Kaçırılmak

283 71 11
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın bebişlerim ❤️
S

ınır +60

11. Bölüm

Başım yerde yataktan kalktım. Valizimi almakla bile uğraşmadım. Belki bir süre her şeyden uzaklaşıp kafamı dinlemeliydim. Cebimde olan cüzdanımı üstün körü kontrol ettim. Ezgi'nin yanından geçerken kafamı kaldırmamıştım.

Odadan çıkıp merdivenleri indiğimde Mine hanım ve İrem'in mutfaktan sesi geliyordu. Onlara görünmeden evden çıktım. Daha sonra valizim içim İrem'e yazabilirdim.

Dış kapıdan çıkarken birine çarpmam ile sendeledim. Kafamı kaldırdığımda bu kişinin beni yurda bırakan adam olduğunu görmüştüm.

"Pardon."

Yanından geçecekken konuşması ile durdum.

"İyi misin delikanlı? Gideceğin yere kadar bırakmamı ister misin?"

"Teşekkürler, gerek yok."

Daha fazla konuşmak istemediğim için yanından sıyrılıp geçtim. Siteden yürüyerek çıktığımda önüme gelen ilk otobüse bindim. Kafam dolu bir şekilde ne düşündüğümü bile bilmeden bir süre gittim.

Sonra yine rastgele bir durakta indim. Her yerde taş, tuğla, duvar vardı. İstanbul'da hergün gördüğüm denizin eksikliğimi ilk defa yaşarken aptal gibi etrafa bakıyordum. Benim Ankara'da hiç kafam dağılmamıştı. Hiç boşluğa düşmemiştim. O yüzden nereye gideceğimi bilmiyordum.

"Pişt!"

"Pişşt!"

Dolu kafamla sesin geldiği yöne baktım. Eray'ı gördüğüm zaman bile hiçbir şey hissetmemiştim.

"Hadi gel." Zengin arabasından bana laf atarken dağılmış suratına baktım. Yaptığım eser şimdi mide bulandırıcı geliyordu.

"Siktir git." Benden ilk defa küfür duyduğu içindi belkide, şaşırdı.

"Alın." Suratıma bakıp gülümsediğinde arkamdan ses geldi. Kafamı arkaya çevirmeme izin vermeden geri çekildiğimde sesimi çıkartamamıştım. Beni resmen paket yapmışlardı.

Bağırıp çağırmamın bir anlamının olmadığını bildiğimden sessiz kaldım. Zaten kafam çok doluydu. Düşünecek çok şeyim vardı ama aynı zamanda donmuştum. Eski, çalışmayan hurda bir bilgisayara dönmüştüm.

Kurtulabilmem için ucuz formatlar bile işe yaramazdı. Sıfırlanıp, fabrika ayarlarına dönmem gerekiyordu.

Yaltaklanmak...

İçimde acı birikirken kolumu tutan adamlar zorluk çıkartmadığım için beni bıraktı. İki kişinin arasını sıkışmışken, kafamı kollarım arasına aldım.

Başkasının annesine mi yaltaklanmıştım ben? Öyle rolde yapmamıştım ki? Sadece...başımı okşasın istemiştim. Şimdi ise kafamı kopartmak istiyordum.

Allah herkese vermişti, bir bana vermemezlik etmemişti ama...neden bu kadar koyuyordu o zaman?

Yirmi yıl! Yirmi yılda annesisliğe alışamamış mıydım ben? Fazlasında zaten gözüm yoktu. Hiç ileri gitmemiştim ki Mine hanım için. Koklamamıştım bile onu.

İlk okulda şiir yazan bir çocuktan duyduğum bir şey vardı. Annesi işte yapsa, terlese de mis gibi kokarmış, ardından eklemişti tabi. Anne kokusu bu, hiçbir şeye değişilmez demişti.

Anne kokusu neydi merak ediyordum ama başkasının annesinin kokusunu duymakta istememiştim. Kendime yedirememiştim işte.

Çiçek gibi miydi? Yoksa vanilya mı? Her annenin kokusu farklı mıydı? Peki ya benim annemin ki nasıldı?

MAHİ /ERKEK VERSİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin