E.U-11

92 16 11
                                    

       Yeni bir bölümle karşınızdayım begenilerinizi eksik etmeyin yorumlarınızı okudukça çok mutlu oluyorum.. :) kendinize iyi bakın allaha emanet...





Gözlerimi açtığım da neredeyim diye düşünemeden nefret ettiğim kokusuyla hastanede olduğumu anladım.Yaşananlar birbir gözümün önüne gelirken gözyaşlarım akmaya başladı.O kadar küçüktüm ki o korkunç dayağı yediğimde hiç suçum yokken koridorlarda ağladığımda. Yıllarca bu anıları beynimden silmek için çabalar sarf etmiş ama en boş bulunduğum anımda teker teker üşüşmüşlerdi. 

" Aa! güzellik ağlamak sana hiç yakışıyor mu " diyen sesle yerimde tikleyip konuşan kişiye döndüm.

"Siz! ne işiniz var ki burada?"

Allah aşkına bu adamın burada ne işi var.Utkuların ortağı olduğuna göre doktor falan da değildi, iş adamı bu bee. Soruma cevap vermemiş beni burada teoriler üretmekle uğraştırdığı yetmezmiş gibi bide karşımda sırıtıyordu.Birşeyleri hatırlamamak ne kadar da kötüymüş.

"Sinirlenme küçükhanım bayıldın bende seni buraya getirdim" Tamam bayıldım biliyorum ama sen niye getiriyorsun ki arkadaşım.Utku getirseydi ne olurdu sanki merak edip başımda bekleseydi. Kızım eylül sen hep talihsizsin unuttun mu insanlar yani normal insanlar sevdikleri adamın kollarına bayılır sana da gele gele Cem bey denk gelir.

"Teşekkür ederim " edip kafamı çevirdim. Tabi adamın ne suçu varsa artık bilmiyorum ama beni hastaneye o getirdiği için gıcık oluyorum. Oohh ne kadar güzel iyilik yapsın bana bende utanmasam kafasını kırıyım.Aman neyse ne ya belki Utku bey Gamzeyle fingirdeşiyordur hazır bende ortada yokken. Kapı açılınca ikimizde aynı anda o tarafa baktık, orta yaşlarda beyaz önlüğü mercekli sayılacak gözlüğüyle metrelerce öteden bile doktor olduğunu anlayabileceğimiz kişi "hastamız kendine gelmiş" diyerek yanıma yaklaştı.Başucumda duran serumu kontrol ettikten sonra 

"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Eylül hanım?" dedi. Afedersiniz ama bok gibi hissediyorum çünkü ben bayılıyorum ve şansıma da şu adam düşüyor.Sonra aşık olduğum adam ortada bile yok en iyisi siz beni bi daha uyutun hatta tıp da sonsuza kadar uyutma yönteminiz mevcutsa alırım bi dal yani. Ben bunları düşünürken artık yüzüm ne şekle girdiyse doktor tuhaf hareketlerle yüzümü inceliyordu.Kafamda ki düşünceler sanki dağılacakmış gibi sağa sola sallayıp

"İyiyim .... Çıkabilirmiyim?" diye sordum. Bunları düşünebildiğime göre gayet iyiyim demektir.

"İyi olmanıza sevindim ama çıkamazsınız gribal enfeksiyonunuz için ilaç tedavisi başlattım.Bu gece misafirimizsiniz yarın çıkabilirsiniz" deyip yatağın başında duran kağıda birşeyler yazıp imzaladı.

"Bütün tetkikler yapıldı mı ? Herşey yolunda mı?" diyen Cem'e baktım. 

"Herşey istediğiniz gibi kontrol edildi Cem bey bir sorun gözükmüyor tabi enfeksiyonu saymazsak"

"Peki bayılmasına neden olan enfeksiyon mu?"

"Yani oda etkilemiştir muhakkak ama daha çok korkudan bayılmış gibi, zaten dediğim gibi herşey istediğiniz doğrultuda yapıldı hiç birşey atlanmadı. Uyguladığımız tedavi sayesinde enfeksiyonu da geçirmiş oluruz."

"Peki teşekkürler işleminiz bittiyse çıkabilirsiniz" diye söyleyen Cemin ardından çıkan doktora baktım burda ne oluyor allasen. Konuşmaları boyunca ikisinin arasında kafamı döndürmekten bi tuhaf olmuştum. Şimdi bu doktor Cem'e niye rapor verdi,  niye herşey istediğiniz gibi yapıldı dedi, Cem doktordan ne istedi, peki ben daha ne kadar kendi kendime soru sormaya devam edicem,  bu pasta niye bu kadar güzel. Vee saçmalıklar kralicesi Eylül Kayaya tacını vermek üzere sulanmış beynini buraya davet ediyoruz.Kahkayı basan Cem'in sayesinde tac törenini sonraya bırakarak orayı terkettim. 

Eylül'ün Uçurumu #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin