14. Bölüm

771 54 10
                                    


2024 yılı, İstanbul

"Yarın ki maça gelir misin Yağmur'um?"

Barış hazırladığı sofraya çatal bıçak koyarken salondaki Yağmur'a sesleniyordu. Sonunda yarın evlerine bir yardımcı gelecekti. Barış gelecek kadınla detaylı bir konuşma yapmayı planlamıştı zaten çoktan.

"Ben senin Yağmur'un değilim." Bunu söylerken mutfak kapısından içeri girmişti.

"Özür dilerim güzelim."

"Ya sabır!"

"Gelecek misin?"

"Olur, gelirim."

Çok özlemişti maçlara gitmeyi. Özellikle de Barış'ın maçlarına gitmeyi özlemişti.

"Aslan Yağmur be!"

Barış'ın suratında nadiren gülümseme görüyordu artık. Sürekli ağlayan, hayattan bezmiş Barış alışkın olduğu biri değildi. Onun hastalığının Barış'ı bu kadar etkilemesine üzülüyordu.

"Eskiden nefret ediyordun yemek yapmaktan. Hatta erkek adam yemek mi yapar derdin hep."

Güzel günler diye içinden geçirdi Barış. O günlere dair değiştirmek istediği birkaç detaydan biri de buydu. Yağmur'a ev işlerinde hiç yardımcı olmazdı mesela. Keşke o günlere dönsem de onun elini sıcak sudan soğuk suya sokmasam diyordu.

"Erkek adam karısı için her şeyi yapar."

"Bir karısı varsa tabi." Tabağındaki çorbadan bir kaşık aldı ağzına Yağmur. Tadı hiç de fena değildi.

"Bir karısı var, Yağmur'u var."

"İki sene önce boşadığı karısı mı?"

"İki sene önce boşadığı ama şimdi yeniden evlenmek için ayaklarının altını bile öpecek kadar sevdiği karısı."

Cevap vermedi Yağmur. Barış'ı affetmekten çok korkuyordu. Allah'ın belası herifin ağzı o kadar iyi laf yapıyordu ki bazen kendinden tereddüt ediyordu Yağmur.

"Bana gurursuz demiştin. Söylesene hiç gurur yok mu sende demiştin. Haklısın, ben de gurur olsa şu anda seninle bu masada oturuyor olmazdım. Çaresizlik insana her şeyi yaptırıyor."

Aslı ile birlikte antrenmana geldikleri gün ona dediklerini söylüyordu Yağmur. Haklı olarak unutmamıştı kız.

"Yeniden birlikte olursak aynı kavgaları, aynı sıkıntıları yaşayıp yine birbirimizi üzeriz diye korktum, ayrılmak yeterince zordu, bir araya gelip yeniden ayrılmayı beceremeyiz diye korktum. O zamanki tepkim sırf bu yüzdendi."

"Şimdi ne değişti o zaman?"

"Senin hastalığını öğrenince..." gözlerinin dolmasına yine engel olamadı Barış. "Aklımı kaçıracaktım. Biz arıydık ama sen iyiydin, sağlıklıydın ya da ben öyle sanıyordum, her şeyden önemlisi nefes alıyordun. Ayrı olsak bile hala bir gün bir araya gelme şansımız vardı. Belki daha olgunlaştığımızda barışırız diye düşünüyordum. Ama acı gerçekle yüzleştiğimde seni her an kaybedebileceğimi fark ettim. Şu anda yaşadığım korkuyu sana tarif edemem." Deyip sonunda akan göz yaşını sildi. "Lütfen yaşa Yağmur. Seni kaybetmeye hazır değilim."

"Keşke bu benim elimde olsa..."

Barış oturduğu sandalyeden kalkıp Yağmur'un yanına oturdu. Kızın ellerini avucunun içine aldı.

"Eski evimize gidelim mi?"

Anlamaz gözlerle baktı Yağmur.

"Eski evimiz?"

Yana YakılaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin