16. Bölüm

1.1K 89 7
                                    


2024 yılı, Rize

Ankara'da geçen güzel haftanın sonunda Rize'ye gelmek fazlasıyla gerdi Yağmur'u. Aslında istemiyordu gelmeyi. Hem de hiç. Ama bir yanı da ölmeden önce Asiye Hanım'la aralarında kalan hesabı kapatmak istiyordu. Havalimanında Mithat Bey'in onları almaya gelmesini beklerlerken Barış ona iyi olup olmadığını defalarca sormuştu.

"Bir daha sorarsan ilk uçakla İstanbul'a dönerim Barış."

Kızın bu tehdidinden sonra ağzına fermuar çekti Barış. Hem böyle karşı çıktığına göre iyiydi belli ki.

"Yağmur!" Adını haykıran Mithat Bey'e döndü ve adamın açtığı kolları arasına yerleşti. Her ne kadar kendi babasının yerini tutmasa da ona iki yılda güzel babalık yapmıştı bu adam. Hakkı büyüktü üzerinde. Bu yüzdendir ki hala baba demekten geri durmadı.

"Nasılsın baba?"

Kızın saçlarını okşadı Mithat Bey.

"Ben iyiyim kızım. Asıl sen nasılsın, nasıl hissediyorsun?"

Omuz silkti Yağmur. Kötüydü ama kötüyüm demeyi hiçbir zaman düşünmemişti. Kan kussa dahi iyi olduğunu söylüyordu, şu anda olduğu gibi.

"İyiyim, fena değilim."

"Merhaba baba, ben de seni özledim." Dedi Barış yalandan bir sitemle.

"Baba kız arasına girme eşek sıpası, kaç senedir görüşmüyoruz zaten."

Havalimanı ve evin arası biraz mesafeli olduğundan bir saat kadar yol daha gittiler. Yağmur'un midesi bulandı ama kusacak kadar değildi. Bu yüzden idare etmeye çalıştı.

Araba o tanıdık evin önünde durduğunda kızın gerginliği hala geçmemişti. Üstelik evin bahçe kapısının önünde bekleyen Asiye Hanım'ı görmek gözlerinin dolmasına sebep oldu. Yaşadığı her şey gözünün önünden yeniden geçti.

"Hoş geldiniz." Şen şakrak sesiyle onlara ilk sarılan Yelda oldu. Önce abisine sarıldı, ardından sıkı sıkı kucakladı Yağmur'u. "Seni çok özledim yenge."

Sesi çok içten ve samimiydi her zamanki gibi. Yelda'yı çok severdi Yağmur, bir görümce değil de kız kardeşti sanki.

"Ben de seni özledim Yelda."

Yelda'dan ayrıldığında Asiye Hanım onu kucakladı. Çok sıkı sarılıyordu.

"Hoş geldin Yağmur."

Kadının dolu dolu duran gözleri şaşırttı Yağmur'u. Barış haklı mıydı acaba, annesi gerçekten pişman mıydı? Bununla ilgilenmek istemiyordu Yağmur. Yaşadığı şeyleri kolay unutmaması lazımdı. Neden hiç kin tutamıyordu? Hala karşısındaki kadına nasıl acırdı ki? Evliliklerinin bitmesinin birinci sebebi Barış'sa ikinci sebebi ise bu kadındı. Aklına gelenlerle ağlamak istese de tuttu kendisini.

"Hoş buldum Asiye Teyze."

Asiye Hanım bir kere daha onun ne kadar iyi birisi olduğuna kanaat getirdi. Yaşanan onca şeye rağmen hala ona Asiye Teyze diyordu. Bu kıza bu kadar eziyeti nasıl yapmıştı, hala inanamıyordu kendisine.

Hemen sofraya geçildi. Asiye Hanım'ın onun en sevdiği yemekleri yaptığını gördü. Evlilikleri boyunda bir defa bile bu evde bu yemeklerin piştiğini görmemişti, şaşkındı.

Asiye Hanım konuşmak istiyordu ama Yağmur'un biraz daha alışması için bekliyordu. Kızı daha fazla şaşırtmaması gerekiyordu. Burada iş yine Mithat Bey ve Yelda'ya düşüyordu. Yağmur'la havadan sudan sohbet etmeye çalışıyorlardı.

Yana YakılaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin