Kısasa Kısas

511 67 26
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın bebekler ❤️

Sınır +60


  9. Bölüm

  Şirketten çıktığımda kendimi yurda zor atmıştım. Eray'lar ile yapılacak olan ortaklık ertelenmişti. İrem, abilerine anlatmış mıydı bilmiyorum ama şuan şirket sessizdi. Bir haftadır her şey normal ilerliyordu. Hatta Bekir Bey'in bana biraz daha fazla güvendiğini hissedebiliyordum. Çalıştığı eski dava dosyalarından örnekler de veriyordu bana.

   Kıyafetlerimi çıkartıp yatağıma oturdum. Boxer ve atletle dururken bu halimi çok kafama takamıyordum. Kıyafetlerimi, çocuklardan çekinip lavabo arasında değiştiren ben iki gündür ortalıkta donla geziyordum.

  Bu halime Selim'de Edis'de şaşırsada bir şey demiyorlardı. Sanırım bir tür bunalımda olduğumu düşünüyorlardı. Buna her gün işten döndüğümde kaşık kaşık yediğim reçelde sağlıyor olabilirdi. Ama hayır. Depresyonda falan değildim.

  "Kardeşim yemeğe yine inmiyor musun?"

   Selime başımı olumsuzca salladım. "İki üç dilim ekmek getirsen hiç fena olmaz ama."

   Yine sadece reçel yiyeceğimi anladığında başını olumsuzca sallayıp odadan çıkmıştı. Sanırım beş kiloluk reçelin yarısını bir haftada bitirmiştim.

  Kahvaltıda, akşam yemeğinde reçel yiyordum. Öğle arası işteyken canım bir şey istemediğinden günlerimi reçel ile geçirmek hiç fena değildi. Hatta mükemmeldi. Karışan görüşende yoktu zaten.

  "E yani..sadece reçel yediğim için kızacak bir annem yok. Başımda söylenecek baba da yok. Oh mis ya..kafam rahat gerçekten.."

  Dünden kalan bir dilim ekmeğimi cam kavanozun içine daldırdım. Boş konuşarak sadece kendimi kandırdığımın farkındaydım.

   "Aynen...iyi böyle hayat ya..yetimliğin de bir keyfi var. İstediğim boku yiyebilirim. Değil mi?"

  Kendimi onaylayıp reçelden yemeye devam ettim. Bu gece bar'a gidip çalışmam gerekiyordu ama hiç gidesim yoktu.

  İlk defa kendimi isteksiz hissediyordum. Oflayıp reçel kavanozunun ağzını kapattım. Kavanoza sarılıp öperken kapağını okşamıştım. Benim için çok değerliydi bu reçel. Geçmişim ve şimdiki zamanımdı. Kıyafet dolabıma koyup, dolabı kilitledim.

  Rastgele kıyafetler giyip odadan çıkmadan bol su içtim. Şu sıralar şekeri çok tükettiğimden herhalde devamlı susuyordum.

  Telefondan saate bakıp hızlandım. Otobüsle Ankara'nın her zamanki arka sokaklarına geldiğimde iş yerime girmiştim. Siyah lakosu üzerime geçirirken hizmet vermek için yüksek sesli alana giriş yaptım.

   İlk saatlerde her zamanki gibi klasik kokteyller ile müşterileri memnun ederken Seyit yanına geldi.

  "Loca bir'e patron seni istedi."

  "Off..tamam."

   Ellerimi önümdeki beze kurulayıp tezgaha koydum. Önlüğümü çıkartıp asarken loca bir'e ilerlemiştim. Saatlerce ayakta durasım hiç yoktu. Yurda gidip uyumak istiyordum sadece.

   Camın gerisinden içerdekileri görünce duraksadım. Eray ile göz göze gelince yüz seksen derece geri dönmüştüm. Hızlıca patron'un yanına ilerledim. Oraya gidersem sorun çıkartacağına emindim. Üst kata patronun odasına gelince kapıyı çaldım. İçerden gelen sesle kapıyı açıp girerken patron purosunu ateşliyordu.

MAHİ /ERKEK VERSİYONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin