4. Bölüm

701 29 5
                                    

2019 yılı, Ankara

Yağmur, Barış'ın hiçbir maçını kaçırmadan izlemeye özen gösteriyordu. Hatta sınavları olsa dahi hızlıca girip hemen maça yetişiyordu. Maç sonunda da Barış'a analizlerde bulunuyordu. Yine maç sonunda Barış'ın evine gitmişlerdi. En başlarda güvenemese de artık Barış'tan emindi Yağmur. Onun evine giderken çekinmiyordu. Genç adam yalnızlarken kıza doğru düzgün yaklaşmıyordu bile yanlış anlamasın diye.

"Bak Barış, bugünkü maçta bir şey fark ettim. Sen hiç bencil davranmıyorsun."

"Nasıl yani?" Dedi Barış, haşladığı makarnanın suyunu süzerken.

"Mesela top ayağına geldiğinde şut açın olsa bile sen şut çekmek yerine ceza sahasına doğru uzun oynuyorsun. Bugünkü rakip takımın futbolcuları hep uzundu. Bu yüzden sizin takım hava toplarına hakim olamadı. Yani ya paslaşarak oynamanız lazımdı ya da duran topları iyi kullanmanız lazımdı."

"Doğru diyorsun. Belki de bu yüzden kaybettik." Dedi Barış. "Ya sen futboldan nasıl bu kadar iyi anlıyorsun? Hayatımda böyle kız görmedim."

"Ne sandın, benim babam çok fanatik Galatasaray taraftarıydı. Onunla maçları hep takip ederdim. Hayatının son günlerini bile maçları izleyerek geçirdi."

Yağmur'un dolan gözleri üzerine Barış uğraştığı sosun altını kapatıp kıza sarıldı ve göğsüne bastırdı.

"Güzel Yağmur'um benim." Diyerek kızın saçlarını okşadı. "Çok mu özlüyorsun onu?"

"Evet." Derin bir iç çekti. İyice sindi adamın göğsüne. "Benim babam dünyanın en iyi babasıydı. Onunla sadece on yıl geçirebilmiş olmak içimi dağlıyor benim."

"Keşke şu anda hayatta olsaydı, eminim seninle gurur duyardı." Yağmur'un saçlarının üzerine bir öpücük daha bıraktı. "Onu neden kaybettiğini hiç anlatmadın Yağmur. Anlatmak istemezsen anlarım tabi ama yine de-,"

"Kanserden kaybettim. İlik kanseriydi babam. Belki iyileşirdi ama annem..." Akan gözyaşlarını silip anlatmaya çalıştı. "Annem onu bıraktı. Henüz hastalığını öğreneli altı ay olmuştu. Hasta bir adamla uğraşamam dedi. Hastalık öldürmedi babamı, annemin bu sözleri öldürdü. Tabi küçüktüm o zamanlar. Annem bizi bırakıp gitti diye çok ağlamıştım. Sonra da başka bir adamla evlendi zaten. Babam öldükten sonra duydum, bir kızı olmuştu. İstemedi beni babam ölünce. Kocam istemez dedi. Babaannemle yaşadım, gerisini zaten biliyorsun."

"Ben seni hiç bırakmayacağım, bunu biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum. Sen benim bu hayattaki tek ailemsin."

Bu kadar romantik bir ortamı Yağmur'un guruldayan midesi bozdu. Genç adam güldü sevgilisine ve hazırladığı sosu tabaklardaki makarnaların üzerine koydu.

"Nasıl olmuş?"

"Çok iyi." Dedi kız enfes hareketi yaparken. "Futbolculuğu bırakıp aşçı mı olsan sen acaba?" Dedi göz kırparak.

"Olabilir aslında. Evlenince yemekleri ben yaparım artık." Barış'ın elinden gelen tek şeyin makarna olduğunu, aslında çok beceriksiz olduğunu ikisi de biliyorlardı. Ayrıca büyük ihtimalle Barış asla yemek yapmazdı.

"Bana uyar."

"Evlenelim mi kız biz?"

Barış'ın ani teklifi kızın içtiği suyu püskürtmesine sebep oldu. Hızlıca peçeteyle sildi ağzını.

"Barış biz daha 19 yaşındayız."

"Ne varmış yaşımızda? Biz birbirimizi sevdikten sonra yaşın ne önemi var?"

Yana YakılaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin