"Nisa"Buraya doğru gelen Nil'i görür görmez saklanacak bir yer aradım. Aslında böyle davranmamam gerektiğini biliyorum fakat şu an hiç sırası değil. Nedense içimden gelmiyor. Bunun için ilerideki duvarı gözüme kestirdim. Bana faydalı olma oranı yüzde kaç? Sanırım hesaplayamayacak kadar kısa bir zamanım var. İşe yaramasını umarak duvarın arkasına saklandım. Tam zamanlama! Bir kişinin bu kadar ucu ucuna tutturması mümkün mü? Neredeyse beni görüyordu. Anlayacağınız ucuz yırttım. Görse eminim bana kızardı. 'Neredesin sen yarım saattir seni arıyorum' diye söylenişini hayal edebiliyorum. İşin gerçeği kızmakta hakkı vardı. Onlarca bekleyen kişi söz konusu. Fakat seslerini duymadan başlamak istemiyorum.
Annemle babam ölmüş olabilirler. Biliyorum. Ama bu seslerini duymama engel değil. Delirmiyorum. Sadece, yanımda olsalar ne derlerdi hayal etmeye çalışıyorum.O kadar da zor bir şey değil. Bir tek hayal ediyorum... Ne tür cümleler kurabileceklerini. Nasıl davranacaklarını. Şu an onlara o kadar ihtiyacım var ki ... Anlatmakla bitmez. Aşırı derecede heyecanlıyım. Yanımda olsalar eminim beni sakinleştirip desteklerlerdi. Ya da ben öyle umuyorum.
"Son beş dakika" diye bağıran görevliye yaslandığım duvardan eğilerek baktım. Böyle olmayacak! Benim acilen bir şeyler yapmam lazım. Baksana adam son beş dakika diyor.Hızlıca telefonumu çıkardım. Ne demişler müzik ruhun gıdasıdır. O zaman... Kulaklığı takıp müziğin sesini çevredekileri bastırmaya yetesilik açtım. Piyanodan çıkan notalar beynime doğru süzülmeye başladılar. Yavaş yavaş. Sakin ve sessiz. Gözlerimi kapatıp anı yaşadım.
" Seninle gurur duyuyorum " diyen anneme gülümseyerek bakıyordum. Annemin arkasında görünen babam " Bizi sevindirdiğin için teşekkürler" diyerek ona eşlik etti. Hayalimde hiç yaşlanmıyorlar veya değişmiyorlardı. Ya da ben öyle hayal ediyorum. Bilemiyorum? Emin olduğum tek şey aşırı derecede canlı oldukları. Gözleri, yüzü... Her zamanki gibi enerji dolu. Hayalimin bozulmasından korkarak hızlı hızlı konuşmaya başladım. " O kadar heyecanlıyım ki. " diyerek güldüm. "Her seferinde aynı coşku var." diye de ekledim.
Duygularımı birilerine anlatmak rahatlatıcıydı. Omuzlarımdaki yükler birer birer gidiyormuş gibi. Rahatlıyorsun, kuş kadar hafif olabilecekmişsin gibi. İkisi de gelip kocaman sarıldılar. "Seni farklı kılanda bu" diyen anneme içtenlikle baktım. Keşke gerçekte de yanım da olabilseniz. Kokunuzu duyabilsem. Ya da daha fazla anı biriktirmiş olsaydım. O da yeterdi. Babam elimi sıkarak " Şimdi doğru sevenlerinin yanına. Başkalarını bekletmek hiç de hoş değil" dediğinde başımla onaylayıp gözlerimi kapattım. Gözlerim kapalıyken bir yandan da düşünüyordum. Seslerini duymanın huzurunu hiçbir şeye değişmeyeceğimi. Hayatımda kesinlikle emin olduğum tek şeyi...
Hayallerimden sıyrılıp duvara tutunarak doğruldum. Doğrulur doğrulmaz Nil'le çarpıştım. Ne kadar da şanslıyım. Sizce de öyle değil mi? Mutlu bir anın ardından en az bir boğa kadar kızgın olan arkadaşınıza yakalanmak. Bence bu şanslı olduğumun işareti.
"Neredesin sen? Yarım saattir seni arıyorum." diyen Nil'e gülerek baktım. Ben söylemiştim değil mi? Fakat kelimesi kelimesine aynı olması nadiren oluyor. Şu an sınırlı anlardan birini yaşıyoruz. Tadını çıkarın. Her zaman böyle fırsatı bulamazsınız. Benden söylemesi.Üzgün olduğumu söylediğimde saniyesine affetti. Çünkü onun kocaman bir yüreği var. Daima başkalarının iyiliğini düşünür. Şu an da olduğu gibi. " Son üç dakika. İstersen son bir kez üzerinden geçelim " diyerek beni süzdüğünde onayladım. Göz atsak fena olmaz hani. Eksik falan var mı bir emin olmakta yarar var. Her ne kadar her şey yolunda gibi görünse de son anda bir aksilik çıksın istemeyiz. Odaya gitme teklifi sunduğumda elimden tutarak o tarafa doğru çekiştirmeye başladı. Ahh şu deli kız!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Dünyam
Teen FictionLiseye giden sıran bir kız: Nisa Türkmen! Normal giden hayatının bir anda süper ötesi olması mümkün mü? Bu hikayede mümkün. Yapılan şaka gerçeğe dönüşür ve bir anda her şey art arda gelmeye başlar: Hayranlar, imza günleri, kameralar, röp...