2.Yatsı

36 6 0
                                    




1. Gecenin sonunda deliksiz bi uyku uyumuştum . Ben içeri geçtiğimde annemle babamın bana olan ürkütücü bakışları daha çok tedirginliğe dönmüştü .

"Günaydınlar iyi misiniz anne " diye sordum . Beti benzi atmıştı

"İşine bak hale git odun topla biraz bi şeyler sorup durma tepemde " diye tersledi beni .

"Tamam " dedim . Kahvaltı bile yapmadan önce üzerime eski kıyafetlerimi giymek için odama gittiğimde kitabın sayfalarının açık olduğunu fatkettim . Ben kapalı bi şekilde bıraktığıma emindim . Neyse dedi içimden bi ses onlar şu an burda yoklar iyisin diye kendimi sakinleştirdim .

Üzerimi değiştirirken vücudumda küçük kızarıklıklar farkettim hafif kaşınıyordu . Çok umursamadım belki dumandan etkilenmiştim ,alerji falandır diye geçiştirdim . Üzerimi giyip odunluğa gitmek için çıktım evden .


Baltayla odunları biraz daha küçük bi hale getirmek için eğilip doğrularken , küçük bi civciv farlettim tam yanımda duruyordu . Elime aldım inceledim biraz sonra içimden garip bi istek geldi önce baltayla kafasını kestim sonra elime aldım bedenini tüylerini yoldum . Kanı elimi ısıtıyordu yüzüme sürdüm ağzıma attım yolduğum tüyleri . Sonra bi anda kendime geldim Kusmaya başladım . Neden bunu yaptığımı anlamadım hemen koştum bahçedeki hortumu açtım elimi yüzümü kan olan her yeri yıkadım ağzımı çalkaladım derin bi nefes aldım . Yaptığım odunları da el arabasına yükleyip eve götürdüm . Acaba bu olan da Züleyha ablanın bahsettiği engel olmaya çalışacaklar dediği kısımmıydı .


Sakin olmalıydım . 5 yatsı bitince kurtulacaktım . Kalp atışlarımı sakinleştirmek için yavaş yavaş nefes almaya çalıştım . O sırada odamın penceresinden orman gözüküyordu . Züleyha ablanın kızı oradaydı . Arkasında 2/3 metre uzunluğunda kara çarşaflılar duruyordu . Züleyhanın kızına eğilmiş bi şeyler söylüyorlardı . Kızın gözleri birden beni buldu bi anda penceremin tam önünde belirdi . Simsiyah gözleri ve çarpık gülümsemesi ile beni oldukça ürküttü kendimi çığlık atmamak için zor tuttum . Elimi ağzıma götürdüm kendi kendime sakin ol bunlar kurtulma diye yapılıyor beni bu yüzden korkutuyorlar .


Yatağa uzandım kendimi düşüncelerimden soyutlamaya çalışırken birden kitabın kapağı büyük bi görültü ile açıldı . Doğru neredeyse unutuyordum 2. Yatsı için yapmam gerekenler vardı sayfadaki notlara göz gezdirdim bu gün bana lazım olan meşe odunun kabuğu ,safran , kendi saçımdan bi parça , ökse otu ,köpek kanı ve kendi el yazımla yazdığım eski dilde yazacağım sureler vardı . Ayrıca bunları yaparken ormanda olup ateş yakmam ve bunları kaynatmam gerekiyordu .

Zorlu bi gece olacaktı , bu malzemeleri nerden nasıl bulacaktım . Aklımda bu sorularla yavaş adımlarla dışarı çıkmak için odamdan evin kapısına ilerledim . Herkes uyuyordu allahtan diyerek içimden sevindim bu duruma . Çelik kapıyı ses çıkartamadı için yavaşta açtım . Tam önümde züleyhanın kızı duruyordu .

"Merhaba hale ben ve babam sana yardım etmek için buradayız" dedi . Henüz babasını görmemiştim ama küçük bi kız şeklindeydi saçları dalgalı uzun siyahtı gözleri saçları gibi simsiyahtı .

"Merhaba " diyebildim zar zor , hala bana ürkütücü geliyordu .

"Bizden korkmana gerek yok hale "diyen erkeksi bi ses duydum tam arkamdan geliyordu .İnsansı bedeni ile orta yaşlı koyu kahve saçlı karizmatik bi adam şeklindeydi . Vücuduna daha dikkatli baktığımda ayakları bileğinden itibaren ters duruyordu . Nabzım hızlandı yine . Sakinleş hale diye geçirdim içimden , şu an mühim olan malzemeleri bulmam ve 2.yatsıyı da yapmam gerekiyordu .

"B-bu malzemeleri nasıl bulacağım bu saatte " diye kekeleyerek ve kısık bi tonda söyledim . Gülümsediler

"Hale biz Zuzula kabilesindeniz , aradığın ya da aramadığın her şeyi bulup yapabiliriz . Kimsenin bulaşmak istemeyeceği kötü bi kavmiz biz . Yine de Züleyha bizim için değerli o yüzden sana yardım edeceğiz " dediği anda otları birden avucundan çıkarıp bana uzattı . Bi anda babası elinde birden beliren bi makasla saçımdan bi parça kesti . O kadar hızlıydı ki sanki sadece yanımda bi rüzgar esmiş gibiydi .

"Geriye sadece köpek kanı ve kaynatmak için bi kazan ve ateş yakmak için malzemeler kaldı hale sen eve git kazan getir biz diğerlerini yaparız" dedi küçük kız . Arkamı yavaşça onlara dönüp eve doğru sessiz adımlarla girdim. Aradığım kazan tam salonun ortasında duruyordu . Garip bir şekilde yavaşça ona yaklaştım bi anda çevresinde yerde secdeye yatan bir sürü siyah çarşaflı dumansı şeyler bi öne bi arkaya sallanıyorlardı . Tüm salonu kaplamışlardı . Korkudan yerimden kıpırdayamadım . Bi tanesi secdeden kalktı yanıma geldi bi anda suratı gözüktü. Ağzı burnu yamuk gri beyaz damarlı suratı simsiyah gözleri ile bana bakıyordu . Nefesimi tuttum .

"Hale bizden kurtuluş yok anlamadın mı daha biz zuzuladan bile güçlü cühenna kavmiyiz. Kimseye bu kadar güvenme kimse sana yardım edemez " ağzı aynı çürümüş et gibi kokuyordu . Elini yüzümde gezdirdi ve bi anda secde eden diğer varlıklarda bulunduğu yerden kafalarını bana çevirdiler hepsinin suratında aynı ifade vardı hepsi bi ağızdan gülümsüyordu . O kadar korkuyordum ki bayılacaktım sanırım ama bi anda yok oldular ortadan . Geriye salonda sadece ben ve kazan kaldık . Kazanı hemen tuttum ve arkama bakmadan evden çıktım . Ses çıkarsam bile umrumda değildi daha fazla duramayacaktım .


Dışarda ateşin başında kendi suretleriyle duruyorlardı babası siyah 3 metre civarı uzun gölge gibiyken kızı daha küçük siyah çarşaflı ama insansı yüzüyle bana bakıyordu .

"Gel hale koy kazanı ateşe " dedi . Dediğini yaptım hortumdan içine biraz su koydum kendi el yazımla yazdığım sureleri attım önce suya , sonra geri kalan otları tohumları kabukları ... geriye sadece köpek kanı kalmıştı . Birden babasının elinde küçük bi köpek yavrusu göründü . Göründüğü gibi kafasını eliyle ikiye ayırdı akan kanı kazana boşalttı sonra köpeğin bedenini ağzından içeri attı . Anlık duraksadım ve içim burkuldu ama kurtuluşum içindi . Gözlerimi yumdum . Yazılı olan ayetleri okurken bi yandan da kazanı karıştırıyordum . Bedenim kaşınmaya başladı bi anda durmadan karıştırmaya devam ettim kazanı .

1 saatin sonunda bitmişti ayin üzerimde bi yorgunluk ve halsizlik vardı ayrıca vücudum deli gibi kaşınıyordu . Kalp atışlArım normale dönünce eve dönmek istedim ama temizlemem gereken bi kazan ve içindekiler vardı . Kazanı zor güç bela kaldırdım kağıtta yazan onu bi dereye dökmem gerektiğdi . Dereye doğru yavaş yavaş ilerledim tam dökeceğim sırada züleyhanın kocası belirdi yanımda

"Züleyha yazmamış ama biraz içmen lazım bu karışımdan " dedi . Duraksadım köpek kanı mı içecektim ?

"Ben içemem böyle bi şeyi "diyiverdim bi anda , sinirli bi şekilde bana baktı

" Bizler kendimizi senin için tehlikeye atıyoruz sen kurtul diye yardım edemiyoruz züleyhayı kırmamak için , sense daha bu kadar basit bi şeyi bile bakamıyor musun Hale !?" Diye bağırdı . Ağzından köpükler çıkıyordu , derin bi nefes aldım ve elimi kazanın içine attım avucuma suyundan doldurdum ve içtim . Tadını tarif edemeyeceğim kadar iğrençti , ama bana denilene göre gerekliydi . Kendimi garip hissetmeye ve yeniden kaşınmaya başlamıştım . Dereye kazanı döktüm içini suyla çalkaladım . Kazanı da alıp eve dönerken , bi adım daha atacak halim kalmadı . Kendimi bi anda yerde buldum yüzüm çamura bulanmıştı .

Kalkmaya çalıştım ama nafile bi güç beni çamura bastırıyordu .

"Hiç düşündün mü , ya da sorguladın mı hale ? Züleyha neden sana yardım ediyor , onu buraya gönderen kişi kim Züleyha aslında kim ? Düşünmeden yaptığın bu şeylerin sana yararlı olduğunu söyleyen kişi aslında bi yalancıysa ne yapacaksın ?" Son sözünü söyledikten sonra beni bıraktı kalktım çamurlu bi şekilde eve koştum


O gece duş alırken vücudumdaki kızarıkların arttığını farkettim geçecek dedim kendi kendime az kaldı 3 yatsı sonra bitecek hepsi . Tam bunları düşünürken kafamın içinde bi düşünce geçti yanılıyorsam ve geçmeyecekse ...

𝓜𝓾𝓼𝓪𝓵𝓵𝓪𝓽-ı 𝓐𝓵𝓮𝓶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin