5. Bölüm-Part 2-

117 4 5
                                    

Multimedia:Ece ve Kayra'nın giydikleri
Ece'nin Ağzından

Buraya geleli yaklaşık 2 gün olmuştu ve bu 2 gün çok sıradan geçmişti. Ben buraya ne hayaller kurarak gelmiştim oysaki. Geldiğinden beri bunu söylüyosun ayy içim şişti yeter dedi horti anne. İster söylerim ister söylemem sanane diyerek kovdum iç sesimi. Ama gitmemekte kararlı olmalı ki bir türlü susmak bilmedi. Tabikide onu dinlemedim. Çünkü onu takmayacak kadar mutluyum. Çünkü bugün Kayrayla Berkcan geliyordu. Egeden sonra ilk ve tek arkadaşlarım olmuşlardı. Arkadaş dediğime bakmayın kardeş gibiyiz biz. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez. Ben giderken onlarda benimle gelmek istemişlerdi. Ama aynı gün gelememiştik. Onlar bugün geliyorlardı. Elif bile bozamazdı keyfimi o yüzden. Gerçi duyduğuma göre bir plan yapıyordu. Tabikide dinlemedim telefonu. Belki birazcık. Yeme bizi dinlediğini hepimiz biliyoruz dedi horti anne. Sen çok biliyon hıı diyerek yolladım sevgili çok sevdiğim (!) horti iç sesimi. Sende beni sürekli kovuyosun yiaaa diye gurultu sesleri çıkarmaya başladı iç sesim. Yoksa ben acıkmadım yani. Hem benim Berkcanla Kayrayı almam gerekiyor. O yüzden bir an önce hazırlanmam gerek. Üstüme siyah yüzücü atletimi ve transparan siyah gömleğimi giydim. Altıma kot şortumu ve vazgeçilmezim siyah supralarımıda giydiğimde hazırdım. Yurttan çıkıp rastgele geçen bi taksiye bindim. Otogara sürmesini söyleyip başımı cama yaslamayı denedim ama olmadı. Ya filmlerde ne rahat yaslıyolar başlarını ben yaslıyınca kafam takır tukur hareket ediyor. Öyle olunca ben rahatsız oluyorum. Kafam acıyor. Benim kafam acıyınca canım sıkılıyor. Canım sıkılınca-hay canı sıkılasıca, susta in şu taksiden adam sana tip tip bakıyor dedi horticiğim. Adama hızlı bir şekilde parasını ödeyip aşağı indim. Dahada hızlanarak otobüslerin olduğu yere ilerledim. Benim şapşal iki arkadaşım etrafa andavan andavan bakıp beni bulmakla meşguldü. Bende bir muziplik yapıp arkalarından sessiz sessiz gelip birden ikisininde belinden tutup deli gibi böğürmeye başladım. İkiside elinde ne varsa yere atıp saçma salak hareketler yapmaya başladı. Daha fazla kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Karşımda duran şu iki şapşal benim mutluluk sebeplerimdi. Onlarsız napardım, bilmiyorum. Neyse, bu kadarda övmemek lazım. Şımarıyorlar sonra. Sen iç sesini değil elin çocuklarını şımart diyerek trip atıp ben demeden usulca gitti iç sesçiğim. Kayrayla Berkcan kendine geldiğinde bana doğru dönmek akıllarına geldi ve ikisi birden üstüme atladılar. Sanırım öldüm şuan. Yok yaşıyoz gız dedi horti anne. Yaşıyosak kaburgalarım kırıldı. Zor bela üstümdeki iki ayıyı attıktan sonra kalkmaya çalıştım. Ama kalkamadım. Cidden kaburgalarım kırılmıştı. Bu iki ayıcık çantalarını düzelttikten sonra beni kaldırdılar. Bende üstümdeki toz toprağı sildim. "Nasıl özlemişim kızııım!" diyerek tekrar atladı üstüme Kayra. "Ben siz kızları hiç anlamıyorum. Ayrılalı şunun şurasında 4 gün olmuş ne özlemesi?" diyerek ortamın duygusallığını söküp attı sevgili arkadaşım (!) Berkcan. "Sen anlamazsın duygusuz ayı." diyerek susturdum Berkcanı. Homurdanarak çantasını alıp ilerlemeye başladı. "Dur, nereyee?" "Sizinle burda birlikte dikilemem. Gidiyorum ben." diyerek resmen trip attı bize Berkcan. Bizde anlaşmış gibi birbirimize göz kırpıp hızlı şekilde ilerledik. Yetiştiğimizde ben Berkcanın sol yanağını, Kayra sağ yanağını sulu bir şekilde öptü. "Amanda aman hemen küsermiymiş?" diyerek bebek sever gibi mıncırdı Berkcanı Kayra. "Sen bana yürüyor musun?" diyerek kahkahayı bastı Berkcan. Kayra yüzünün kızarıklığını kapatmak için saçını önüne getirirken bende gülmemek için yanağımım içlerini ısırmaya başladım. "Şaka yaptım kız. Niye bu kadar kızardın?" diyerek sırnaştı Berkcan Kayraya. "Ben siz çifte kumruları rahat bırakim o zaman." diyerek ikisinin tepkisini ölçtüm. Berkcan donarken Kayra Berkcandan kendini kurtarıp yanağının kızarıklığını önlemek için yanağına elini yelpaze yaparak eski haline getirmeye çalıştı. "Ne alakası var Ece, senle Berkcan neyse benle Berkcan o." dedi. "Yaaa, tabi." diyerek güldüm. Berkcanda toparlanıp "Ben hepinize yeterim kızlar merak etmeyin." diyerek konuyu dağıtmaya çalıştı. Bu seferlik susup "Siz yorgunsunuzdur. Yurda gidelim isterseniz." "İyi olur eşyaları yerleştiririz." Hemen bir taksi bulup atladık. Yurdun önüne geldiğimizde bavullarını taşımaya yardım ettim. Kayra bizim odada kalacaktı. Biz ikimiz odaya doğru ilerkerken Berkcan çoktan yurdun erkek bölümüne girmişti bile. Bavulları odaya taşıyıp eşyaları yerleştirmeye başladık. Allah'tan Elif yoktuda bir de onu dinlemek zorunda kalmıyoduk. Eşyaları yerleştirdikten sonra kendimizi yataklara attık.Karnımın guruldadığını fark edip ovuşturdum ve dün aldığım bütün abur cuburları yedim. İşte şimdi doymuştum. Yorgunluğu bütün iliklerimde hissederken yavaş yavaş gözüm kapanmaya başlamıştı.

Birinin beni dürtmesiyle uyandım. İlk başta uyku sersemliğinden afallasamda sonra kendime geldim. "Kalk kız eğlenmeye gidiyoruz." dedi Kayra. Başımı salladım ama aklıma hızla dank etti. "Biz ne giyeceğiz?" "Beni çok küçümsüyorsun Ececiğim. Sen burda uyurken kıyafetlerimizi çoktan seçmiştim bile." dedi Kayra. Elindeki iki modele baktım. İkiside etek ve büstiyerden oluşuyodu. Biri simsiyahtı ama etek detayındaki danteller ona hareket katıyordu. Diğeri çiçekli böcekliydi yani benim pek tarzım değildi. O yüzden siyahlıyı seçip banyoya doğru ilerledim. Üstümü giyindikten sonra içeri girdim ve Kayrayla beraber birbirimize makyaj yapmaya başladık. Onla tanıştığımda 14 yaşındaydım. Birbirimize makyaj yapmayı o zamandan beri ikimizde alışkanlık haline getirmiştik. İşimiz bittiğinde aynanın karşısına geçip kendimi beğeniyle süzdüm. Gerçekten güzel olmuştum. Sıra saçlara gelince ikimizin saçınıda ben yaptım. Zaten ben daha güzel saç yaptığımdan bana bırakmasıda normaldi. Kendi saçımı salaş bir balık sırtı yaptıktan sonra sıra Kayranın saçına gelmişti. O daha abartılı giyindiği için saçını maşayla hafif su dalgası yaptım. Bu sırada da telefonuma mesaj gelmişti
Gönderen:BerkCANIM
Kızım nerde kaldınız kapıda ağaç oldum. Az daha beklersem kök salıcam.
Gözlerimi devirip yanıtlamaya tenezzül etmeyerek siyah deri platform topuklu bağcıklı botlarımı ayaklarıma geçirdim. Bu botlara bayılıyorum ya. Ben siyah çantamın içine telefonum cüzdanım gibi önemli eşyaları koyarken Kayra ayağına giymeye çalıştığı tozpembe stilettoyla cebelleşiyodu. Oflayarak tekrar denedi ve zorla ayağına sokmayı başardı. "Niye ayak numarandan küçük ayakkabılar alıyorsun kızım. Sonra böyle iki saat cebelleşiyorsun." "Sanane ya. Ben belki böyle seviyorum." diye tersledi beni Kayra. İşte böyle kalırsın diyerek kötü kadın kahkahaları attı iç sesim. Onu duymazdan gelerek "Ben senin karın ağrını biliyorumda neyse." "Neymiş benim karın ağrım?" "Be-" dememle birlikte kafamı yastığı yememde bir olmuştu. "Manyak senin yüzünden saçım, makyajım bozulacak." dedim sitemle. "Görende yüzünde makyaj var zannedecek. Sen ona makyaj mı diyorsun kızım?" "Biliyorsun ben abartılı makyaj sevmiyorum Kayra. Bu kadarı bile fazlada neyse." Aklıma Berkcan geldiğinde hızla siyah çantamı omzuma geçirip depar atmamda bir oldu. "Berkcan bizi kesecek.."

Taksinin bizi bıraktığı yere baktım. Çok güzel bir yere benziyordu. Kapının hemen üstünde ben burdayım diye bağıran blackeyes yazılı ihtişamlı bir tabelası vardı. Barın kapısını incelemeyi kesip bara doğru ilerlemeye başladık. Kapının önünde izbandut gibi bir adam bizi görünce engel oldu ve 18 yaş altı giremez diye bizi uyardı. Berkcan her zamanki bilmiş tavrıyla "Ben 18 yaşındayım ve onlarda benim arkadaşlarım. Buda demek oluyo ki girebiliriz." Adam Berkcanı alayla süzdükten sonra geri çekilip bizi içeri aldı. İçerisi çok loş ve sıcaktı. Buram buram içki ve ter kokuyordu. Yüzümü buruşturdum. "Buraya gelmek zorunda mıydık?" "Mızmızlık etme Ece. Sadece bir gecelik katlanacaksın." "Off tamam." Berkcan bizi yönlendirirken arkamızıda kollamaya çalışıyorduk. Böyle bi ortamda ne olacağı belli olmadığı için kendimizi kollamaya çalışmamız normaldi. Biraz daha ilerledikten sonra gürültülü sesler gelmeye başladı. Ama bu şarkı sesi değil iki kızın cırlama sesiydi. Hemen sese doğru ilerledik ve ne olduğunu anlamaya çalıştık. Tahmin ettiğimiz gibi iki kız arasında olan bir kavgaydı ve birbirlerini saç baş yoluyorlardı. Yanlarında da kaslı ve yakışıklı bir tipe benzeyen esmer çocuk büyük bir zevkle onları izliyordu. Yani çocuk için kavga ediyorlardı. Her şey açığa kavuşurken ayırmak için kavgaya atlayacaktım fakat benden önce Kayra atladı ve ayırmaya çalıştı. "Siz napıyorsunuz? Aklınızı mı kaçırdınız?" "Sen karışma!!" diye cırladı esmer olan kız Kayraya. Nedense kızın sesi bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkaramıyordum. Kayra kavgayı ayıramayacağını anlayınca usulca kenara çekildi. Bu sefer Berkcan olaya el atmaya çalıştı ve ayırdı kızları. "Tamam kızlar sakin olun." Bu sefer kavganın başından beri kızların başında duran adam rahat durmadı ve Berkcana kafa attı. Berkcan yere düşünce Berkcanın üstüne çıkıp yumrukları sıraladı. Çocuğu Berkcanın üstünden almaya çalıştık ama başaramadık. Çocuk öküz ölüsü gibiydi. Nasıl kaldırabilirdik ki? Böyle olmayacağını anlayınca sırtını yumruklamaya başladık. Aniden durup kalktı. Giderken kolundan tuttum. "Sen ne yaptığını zannediyosun ha-" cümlem yarıda kalmıştı. Ama yıllardır yarıda kalan ben şimdi tamamlanmıştım. Sonunda eksik parçamı bulmuştum. Ben ona şaşkınca bakarken o da benden farksız gözükmüyordu. O kadar özlemiştim ki. Sonunda toparlanıp ikimizde sessizliği bozduk. "Ege?" "Ece?"
Herkese tekrar merhaba. Yeni bir bölümle karşınızdayız. Oy ve yorumu ne kadar çok atarsanız o kadar hızlı yeni bölüm gelecek. Seviliyosunuz

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 23, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İzmir'in BombasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin