Park pek büyük değildi. Ortasında kuru bir süs havuzu ve çevresinde kırmızı rengi zamanla solmuş bir koşu yolu olan, yeşil ışıkla aydınlatılmış, şirin bir parktı. Koşu yolunun arkasında ağaçlar ve banklar bulunuyordu. Tamer o banklardan birine oturdu. Avucuyla yüzünü kapatıp düşünmeye daldı. Ama midesindeki gurultu buna fırsat vermedi. Çok acıkmıştı. Bunu yalnızca Tamer değil, birkaç bank uzağındaki dilenci kılıklı adam da anlamıştı. Elindeki ekmek arası peynir domatesi Tamer'e gösterdi.
"Selam kardeş, aç mısın?"
Olağan bir günde Tamer böyle kişilerin yüzüne bakmaz, yanlarından geçip giderdi. Ama bu adam onda içten bir güven duygusu uyandırmıştı. O nedenle yanına oturmasını sorun etmedi. Adam elindeki ekmeği Tamer'e uzattı.
"Afiyet olsun."
"Sağ ol."
"Seni önceden görmemiştim. Buralarda ne arıyorsun?"
"Ben de bilmiyorum..."
Adam Tamer'in üstüne gitmedi. Lokmasını bitirmesini bekledi.
"Adım Ahmet. Bu parkta yaşıyorum üç yıldır."
"Üç yıl mı?"
"Sorun olmuyor, alıştım. Kardeşim battaniyesinden yemeğine kadar gereken neyse veriyor bana."
"Kardeşin nerede kalıyor?"
"Kendi evinde. Onun tamirci dükkanı da var. Silah tamir ederek geçiniyor. Önceden benim de dükkanım vardı ama kazancım olmadı. Zaten karımın vefatından sonra hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Dükkanın kirasını veremeyince borçlandım. Sonra borcun yükünden dükkanı da satmak zorunda kaldım. Varımı yoğumu satsam da borcu kapatamadım. Ödeyemeyince de böyle kapıya koydular beni."
"Niye kardeşinde kalmıyorsun? Kimse yok mu başka?"
"Kardeşimden başka kimsem yok ama onun evinde doyuracağı yeteri kadar boğaz var. Böyle yaşamayı ben istedim. Dilenerek yaşıyorum. O yine de bir şeyler getiriyor bana."
Tamer Ahmet'in dediklerini şaşkınlıkla dinledi. Elindeki ekmeğin son parçasını yutarken kendini tanıtmadığını fark etti.
"Ben de Tamer. Aslında kardeşim ve bir arkadaşım var. Hepimiz tarih bölümünden yeni mezunuz. Birlikte iki katlı müstakil bir evde kalıyorduk. Bugün o evde başkasının oturduğunu gördüm. Ne yaşadım bilmiyorum ama her şeyim gitti. Kalacağım başka tanıdık da yok. Babam yakın zamanda vefat etti. Annem zaten biz küçükken ölmüş. Kardeşime ulaşmaya çalıştım ama olmadı. Çaresizlikten buraya geldim."
"Bugün epey olay geçmiş başından. Yorgunsun. Bir çaresine bakılır merak etme. Elimden geldiğince ben de yardımcı olurum. Şimdilik dinlen."
"Yemek için çok teşekkür ederim."
"Bir şey değil. İyi geceler."
Ahmet esneyerek Tamer'in yanından kalktı. Köşedeki banka uzanıp gözlerini kapattı. Tamer adama acımıştı ama kendisinin de acınacak bir durumda olduğunu biliyordu. Homurdanarak olduğu yere yattı ve tatlı bir uykuya daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyanış
Mystery / ThrillerBir gün uyandığınızda geçmişinizin olmadığını düşünün. Anımsadığınız her şey değişmiş ve siz aslında yoksunuz. Eskiye daldıkça gerçeklerle yüzleşeceksiniz. Size bu yaşamı yakıştıran kişiden öcünüzü alabilecek misiniz? Bilinmezlikler içinde sürüklenm...