3. BÖLÜM

52 16 1
                                    

Kapının açılma sesiyle uyandım ayşe abla yine herzamanki açık pembe önlüğünü giyinmiş karşımda duruyor.

"Ziva hadi kalk kızım kahvaltıya in sonra kızar müdire hanım bak."

Müdire hanım kızar tabi sonuçta hanım o belirli bir yeri ve kuralları var.

"Tamam ayşe abla iniyorum."

Ayşe abla kapıyı kapattığında doğruldum hemen yine karşımda yavru ağzı duvarlar sevmedim, sevemiyeceğim, sevmem. Ağzımda yine o igrenç tat ve koku, ayağa kalkıp dolabımın başına geçtim pijamalarımı çıkartıp katladım, açık renk bi kot ve taba rengi bisiklet yaka dantelli vintage badimi giyindim saçlarımı yarısı kırılmış olan aynada yana alıp ördüm, telefonumuda cebimi koyduğuma göre artık çıkabilirim.

Benim olduğum koridorda hep benim yaşımdaki kızlar kalır çoğunun öyle acıları varki bazen kendi acımdan utanıyorum. Bir alt kata inip tuvalete girdim o igrenç kokuya da alıştım artık, elimi yüzümü yıkadım gözlerimdeki çapakları sildim tam çıkarken Elif girdi içeriye benim odamın hemen yanında odası çok güzel bir kız uzun boylu fiziği mükemmele yakın, saçları kısa ama sarı uçları doğal kıvrım, bembeyaz teni yeşil gözleriyle çok uyumlu ama gözaltı morlukları yaşadığı acılara ben burdayım diyor.

"Günaydın zivam."

"Günaydın elifcim nasılsın bugün?"

O güzel gözlerini yere indirdi hemen elleriyle uğraşmaya başladı.

"Şey rüyalarımda beni rahat bırakırlarsa daha iyi olacam sanırım."

Elifin öz annesi ölünce babası başka bir kadınla evlendi aşık olmuş kadına babası üvey annesininde elifden 2 yaş büyük oğlu varmış elife hergün tecavüz eder, döver, tehtit edermiş bigün babasına söylemiş ama babası duyunca ilk inanmamış elife, sonra hastahane doktor derken öğrenmiş gerçeği babası yıkılmış aşık olduğu kadının oğlu biricik kızını kirletmiş, aşağılamış. Bi gün kızının gözü önünde çekmiş silahı vurmuş erkanı yani kadının oğlunu ama ölmemiş erkan aylarca hastahanede yatmış, babasınıda hapishaneye atmışlar polisler hiç acımamış dinlememiş elifin gözü önünde kelepçelemişler babasını götürmüşler. Geçen sene acı haber geldi zaten hemen adam dayanamamış oranın pisliğine, enfeksiyondan ölmüş. Geriye elif kaldı tabi bide krizleri arttı. Elif de benim gibi yaşadıklarımızla olgunlaştık, sessizleştik burdaki en yakın arkadaşım diyebilirim.

Yaklaştım elife elleriyle oynamasın diğe tuttum ellerini gözlerine baktım.

"Yaşadıklarını anlayabilirim ama neler hissetiklerini anlayamadığım için beni affet olurmu." Dedim.

"Benim canım arkadaşım sen olmazsan emin olur kimse anlamaz beni en azından içimde olanları biliyosun yeter bana." Diyip sarıldı bende hemen doladım kollarımı boynuna çektim kokusunu içime bazen annem gibi kokuyor o yüzden çok düşkünüm bu ruhu kırık kıza.

"Müdire hanımdan laf yemeden gitsek iyi olacak." Deyip tebessum ettim. Elifde kıkırdayıp ayrıldı benden elini yüzünü yıkama işleminden sonra indik yemekhaneye tabaklarımı alıp sıramızın gelmesini beklerken etrafa bakınmaya başladım. Yemekhane çok büyükdü uzunlamasına, boydan boya masalar vardı duvarlar yine yavru ağzı sevmem.. burda en küçüğümüz 5 yaşında oda adı gibi afacan kahkahaları dolduruyor yemekhaneyi çok sayıda küçük çocuk var hepsinin hikayeleri farklı acıları aynı. 10 yaşıdan büyük erkekler bizim yan binamızda kalıyor ama yemekhaneyi ortak kullanıyoruz o yüzden yemek saatleri bayağı ses oluyor burda, müdire hanımda çıldırıyor tabi. Ben bunları düşünürken elif dürtdü beni sıramın geldiğini anladım, aşçı abla tabağıma yumurta, zeytin, peynir, domates bide hazır pakette vişne reçeli koydu, bi parçada ekmeği de alıp herzamanki yerimize oturduk elifle.

"Ziva."

Yumurtayı çatalımla ikiye ayırdım.

"Efendim elif"

Burukca gülümsedi yine.

"Biliyorsun yarın okullar açılıyor nasıl hissediyorsun?"

Ah unutmuştum onu yine o yüzlerdeki acıma hislerini görecem.

"Biliyorum canım, sınıfta nasıl kalmadım gerçekten merak ediyorum"

"Müdire hanım halletmiştir hem halletmese bile ortalaman zaten çok yüksek seni başka okula kaptırmak istediklerini zannetmem canım"

"Ama biliyorsun ki nerdeyse 1 yıl kaybim var nasıl toparlayacağım bilmiyorum"

"Ben sana inanıyorum üstesinden gelirsin"

Gülümsedim elifde bana aynı şekilde karşılık verdi. Elifle aynı okuldayız ama sınıflarımız farklı ben eşit ağırlıkçıyım elif sözelci. Kahvaltıdan sonra bahçe saatimiz var isteyenler gidip bahçede oturabilir tabi bu duruma en çok çocuklar seviniyor çünkü bahçemizde çok büyük park alanı var.

"Ziva inelim mi bahçeye değişiklik olur belki bizede?"

Aslında hiç inmek istemiyordum ama elif o kadife ses tonuyla öyle güzel sordu ki kıramadım arkadaşımı.

"Olur canım inelim bu kadar istiyorsan."

Gülüp yanağıma sulu öpücük kondurdu. Tebessum ettim bende. En baştaki banka geçip oturduk, manzaramız ağaçlar ağaçların arkasında ise yüksek duvarlar.. tam bu sırada afacanın sesini duydum ağlıyordu sanki ayağa kalkıp arkama baktım elifte benimle beraber kalktı. Afacan yerde oturmuş dizini tutuyordu elife döndüm.

"Sanırım baksak iyi olacak." Bişey demesine izin vermeden koşmaya başladım afacanin yanına etrafını arkadaşları sarmıs aralarına girip afacanın yanına oturdum, diz kapağını tutmuş boncuk boncuk göz yaşı döküyordu.

"Ziva abla dokunma çok ağrıyor"

"Tamam ablacım dokunmayacam sadece aç bakayım içine kum girmişmi"

Korka korka yavaşca kaldırdı elini cam batmış zavallımın dizine elimi uzatıp camı çektim aniden. Afacan;

"Anneee" diğe feryat etti. O sırada ayşe abla gelip afacani aldı kucağında götürdü.

Ben elimde kanlı cam parçasıyla arkasından baktım ruhum tekrar öldü sanki, içim yandı, yüreğim parçalandı. Sen herşeyde olmayan anneni anıyosun çoçuk nasıl ölmeyeyim ben..






ZİVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin