Vişne reçeli

379 71 27
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 😘

Sınır +50

8. Bölüm


 
   "Uyan."

   "Uyansana köpek!"

   "Ah.." kolumun dürtülmesi ile acıyla gözlerimi açtım. Oklavanın denk geldiği yeri dürtmüştü.

   Tek gözümü araladığımda Ezgi tepemde dikiliyordu.

   "Sensin köpek."

   "Hah.." şaşkınca bana bakarken omzuma vurdu.

   "Dün gece azıcık centilmen olup sussaydın bu kadar uğraşmazdık. Senin yüzünden bütün gece abimden nutuk dinledim."

   Yatakta doğrulup iyi misin der gibi suratına baktım. Yok anlamıyordu.

   "Kızım zaten senin yüzünden dayak yedim. Ne susması, iyi misin sen?"

   "Ben nutuk dinlerken birde misler gibi abimin yatağında uyumuşsun!"

   Ellerimi havaya kaldırıp Allah'ıma yalvardım.

   "Allah'ım. Kendimi zor tutuyorum yarabbim.."

   Ağırlığını tek ayağına verip üzerime eğilirken suratında çekilmez bir ifade vardı.

   "Hadi ya..tutma istersen. Tutma?"

  Kadına şiddete gerçekten karşı biriydim ben. Ama gerilip gerilip şu kızın ağzına bir tane vursam ne olurdu? Dünkü oklavanın acısını çıkartmış olurdum hem? He Allah'ım olmaz mı?

    "Tutma? Tutma?"

  Hala tepemde dikilip sinirimi bozan kıza baktım. Gözlerime kitlenmiş, sinir bozucu bir şekilde dediğini tekrarlıyordu.

   Gözlerim hafif aralık kapıya kaydı. Sonra önümdeki kıza... Kendimi tutamadan saçlarına asılıp yatağa çekerken hiçbir şey düşünmüyordum.

  Yurtta bize bu zorla öğretilmiş bir tabuydu. Kısas a kısas.

   Ezgi ani hareketimle sesini çıkaramazken yataktaki yorgana sardım onu. Kafasına iki üç tane patlattığımda biraz olsun rahatlamıştım. İçimden biraz daha uğraşmak gelse de ölmeyi göze alamadım. Sonuçta babası Kârun Beydi.

   Onu ittirip yataktan aşağı attığımda yataktan kalkmıştım. Bunu benden beklemiyordunuz değil mi?

   Lavaboya ilerlerken Ezgi yorganın içinden kafasını çıkartmış, şokla bana bakıyordu. Ya Ezgi hanım.. öyle değil böyle yapılırdı.

  Sen Polat'larda on yedi yıl geçirmiş olabilirsin ama ben yetiştirme yurdunda on sekiz yıl geçirdim.

   Elimi yüzümü yıkayıp lavabodan çıktığımda Ezgi hala yerde ağzı açık şok olmuş şekilde bana bakıyordu.

   Şaşırmış gibi yapıp yanına eğildim.

   "Ne oldu Ezgi, iyi misin? Düştün mü?"

  Yorganı ondan ayırırken suratım hala endişeli gibiydi. Elinden tutup ayağa kaldırdığında hala şokta gibiydi.

   "Sen...az önce bana.. vurdun mu?"

   "Ne? Ben mi vurdum? Emin misin?"

  Saçı başı dağılmıştı tabi haliyle. Üzerinde ise hala yatak pijamaları vardı.

   "Ezgi! Hala uyandıramadın mı Mahi oğlumu?"

   Annesinin sesini duyunca irkildim. Kadın kafasını kapının ardından içeri uzattığında bizi süzmüştü.

MAHİ /ERKEK VERSİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin