Dirilme

34 4 1
                                    

Karakol küçük mavi bir binaydı. Dar ve yüksek koridorları birçok kapıya açılıyordu. Binanın içinde bilgisayar tıkırtısı, telefon sesi, çay kaşığı tıngırtısı eksik olmuyordu. Bu gürültü, komiserin karşısında oturmuş halde derdini anlatmaya çalışan Tamer'i uyanık tutuyordu. Komiser orta yaşını biraz geçmiş, kel ve yapılı bir adamdı. Masasının üstündeki bilgisayar ekranını uzun uzun inceledikçe alnındaki ince kırışıklıklar daha da derinleşti. Şaşkınlıkla yüzünü Tamer'e döndü.

"Evladım, kayıtlarda ölü görünüyorsun..."

"Nasıl yani?"

"Trafik kazasında öldüğün yazıyor."

"Haha, bir yanlışlık olmalı herhalde."

"Herhalde. Ad benzerliğinden böyle karışıklıklar olabiliyor. Kimliğim kayıp demiştin değil mi?"

"Her şeyim kayıp..."

"O zaman nüfus müdürlüğünde kimliğini yenilet, sonra kaydına bakılır. Gereken neyse yapılır."

Tamer olanlara anlam veremiyordu. Kayıtlara ölü diye geçmişti. Kimliği çalınmıştı. Ehliyeti, kredi kartı iptal edilmişti. Sanki yeniden doğmuş ve öylece yeryüzüne fırlatılmış gibiydi. Ancak sokakta kalmaya hiç niyeti yoktu. Az önce başkasına satıldığını öğrendiği evde kardeşi Hasan ve ortak arkadaşları İnci ile birlikte kalıyordu. İnci'nin numarasını bilmiyordu ama Hasan'ınki aklındaydı.

"Komiserim telefon kullanabilir miyim? Kardeşimi aramam gerek de."

"Koridorun başında sekreter odası var. Oradan ararsın."

Sekreter odası boş görünüyordu. Tamer ahşap masanın üstünde duran beyaz telefonun ahizesini kaldırdı. Hasan'ın numarasını tuşlayıp bekledi.

"Aradığınız numara kullanılmamaktadır..."

"S*ktir!"

Tamer telefonu çarpıp bir hışımla karakoldan ayrıldı. Delirmeye başladığını düşündü. Büyük bir boşluğa düşmüştü. Gecenin ortasında gidecek bir yeri olmadan kalakalmıştı. Hırçın ve derin bir of çekerek, sokağın başındaki parka doğru yürümeye koyuldu.

UyanışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin