Kan Gölü

384 54 7
                                    

   Erkek Versiyon denince akla, hemen onun adı gelir. MAHİ MAHİ MAHİ!

Oy verin bebeklerrr🫡😛


4.Bölüm


  Yurttan tam zamanında çıktığımda sakince şirkete gitmeye başladım. Otobüs durağının yanındaki amcadan bir poğaça bir meyve suyu aldığımda gelen otobüse binmiştim.

  İlk gün avukatlık namına hiçbir şey öğrenmemiştim. Bana tecrübe lazımdı. Diğer günlerde böyle geçecek olursa yerimi değiştirmek isterdim.

   Dün kahvaltıdan sonra şirkete geri dönmüş, Bekir Bey'in isteği ile eşyalarımı alıp işten erken çıkmıştım. Olayların nasıl çözüme karıştığınıda bilmiyordum üstelik.

  Gerçi bir sorun olsa haberim olur diye düşündüm ama nerden haberim olsundu ki? Bekir Bey'in bile numarası yoktu bende. Ofladım. Otobüs durağa gelince tuşa basıp indim.

  Şirkete girip kartımı okuttuğumda bir tuhaflık olduğunu farkettim. Neden çevrede kimse yoktu?

  Asonsöre ilerlerken telefondan tarihe baktım. Bugün resmi tatil falanda değildi. Bekir Bey'in katında inip odanın kapısını çaldım. Ses gelmeyince içeri girmiştim. Kimse yoktu.

   Tekrar dönüp asansöre bindim. Tek bir sekreter bile yerinde değildi. Garip şeyler dönüyordu sanki. Ne yapmam gerektiğini bilmeyerek 13. Kata bastım. Kapı açıldığında dışarı çıktım.

  Dün geldiğim Karun Bey'in odası gözüme çarparken oraya adımladım. Neyseki ordan ses geliyordu. Belki Bekir Bey buradaydı?

   Kapıyı çaldım. İçerden gelen seslere rağmen gel komutu gelmeyince bekledim. Derin bir nefes aldım. Kendime güvenim gelince tekrar kapıyı çaldım.

   Kapı aniden açılınca irkilmeme fırsat verilmeden yakamdan tutularak içeri çekildim.

   Ani aksiyondan gözlerimi sıkıca açıp kaparken ne olduğunu anlamaya çalıştım. Oda da bir sürü kişi birbirine silah doğrultmuştu. Ellerimi kaldırdım hemen.

  Tehdit olarak algılanmak istemiyordum. Ne oluyordu burada? Beni yakamdan tutan adam beni önüne aldığında ne yaptığını anlamaya çalıştım. Kafamı çevirdiğimde, şakağıma yakın hizada gördüğüm silah ile gözlerim büyüdü.

  Yavaşça kafamı önüme çevirdim. Yirmi yaşında ölecektim. Hemde hayatımı hızlı yaşadığım için. İki sene sonra burada olmalıydım. Şimdi değil!

   "Ekrem. Piçlerine söyle indirsinler silahları. Yoksa burası kan gölüne döner."

   Kârun Bey buz gibi sesiyle konuştuğunda yutkundum. Gözlerim odada zar zor dolaşırken İrem'i gördüm. Elinde tuttuğu silahı gördüğümde bir yaşıma daha girmiştim. Kavisli siyah kaşlarını çatmış, heran sıkacak gibi duruyordu. Barlas Bey, Ekrem denen adama tutmuştu silahını.

  Ekrem'in adamıda Barlas Bey'e. Barlas Bey'e silah tutan adama da Bartu Bey silah çekmişti.

   Oda da tek silahsız kişiler Kârun Bey ve bendim. Bekir Bey neredeydi? Allah aşkına ben nereye düşmüştüm?

   Oda da tanımadığım daha bir çok insan vardı. Bazılarının Kârun Bey'lerin koruması olduğunu anladım. Neden gelmiştimki buraya!
 
  Madem Bekir Bey yok siktir git işte neden çıkıyorsun yukarı!

   İçimden kendime söylenirken arkamdaki adam silahının emniyet kilidini indirdi. Sessiz odada yankılanan kilit sesi ile yutkundum. Gözlerim İrem'i buldu. Bir anlık kalkanı düşer gibi olmuştu ama sert bakışlarını esirgemedi. Daha ne kadar böyle duracaktık? Heran tansiyonum düşebilir, arkamdaki adama yığılıp silahın tetiklenmesine sebep olabilirdim.

MAHİ /ERKEK VERSİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin