E.U-3

178 37 13
                                    

Hikayeme bakanlar beni çok mutlu ediyor. Ama beğenilerinizi de esirgemezseniz çok sevinirim arkadaşlar çünkü hikayem için bu önemli.

Lütfen yorumlarınızı ve votelerinizi esirgemeyin.

Bölüm şarkısı multimedia da var onunla okumanızı tavsiye ederim. Umarım duyguyu verebilmişimdir.

İthaf ismihanyenerr e çok teşekkür ederim yardımları için. :)

İyi okumalar :)


********

Yetimhanenin kapısına yaklaştıkça kalabalık dikkatimi çekti. Gene kızlar olay çıkardı herhalde. Acılarını birbirlerine sataşarak hafifletmeye çalışıyorlar daha doğrusu öyle olduğunu sanıyorlar. Bahçeden içeriye girdim ama bu ambulansın ne işi var burada. Bu kadar mı ileriye gittiler. Ahh kızlar sanki birbirinizden başka kimseniz varmış gibi birde düşmanlık yapıyorsunuz. Bir kaç ağlayan kız görmemle yanlarına gitmem bir oldu.

" Kızlar ne oldu burada ? " Diye sordum. Nereden bilecektim ki ağızlarından dökülecek o iki kelimenin dünyamı başıma yıkacağını.

" Saliha anne " devamını getiremedi. Getirse de ben duyarmıydım bilmiyorum. Herşey tersine döndü sanki etraf karardı ve uğultular Saliha annem. Onu görmeliyim , ne olur kötü olmasın Allahım ne olur. Koşmaya başladığımı çok sonra Saliha annenin yanına varınca anladım. bir kaç hemşire müdahale etmekle meşguldü. Bütün gücüm birşey tarafından emildi sanki dizlerim durmamakta direniyor gibiydi daha fazla taşıyamadılar beni dayanamadım ve çöktüm Annemin yanına

" Annee Saliha annem kalk hadi bak ben geldim " O öpülesi ellerini aldım avuçlarımın arasına. " Ne oldu ona neyi var bir şey söyleyin "hıçkırıklarımı tutamıyordum artık gözyaşlarım ard arda hiç beklemeden iniyordu . Omzumda bil el hissettim " Sakin olun kalp krizi geçirmiş geldiğimizde kalbi durmuştu ama şimdi çalıştırdık ve hastaneye gidiyoruz "

Allahım bu nasıl bir acıdır ne olur iyileşsin onsuz olmanın düşüncesi bile bu kadar kötüyken gerçekleşirse nasıl toparlarım. Nasıl dayanırım...

****

Yoğun bakım ünitesinin camından canım dediğim kadına bakıyordum.Geçmişim bir camın ardında yaşam mücadelesi verirken ben hiç bir şey yapamıyordum. Ne kadar zormuş çaresizce beklemek , bir umut diyebilmek. Günlerdir nasıl yaşadığımı bile bilmiyordum okulla hastane arasında gidip geliyordum. Tüm çabalarıma rağmen görüştürmüyorlardı annemle bugün halimi fark etmiş olacaklar ki hemşire 5 dk girebileceğimi söyledi. Beni yönlerdirmesiyle steril hale getirildim ve odaya girdim. Onu böyle görmeye dayanamıyordum. O güçlü kadına ne olmuştu kıpırdamadan yatıyordu şimdi. hıçkırıklarımı yutmaya çalışarak gidiyordum yanına. 

" An... annem bak ben geldim Eylül'ün geldi. Tepki vermesen de biliyorum beni duyuyorsun. İyileşeceksin annem , kalkacaksın ayağa , gidecez buradan. Sö..özz üzmeyeceğim seni sormıycam bir daha annem nerede babam nerede diye nolur kalk benim annem de babamda sensin ağlamıycam bir daha mızmızlanmıycam ne dersen onu yapıcam. Elimi tut , yanımda ol sen gidersen geceleri kim üstümü örter , aç kalınca kim yemek verir bana. Kalk annem bırakma beni tek başıma ben büyümedim ki daha , hala senin boynunda ağlayarak yatan minik kızınım , sessizliğe nasıl dayanırım , kime anlatırım derdimi. Kimseyi bilmem ki ben , senden başka dayanağım yol göstericim var mı ?. Genç kızlığa adım attığım günü hatırladın mı annem ne çok ağlamıştım hastalanıp ölecem diye. Korkmuştum anlatamamıştım sana ama sen halimden anlamıştın ' sen artık büyümüşsün kızım genç olmuşsun korkma annem ' deyip herşeyi anlatmıştın gene anlat annem bilmediğim hisleri gene anlat. Hem daha okulumu bitircem sen benimle gurur duyacaksın. Beni şu koca dünya da yalnız bırakma , ışığımı benden alma kalk tut elimden 'ağlama Eylül'üm ağlama güzel gözlüm geçti yanındayım' de uyan annem.  Daha çok eksiğimiz çok yapacağımız var annem kalk beni bı..rak..ma böle."  

Artık hıçkırıklarımı daha fazla tutamadan ağladım , kaderime ağladım , yalnızlığıma ağladım. Hemşirenin " Eylül hanım bu kadar yeter yarın gene görürsünüz " demesiyle öptüm o güzel ellerinden , çektim içime yanaklarının  o cennet kokusunu " gene geleceğim annem " deyip çıktım odadan.

