum . Günler geçtikçe her şey birbirine girdi . İnsanlar en ufak şeyde birbirine aşırı derece de sinirlenir oldular . Ortam çok kasvetli ve gericiydi . Bazı insanların hayvanları telef olmaya bazılarının durduk yere evleri yanmaya başladı . Yine o günlerden birinde bi perşembe akşamıydı . Bi ses duydum ve uyandım yatağımdan doğruldum . Dışarıya baktığımda ormanın arkasında bi ışık gördüm . Oradaki ev Züleyha ablanın evinden geliyordu . Bağırdım annemle babamı uyandırmak için ama kimse sesimi duymuyor gibi kalkmıyorlardı . Dışarı çıktım koştum ormana doğru . Evi gördüm yanan bi yer yoktu .
Kapıyı çaldım . Züleyha abla açtı kapıyı gözlerini kısarak bana baktı ."hale hoşgeldin bende seni bekliyordum geç içeri " dediğinde şaşırarak ;
" abla evden gördüm ormanın ordan bi yer yanıyor gibiydi senin ev sandım annemle babamı kaldırmaya çalıştım ama uyanmadılar . Bende koştum geldim " dedim nefes nefese bi şekilde
"Geç içeri sakinleş bi su vereyim sana " içeri geçtim ,
" Annenle baban uyanmadılar dimi ?" Diye sordu . Evet dedim . "Tamam "dedi "onları tılsımladım uyanmayacaklardı zaten " içeri geçtim evin içi lavanta gibi kokuyordu oturdum döşeğe . Ona baktım kızını aradı gözlerim sordum
"Kızın nerde Züleyha abla , tılsımladım derken neyi kastettin , neden beni buraya çağırdın" diye art arda sorular sordum .Gülümsedi soğukkanlı bi şekilde kehribar rengi gözlerini yüzümde gezdirdi .
"Hale benim bi kızım yok , yani insan olarak yok " diyiverdi . Anlık ne dediğini idrak edemedim dondum kaldım , sözüne devam etti " Benim kocam öteki dünyadan ve kızım şu an ailenin yanında sen buraya gelebil ve benimle konuşabilesin diye böyle bi yöntem denedik neyseki işe yaradı . Bana küçüklüğümde el veren olmadı hale eski Türk tarihinde buna kam şaman tarzı şeyler denilir iki türlü geçer insana bi babadan oğula genle aktarılır bi diğeri de kişi kendi kendine öğrenir açar göz perdesini . İlki ikincisine göre daha güçlü yapar insanı ben o kadar güçlü değilim .Kızım kendi aleminden birini görünce korkmaz normalde ama bi şey anlamaman için öyle davranmak zorunda kaldı . Hale beni seni kurtarabilmem için ilim sahibi bi hoca gönderdi . O günden beri buradayım insanların güvenini kazanıp bu köyü de seni de kurtarabilmek için ama daha geldiğim ilk günden anladım , bu çok zor . Ailen öyle bi işe bulaşmış ki onlar taze masum kan istiyorlar . Vermemişsin ya da vermemişsin ama halledeceğiz hale sadece sana dediklerimi yapacaksın . Eğer bana bi şey olursa beni buraya gönderen hoca gelip devam edecek bu işe "
" Abla ben anlayamıyorum kafam karıştı sen kimsin neden buradasın neden bana bu köye yardım edeceksin? " diye sordum
"Hale kafanın karıştığını biliyorum ama sakin olup dediklerimi 5 yatsı boyunca yapman lazım bazıları kolay bazıları zor şeyler olacak ama sonunda kurtuluş olabilir "
İçimdeki o ürkütücü ses ve hissiyat tekrar geldi lavanta kokan ev çürümüş ceset gibi kokmaya başladı zar zor nefes alarak "Abla çıkmam lazım " dedim elime hemen yan tarafında duran orta kalınlıkta bi kitap verdi . " Al hale içinde notlarım var oku ve dediklerimi yap sana engel olmaya çalışacaklar dikkatli ol " sözünü bitirir bitirmez evden koşarak çıktım .
Koşarak eve girdim hemen odama geçtim verdiği kitabı da masaya koydum tek istediğim dinlenmek ve ne yapacağımı ne düşüneceğime karar vermekti . Bu savaşta kim iyi kim kötü bilmeden ne yapacaktım nasıl yaşayacaktım bu şekilde bilemiyordum .
Yastığıma kafamı koyduğum an hemen sol tarafımda bi yılan vardı tıslıyor ve yanıma yaklaşıyordu "Haleee , uyumadığını biliyorum hale , hadi kalk oyun oynayalım "
"Haleee " sözlerimi sıkıca yumdum annemin sesi ile konuşmaya başladı . "Niye gittin hale o kadının evine o kadın iyi biri değil annem bi daha gitme , bak gidersen beni de öldürürler hale annem , annenin öldürülmesini ister misin hale ? " derken sesi kalınlaşmaya ve daha yüksek çıkmaya başladı derin nefesler alıp bildiğim duaları okumaya çalışıyordum ama bi Türlü sonlarını söyleyemiyordum . Derken bi şekilde zorda olsa uyuyabildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝓜𝓾𝓼𝓪𝓵𝓵𝓪𝓽-ı 𝓐𝓵𝓮𝓶
ParanormalPara hırsı yüzünden yitip giden hayatlar ve onun getirdiği kaos ... Hale ayine kurban giden küçük bi kız , Sonerse ona yardım etmeye çalışan bi hoca . Hikayenin sonu nasıl bitecek ? Hale ve köy halkı kurtulabilecekler mi ? Hikayede yazılanlar gerçek...