E-U 12

35 6 4
                                    

Keyifli okumalar :)
Bu bölümü @GllKeke ye ithaf ediyorum
Seni seviyorum Teyze :)





1haftadir yattigim yatakta hafifçe kipirdandim birşeyim yok dememe rağmen kimseye dinletememiş en sonunda Nisa hanımdan iyi bir azar isitip onlar beni iyi hissedene kadar yataktan cikamayacagima kanaat getirmistim. Aslında bu durumu biraz yadirgasam da içimdeki küçük yanim ilgiyle mutlu olmuş yıllardır bastırmaya calistigim anne eksikligimi ortaya çıkarmıştı. hem kim böyle bir ilgiyi istemezdi ki degilmi. Çorbalar meyveler ayağıma kadar gelen ilaçlar haa tabi en önemlisi de yanı su yuzumdeki aptal siritisin ortaya çıkmasına sebep olan Utkunun gece ziyaretleri oluyordu hoş o benim uyudugumu düşünüp dakikalarca yüzümü izliyor olabilir ama ben her birinde uyuma numarasını başarıyla tamamlayıp o çıktıktan sonra saatlerce salakca siritmaya oksadigi yuzumu ve saçlarımi onun eline değmiş gibi oksamaya devam ediyordum. Aslında gündüzleri pek fazla yanima gelmemesi biraz içimi burksada geceleri iple çekip onun odama girmesini dört gözle beklemeye devam ediyor tabi bide numara yaptığımı cakmamasi için birsuru duayı arka arkaya sıralıyordum.Yuzumdeki siritmayi biraz gecistirip odamin dibinde olan lavaboya doğru ayaklandim. odamin dibinde diyorum çünkü kaldığım oda bile değiştirilip heryere kolayca ulasabilecegim bi odaya yerlestirilmistim. Şikayet etmek gibi olmasın ama bu aldığım kilolarla nasıl başa cikacam orası bi muammaydi çünkü tuvalete bile 10 adımda gidiyordum. Elimi yuzumu yıkayıp yatmaktan birbirine girmiş bakimsiz saçlarımi düzeltmeye çalıştım. Neden bilmiyorum ama bugün kendimi oldukça enerjik hissediyordum aynadan kendime güzel bi gülücük atıp kimseye görünmeden bahçeye doğru ilerledim. Ben yataktayken kar yağmış ve ben onun sadece yağışını izlemiş karla oynamaya bayılan çocuksu yanimida ikna etmeye çalışmıştım. Sonuçta iç sesleri bile kendine düşman olan tek varlık bendim. Kucuklugumden beri karın yağışını hem çok sevmis hemde ona dokunmaktan ayrı bir haz almisimdir. Kapıyı aralamamla yüzüme çarpan soğuk hava beni titremeye yetmişti. Ürkek adımlarla bahçeye çıkıp erimeye yüz tutmuş kar yığınlarına dokundum. ouw çok soğuk hem ellerimi sallayıp ısıtmaya çalışıyor hemde minik minik yapabildiğim kadar kar topu hazırlıyordum. Utkuya küçük bi sürpriz yapabilirdim mesela degilmi ? bu bir haftadır iyice derinleşen duygularim eskisi kadar beni korkutmuyordu başta ne olduğunu anlayamasamda artık aşık olduğuma emindim. okuduğum kitaplar,dergiler bunu anlamami sağlamış ve aslında dünya da birçok insanının başına gelen aama hepsini ayrı duygulara büründüren bu çıkmazın aşk olduğunu anlamıştım. Dergide yazdığına gore ben şimdilik en güzel evresini yaşıyor en ufak birşey beni mutlu etmeye yetiyordu ileri evreleri düşünmek yerini anın tadını çıkarmaya karar vermiş ve o dergiyi gözümün önünden kaldirmistim.Zaten ben unutmaya calissamda iç sesim bana her an hatirlatmis en güzel anımda bile içine sıçmıştı. Duyduğum araba sesiyle hemen kafami çevirdim. Utkunun arabasını görür görmez yaptığım kar toplarını avucuma toplayıp ağacın arkasına saklanmistim. nasıl bu kadar hızlı hareket ettigime kendim bile şasırdim. Sonuçta bir adet utku gorunce bütün organlarim birbirine karışır hale gelmişti. Hepsi bana meydan okumadan çekinmemişti. Elimdeki toplarin soguklugun dan dolayı sizlamaya başlayan elimi hiçe sayarak Utku nun adımlarını takip ediyor canını acıtmayacak şekilde fırlatmayı düşünüyordum. Arabanin kapısını kapatıp adım adım kapıya doğru geldiği sırada kar toplarını atmaya başladım. Ne olduğunu anlamayan Utku donmus kalmış ardı arkasına attigim küçük toplardan elini kafasına siper edip kurtulmuştu. elimdeki topları bitirince sanki beni bulamayacakmis gibi agacin arkasına iyice sinmistim.
-Eyluuul !demek savaş ha ?
ben ağaca saklanmamismiydim allasen o beni nasıl gordu. 'ahh yapma eylül o koca göbek nerede olsa kendini belli ediyor' diyen iç sesimle gobegimi incelemeye başlamış her kadın gibi kilo denilinci aşkı bile unutmustum. sahi aşk yanı utku o nereye kayboldu iki dakika da be .sağa sola bakinip Utkuyu aradığım sırada sicacak eller adeta beni bağladı . Arkamdan ellerini karnimda birleştirip bu soğuğu bile unutturacak içimde alevlerle dans ettirecek bir temasla bana sarıldı .
"titriyorsun sen Üşüdün mu seni küçük yaramaz sana yataktan kalkma demedik mi biz ?"
benimle böyle kucukmusum gibi konusmasi o kadar çok hoşuma gidiyordu ki. Kendimi yaramazlık yaparken annesine yakalanmış çocuklar gibi hissediyordum. Ayrıca titremem tabiki usumekten değil sadece onun dokunduğu yerlerin kivilcimlanmasindandi ama tabiki onun öyle bilmesi gerekmiyordu degilmi. Zaten konuşacak gücü kendimde bulamayıp kafami aşağı yukarı salladim. Saclarimin arasında hissettiğim nefesi boynuma doğru kaymaya başladıkça artık nefes bile almadan gözlerimi kapatmış içimde kaç tane kelebek var onu saymaya calosiyordum. Bu nasıl bir histi r allahım bu nasıl bir yangindirki o nefes bütün vucudumu kavurup kalbime kadar ulaşıyor heryeri yangın yerine çeviriyor . Aniden çekilmesiyle yaşadığım o duygu yangınları birden kayboldu yuzumu memnuniyetsiz bir şekilde buruşturup sanki isinabilecekmisim gibi ceketime sarildim. Nolurdu bi omur nefesini bu denli yakinimda hissetsem.
" hadi bakalım prenses içeriye "
"peki"
söylediğim sözü bile öyle memnuniyetsiz söylemiş olacam ki aniden önüme geçip
" bi sorun mu var ?" diye sordu. Aslında en büyük problem sensin canım mesela neden benden uzakta nefes aliyorsun
neden durduk yere sarilmayi kesiyorsun
yada neden ben ihtiyaçlı insanlar gibi o nefesi yeniden şah damarimda duymak istiyorum. Kafamda bu kadar derin sorular varken
" yok ne olabilir ki "
dupe düz çıkan sesime sasirmistim. ne kadar duygusuz oldu' ayy sümüklü kız sen kirildinmi ' yooo yok canım niye kiriliyim ki kim ben mi kirilacam hah ben kirilmamki ' psikopata bagladin gene eylül sen bence git bi elini yüzünü yıka yoksa adama rezil olacaksin'
" evet evet en iyisi ben bi elimi yuzumu yikayayim" deyip Utkunun anlamayan gözlerle beni suzdugune takilmadan eve doğru yurudum. Bu aniden değişen duygularıma bi dur demem lazım nutuk cekmek için en uygun zamanı olusturacagima dair beynime kısa mesajlar yollayıp lavaboya girdim.

Akşam yemeğini hep beraber huzurlu bir şekilde yedik. birer birer herkes masadan ayrıldığı sırada görüş acıma giren Cemle yüzümü burusturma istediğimi çok zor bastırdım. Çok kibar bir adam olmasına rağmen artık ondan pekte hoşlanmadığı mı iyice fark etmiş ve kendimi olabildiğince geri çekmiştim.
" merhaba millet nasılsınız bakalım"
diyerek önce Nisa hanimin eline bir öpücük bıraktı sonra yanima doğru yaklaşınca kaçacak delik arayan fareler gibi etrafima bakınsamda tabiki kaçamadım çünkü ne kaçacak yer vardı nede bu adamdan kurtuluş
" ahh eylül bakıyorum da baya toplamışsın kendini çok korkuttun bizi "
bu adam böyle yılışık olmak zorunda mi ayy bi de ben bu adam için kibar mi demiştim hooop geri alıyorum bu nasıl bi adam böyle resmen bıraksam elimle sabaha kadar öyle bekleyecek.

" Evet " gibi birşeyler mirildandim ağzımın içinden tabi bu arada elimide ondan almayı ihmal etmedim aniden tek ayağının üstünde arkasını dönüp
" Nasilsin ortak " demesiyle bende Utkuya döndüm tabi eğer o utkuysa yani utkuydu en son ama şimdi bana öldürecekmis gibi bakan aynı zamanda da Cem 'e gözleriyle harakiri yapan Utku değildir herhalde bu adam hamile mi böyle ani hormon değişiklikleri yaşıyor acaba diye düşünmeye dalarken muhafızlar beni yakaladı ve bian Utkunun hamile olabileceğini düşündüğüme inanamadim bunlar bence ilaçların etkisi ama onu da hamile hayal etmekten kendimi alıkoyamiyorum kocaman bi göbekle elinde pastayla salonda oturduğunu düşünmek bile beni gülme krizine soktu... Evet yanlış duymadiniz şuanda gülme krizindeyim ve bütün herkes yaz gününde kar görmüs gibi bana bakıyor.
" Tatlım seni gulduren şeyi merak ettim doğrusu?"
Olayi incelemeye alan Nisa hanım öyle tuhaf bakınca aniden susmaya çalıştım zor başardım tabi ama olsun başardım sonuçta. Peki şimdi gelelim neden güldüğüme hadi bakalım aklıma getiren hormonlar nere kayboldunuz kadına oğlunu hamile düşündüm diyemem ya yardımcı olun da mantıklı bisey bulalım
" Afedersiniz efendim"
deyip basımı yere eğdim. Ne yanı ne yapabilirim bundan iyi bi cevap bulamadılar bende böyle yapmaya karar verdim kimseden de ses çıkmadığını gore ise yaramış gibi .
Bu hastalık beni mahvetti ilaçlar beynimi tamamen uyusturdu en kısa zamanda kendime çeki düzen verip eski halime dönmem lazım...

Utku ve Cem koyu bi iş sohbeti içindeyken Nisa hanım yatacagını söyleyip yanımızdan ayrıldı biz kızlarla kızsal konular konuşurken Cem
" Eylül puanın bu kadar iyiyken neden bu okul? " diye ortaya bi bomba atınca tabi herkes bir şaşırdı. ama esas tuhaf olan bu adamın beni araştırması puanı mı nereden öğrenmiş olabilir ki derken kafami bianda Cemreye çevirdim tabiki Cemre söylemiştir yoksa nerden öğrenecek ki oda sanki düşüncelerimi anlamis gibi kafani olumsuz anlamda sallayınca
" Siz bunu nerden öğrendiniz? " diye sordum kendimin bile beklemediği bir soğuk kanlılıkla.
" ufak bi araştırma sadece hadi ama soruma cevap alamadım"
adamdaki özgüven patlamasına bak ya şeytan diyo çarp ağzını bitane patlayacak da öyle patlasin. Tabi ben ona pabuç bırakır miyim
" kusura bakmayın ama sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum" deyip yerimden kalktim. Utkuyla gözgöze geldiğim anda o parıltılar da aslında iyi bisey yapmışım hissini yakalamanın verdiği rahatlıkla " izninizle " diyerek odama çıktım...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 06, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Eylül'ün Uçurumu #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin