Bedirhanla herzamanki yerimize yani duvar tarafının en önüne oturduk. Dersimiz edebiyat, sevgi hocamız yine o güzel ses tonuyla anlatıyor cumhuriyet dönemini. Ben zaten çok severim edebiyatı ezber ama olsun bide bi dersi sevince zamanın nasıl geçtiğini anlamazsın ya işte yine öyle oldu, zil çaldı hemen.
Bedirhan bana dönüp;
"Civam hadi kalk bahçeye çıkalım" dedi.
Bişey demeden ayağa kalktım beraber bahçede doğru sessizce yürüdük.Ne garip yerdir okullar. Her çeşit insan var, mesela ben okuldaki insanları 3 gruba ayırıyorum. Birinci grup; etrafını hep kalabalık tutan, kendini hep ön planda tutmak isteyen, egosunu tatmin etmeye çalışan, kendisini beğendirmeye çalışan, karşındakini düşünmeyen.. daha çok sayardım ama siz anladınız zaten nasıl tipler olduğunu. İkinci grup ise birkaç arkadaşla yetinen, kendi arasında eğlenip kendi arasında üzülen, bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın tiplerden. Üçüncü grup ise tek olan, bağımsız olan, hep ezilen, dışlanan, birinci grubun egosunu tatmin etmek için araç olan kişiler.
Acaba ben hangi grupdanım? Ah hayır kesinlikle kendimi bu grupların içinde görmüyorum. Im sanki Araftayım gibi.Kolumun dürtülmesiyle yerimden sıçradım resmen.
" ah be kızım daldın gittin yine duymuyorsun beni"
"Özür dilerim bedirhan elimde değil biliyorsun"
"Biliyorum maviş biliyorum, hadi gel oturalım şuraya"
"Bedirhan"
"Hıı?"
"Şu kızlar bana neden öyle bakıyor?"
Gösterdiğim tarafa bedirhan kafasını kaldırıp baktı, gözlerini devirdi.
"Ortadakiyle yazın bi ara konuştuk, kafama göre değildi maviş fazla çocuksuydu biliyorsun kaldıramıyorum o vıcık vıcık şeyleri" deyip güldü. Benide gülümsetti bu sıpa.
"Bilmezmiyim, hatta okulun başlarında çıktığın kız bebek taklidi yapınca ağzına vurmuştun"
Bedirhan ilk önce gözlerini büyüttü sonra burnuma hafif vurup kahkaha atmaya başladı, bende aynısını ona yaptım.
"Unutmamışsın" dedi.
"Unutulacak gibi değildi ki" dedim.
Sonra ciddileşti birden.
"Civam?"
"Hıı?"
"Hiç sevdin, aşık oldun yada buna benzer bir duyguyu yaşadın mı?"
Sahi yaşadım mı gerçekten? Sanırım yaşamadım yaşasaydım bilirdim. Ah kandırma kendini ziva öyle bir duyguyu nerden bilebilirsin ki.!
"Ben, bilmiyorum bedirhan o tarz duygulara ayıracak zamanım olmadı."Sustu bişet demedi bende demedim. Gün boyu sohbet ettik, özlem giderdik arada babammış gibi sarıldım. Elifin yanına gittim iki defa filan ilk günü böylece bitirdik. Çıkışta elifle oyalana oyalana yürüdük, en içten gülüşlerimizi gösterdik birbirimize ama sanırım bayağı geçiktik.
"Elif"
"Efendim canım"
"Müdire hanım bize kızacak"
Kıkırdadık beraber. Bakalım bizi neler bekliyor..
Tam 23 dakikadır müdire hanımın bize söylediği o ağır kelimeleri dinliyoruz.
"Size erken gelmenizi söyledim, emirleri uymanızı kimse öğretmedimi size!"
O kurduğu son cümleden sonra ki pişmanlığını hemen gördüm gözlerinde ama bu bizim için ağırdı hayır çok ağırdı ne zannediyor bizi sıcak evimizde huzurlu ortamda filan mı! Vicdansız kadın artık dayanamıyacağımı anlayıp terk ettim odayı tabi bu hareketim için başka zamanda laf yiyecektim ama olsun. Elif arkamdan hiç konuşmadan peşimden geliyor, odama girdim ama kapıyı örtmedim, şu an ihtiyacım vardı elife hah işte benim canım arkadaşım nasılda anlayıp geldi hemen yanıma.
Geçtim kırık aynamın karşısına, elifde yanıma.. uzun uzun inceledik kendimizi, gözlerimizi, bilinmeyenlerimizi.. aslında bugüne mahsus değil bu donukluğumuz, uzun zamandır doluyduk zaten patlamaya hazırdık.. sonra sessizliğimizi ilk elif bozdu hâla aynada kendimizi incelerken.
"Acaba diğer yaşıtlarımız evlerinde ne yapıyor şu anda?"
"Acaba onları düşündüğümüz gibi onlarda bizi düşünüyormudur?" Dedim.
"Belkide düşünenler vardır."
Cevap vermedim. Sonra yine elif konuştu.
"Yapalım mı?" Dedi.
"Yapalım" dedim.
Bazen insanların taşıp dolduğu zamanlar vardır hah işte o his bizde bazen değil herzaman var ama biz içimiźde tutmayı öğrendik. Ama bazen bizde tutamıyoruz işte bu zamanlarda herkes uyuyunca, sessizlik çökünce karanlıkla beraber oturuyoruz elifle yere karşılıklı, hiç konuşmuyoruz, birbirimize hiç bakmıyoruz ağlıyoruz sadece sessizce, gözlerimiz sızlayana kadar, başımıza o dayanılmaz ağrı gelene kadar, uykumuz gelene kadar.. sonra uyuyoruz olduğumuz yerde, yere yatıyoruz. Sabah olunca hiç birşey olmamış gibi birbirimize bile hiçbirşey söylemeden günümüze devam ediyoruz, bir nevi kendimizi rahatlatıyoruz.
Yine ilk uyuyan elif oldu bende uzandım yanına başımı koydum karnına, gözlerimi kapattım huzur aradım bulamadım, uyudum bende..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZİVA
Fiksi RemajaMutlu sonların hiçbirine inanmam, yalan bizim bildiğimiz kadarıyla mutlu biter peki ya sonrası? Sonrasını hiç düşünüyormuyuz. O nasıl bu nasıl diğe merak edenimiz varmı.? Neden bu kadar benciliz.? Hayatı kararmış insanları neden göremiyoruz.? Neden...