***

Kaç gündür hastaneden ayrılmadığım için açlıktan bayılacağım sıra bi hemşire beni bu cafeye getirmişti. Annemin odasından çıktıktan sonra daha fazla hastane kokusuna dayanamamış gene buraya gelmiştim. Köşelerden bir yerde oturuyordum ve ağlamam hala durmamıştı. Onu kaybedersem düşüncesi bile mahvederken şimdi o halde olmasına katlanamıyordum. Saçlarımı okşayışı geliyor gözümün önüne , üzgün olduğumu anlayıp teselli etmesi , korktuğum zaman yanımda olması hele ki bi gece ateşliyim diye sabaha kadar başımda bekleyişi ben ağladıkça oda ağlamıştı nasıl unuturum ki bunları. Şanssızlığımın içinde tek şansımdı o benim onu kaybedersem bütün şanslarımı kaybederim. 

Önüme bardağı koyan kıza baktım. Burada çalışıyordu birkaç gündür görüyordum onu. Sarı uzun saçları , dolgun dudakları , uzun kirpikleri  ve açık renk teniyle oldukça güzel görünüyordu. Hemen karşıma oturup konuşmaya başladı " Kaç gündür geliyorsun sürekli ağlıyorsun. Rahatlaman için konuşman lazım. Belli ki çok yakının var hastanede , bende bilirim yakınını kaybetmeyi. Anlat ki acın azalsın " beklenti içinde yüzüme bakıyordu. Bu sefer susmayacaktım ne var ne yok anlatıp rahatlayacaktım. Acım azalmazdı biliyorum ama öfkemi kusmalıydım.

" Bu acı azalmaz , bitmez , tükenmez. Hangisini anlatayım sana öksüz yetim büyüdüğümü mü ?yetimhane köşelerindeki çığlıklarımı mı ? bağırarak uyandığım uykularımı mı ? ne anlatayım annem istememiş babam istememiş , bırakmışlar , terk etmişler. Bir kişi sahip çıkmış , ağlamaları mı dindirmiş , yüreğime sevgi vermiş ve bu lanet hastanede o bir kişiyi kaybetmek üzereyim sen söyle şimdi bu acı diner mi ?  konuşmayla geçer mi ? "  konuştukça batıyordu sanki kemiklerim tek tek kalbime , daha çok içime işliyordu acılar. Sanki daha dip varmış gibi iyice dibe giriyordum. 

Yüzünde hiç bir acıma hissi yoktu hatta gözlerindeki alaylı gülümsemeyle " Tatlım bu benim numaram ne zaman ihtiyacın olursa ara. Ben Gamze " cebinden kağıt kalem çıkararak bir şeyler yazdı ve masanın üstüne bıraktı. Ne tuhaf bi kız bu böyle! Hem anlattırdı hemde hiçbir şey olmamış gibi çekti gitti. Kahvemi gözyaşlarım eşliğinde içiyordum. Bi anda bi acı hissettim sanki taaa içimde. Ne olduğunu anlamamıştım ama hastaneye gitsem iyi olurdu. Cafeden çıktıktan sonra hastanenin koridorunda beklemeye başlamıştım. Arada camın önüne gidip sessiz çığlıklarımı atıyordum. Koridorda ki koşuşturma dikkatimi çekmişti , kafamı kaldırdım ve hemşirelerin telaşlı bir şekilde annemin odasına girip çıktıklarını gördüm. Ayağa fırlamam da saliseler sonra gerçekleşmişti. 

" Ne oldu hemşire hanım " diye sorsam da bir cevap alamadım. İçeriyi de göstermiyorlardı. Neden kimse bir şey söylemiyor ki! Kendimi daha fala tutamadım açılan kapıdan içeriye girdim. Herkes telaşlı bir şekilde birbirine bakıyordu .Makinaların o sesi kulağıma geldiğinde " Hayırrr hayırrr ölmedi , ölemez. Anne kalk anne beni sensiz bırakma. Anne uyan sen ölemezsin beni yalnız bırakmazsın " diye bağırıyor çığlıklarımı tutamıyordum. Yanına yaklaştırmıyorlar kollarımı tutuyorlardı. Kurtulmaya çalışıyor " Örtmeyin üstünü bırakın , sarılayım. Bir kere kokusunu çekeyim içime "  diye çıldırmış gibi bağırıyordum.

Sonunda kollarından kutuldum , yavaş adımlarla yanına ilerledim. " Şimdi bu benim seni son görüşüm mü ? Annem bir daha göremeyecek miyim seni ? sen hiç bir daha bana gelmeyecek misin ? Ben sana naz yapamayacak mıyım ? Anneee sende gidersen ben kimin küçük kızı olurum. Sende gidersen kim sever beni nolur kalk ben sana daha doyamadım kalkk " Sarıldım boynuna öptüm , kokladım o güzel kokusunu , her bir yerini kaydettim aklıma , kalbime vücudumun her bir karesine. Kalkmadı " Eylül uyan rüya bu " demedi. Ayırdılar bizi zorla. Üzerini örttüler.

Bilemediler ki beni karanlığa ittiklerini , bilmediler. Anlamadılar sensiz kalamayacığımı " gitme anne bırakma beni gitme " desem de kalkmadı. Çöktüm bir köşeye canımın gidişini izledim. Ruhumun kayboluşunu izledim. Sessiz sessiz ağlayışları mı dinledim artık kendimi teselli etmeliydim nede olsa artık hiç kimsesizdim.

Eylül'ün Uçurumu #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin