Multimedia: Kişi kadrosu
Bazen durduk yere anlamsız içiniz burkulur, nefes alamazsınız. İçinizden depresyona girmek gelir ya. Şu an aynen onu yaşıyorum. Neden böyle oluyo bilmiyorum. Belkide yeni bi hayata başlayacağımdandır. Belkide böyle bi değişime hazır değilimdir. Yada sadece Egeyi görünce ne tepki vereceğimi bilmiyorumdur. Hala Egeyi göreceğine inanıyo musun? dedi ne zamandır nerde olduğunu bilmediğim cadaloz iç sesim. Milletin iç sesi sadece laf sokar bu bildiğin annem. O yüzden adını horti anne koydum(Horti hortlak anlamında). Neyse ben nerde kalmıştım. Akıl bırakmıyosun horti. "Sesli düşünmeyi keser misin burda uyumaya çalışıyorum." evet arkadaşlar ben İzmir'e geleli 2 gün 14 saat 55 saniye 12 salise oluyo. Buda sevgili oda arkadaşım (!) Elif. "Sesimi duymak istemiyosan pamukla kulağını tıkayabilirsin." "Susacak mısın?" daha ilk günlerden sorun çıkartmak istemediğimden sadece homurdanmakla yetindim. Ben ne hayallerle buraya geliyorum şu olana bak. Resmen utanmasa beni kapı dışarı edecek. Gerçi o utanmaz onuda yapar. Sen ne biçim konuşuyosun arkadaşlarınla diyerek atladı benim çok sevgili iç sesçiğim (!). O biçim konuşuyorum horti annecik diyerek içimden kovdum iç sesi. Senin gibi sahip olmaz olsun sana sütümü helal etmiyorum diyerek yine anneliğini yaptı eski iç sesim. Sen beni kovduğunu zannet ben hala senin iç sesinim zaa dedi annelikten ergenliğe terfi eden iç sesim. Hemen sonrasında ekledi sıkıldım az dışarı çıkalım da nefes alalım diyerek ilk defa mantıklı cümle kurdu horti anne. Gözlerim yaşardı cidden. Çok konuşmada kalk hazırlan diyerek yine anne tavrını koyan horti anneye gözlerimi devirerek bavuluma ilerledim. Evet hala kıyafetlerimi bavuldan çıkarmadığım doğrudur. Sen küçükkende böyle tembeldin dedi saygıdeğer iç sesim. Duymazdan gelip kıyafet arayışına koyuldum. Eylül ayının başlarındaydık ve hava aşırı derecede sıcaktı. O yüzden altıma kot şort üstümede dar beyaz bi tişört geçirdim. Ayağıma beyaz supralarımıda giydiğimde hazırdım. "Ben çıkıyorum Elif gelirken bişey istiyo musun?" "Sen gelme yeter." gözlerimi devirip hızla merdivenlerden uçarak aşağı indim. Siz şimdi muhtemelen bu salak nasıl kafasına göre dolaşıyo diyosunuz. Ben okullar açılmadan iki hafta önce gelmiş bulunmaktayım. Kaldığım yer okuldan ayrı bi yurt. Ay ne çok düşündün başım şişti dedi benim horti anneciğim. Senin başın mı var diye dalga geçip ilk defa sözünü dinleyip düşünmeyi keserek yurda yakın olan sahile doğru ilerledim.
***
Gözlerim kapalı bir şekilde denizden gelen hırçın dalgaları dinlerken buldum kendimi. Ne zamandır bu şekildeydim bilmiyorum ama sanırım 2 saati geçmişti. Gözlerimi açıp kayalıkta doğrulduğumda hava çoktan kararmıştı. En son çıktığımda saat 14.30tu ne kadar çabuk geçti diye düşünüp ayağa kalktım. Geç kalma yurda bak seni almazlar kalırsın sokakta diyerek büyük bir rekor kırarak günde iki kere mantıklı bişey söylemiş oldu. Bende onu dinleyip hızlı adımlarla yürümeye başladım. Sonra telefona bakmak aklıma geldi. Daha önce niye akıl etmedin diyerek azarladı beni horti anne. Onu duymazdan gelerek telefonumu elime aldım saat 19.00di. Hangi ara bu kadar geç oldu diye geçirdim içimden. Yurt 23.00de kapanıyodu ama buraları nerdeyse bilmiyodum. Yani sonuçta 10 yılda çok şey değişmiş. Bu benim suçum değil. Susta yürü dedi iç sesçiğim. Bi sus yoksa susturmasını bilirim diyerek kovdum iç sesimi. Ahh. Beynim kanadı yaşamıyorum şu an. Ölüyom anam. Kafamı sinirle çarptığım gövdeden kaldırdım. Keşke kaldırmasaydım da deve kuşu gibi yeri kazıp oraya gömseydim. "Ece?"
Öncelikle uzun bi süreden sonra tekrar merhaba. Uzun süredir bölüm yazmamamıza değmiştir umarım. Hepinize kucak dolusu sevgiler. Çok çok öptümm ❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmir'in Bombası
Teen Fiction"Bu eller ayrılırsa bir daha yüzyüze gelmeyelim." "Niye böyle dedin şimdi biz ayrılmayacağız zaten." "Eğer ayrılırsak ki bu ihtimali düşünmek bile istemiyorum, birbirimizi hiç tanımamış gibi devam edelim." "Ayrılık konuşması mı yapıyorsun Ege doğru...